Ağırlıkla Milli Görüş’ü destekleyen öğretmenlerin yer aldığı Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Genel Başkanı İsmail Hakkı Akkiraz Şube Başkanları toplantısında bir konuşma yaptı. Müslüman bir topluluk olduklarını belirten Akkiraz, “Bu ülkede inandığımız gibi yaşamak istiyoruz. Her talebin bir bedelinin olduğunu biliyoruz. Bu bedeli ödemeden inandığımız gibi yaşama hakkına sahip olamayacağımızı da bilmemiz gerekir. Mücadele etmeden, gereğini yerine getirmeden, fedakârlıkta bulunmadan yaşadığımız menfi hali müspete çevirmemiz mümkün değildir” dedi.
“EĞİTİMDE HRİSTİYANLIK PROPAGANDASI YAPILIYOR”
“Ülkemizde ve dünyada yürütülmekte olan düzen bizlere saadet yerine zulüm sunmaktadır. Bin yıl insanlığa İslam ile hizmet etmiş milletimiz, yürütülmekte olan ifsat çalışmalarıyla çürütülmeye çalışılmaktadır” diyen Akkiraz, şu iddialarda bulundu:
“-Ilımlı İslam, medeniyetler ittifakı, dinler arası diyalog çalışmaları bağlamında beyinleri yıkanan nesiller hak ile batılı birbirinden ayıramaz kimseler olarak yetiştirilmektedir. Kökü dışarıda olan dernekler ile materyalist dünyanın desteklediği birtakım topluluklar okullarımızda her türlü ifsat ve misyonerlik faaliyetlerini rahatlıkla yapabilmektedir.
-Bu menfi çalışmalara MEB yetkilileri de destek vermektedir. Bunun son örneklerinden birsi de İstanbul İl Milli Eğitimi Müdürlüğü’nün organize ettiği ‘Değerler Eğitimi Projesi’ kapsamında anasınıfı, ilkokul ve ortaokulu öğrencilerine, ‘Birlikte Yaşama ve Kardeşlik’ konulu seminer çalışmalarıdır. En son Kasım-Aralık aylarında Taksim Ticaret Lisesinde gerçekleştirilen seminere İstanbul İl Müftü Yardımcısı Kadriye Avcı Erdemli ve Ermeni Kilisesi Papazı Peder Zaven İshak Bıçakcı birlikte katılmışlardır.
-Bu çalışmalarda alenen Hıristiyanlık propagandası yapılmaktadır. Muharref Hıristiyanlık ve Yahudilik dinlerinin de İslam dini gibi hak dinlerden olduğu telkin edilmektedir. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Bu durum hepimizi tedirgin etmektedir. Talebimiz bu çalışmaların bir an önce durdurulmasıdır. Yeni Milli Eğitim Bakanı sayın Nabi Avcı’nın bu konuya el atacağına olan inancımız tamdır. Çünkü İslam varlığımız ciddi tehdit ve saldırı altındadır. Müslüman bir toplum olarak buna rıza göstermemiz düşünülemez.”
“EĞİTİMİN REFERANSI TEVRAT, İNCİL, BATI FELSEFESİ VE MİTOLOJİLERİ”
Eğitimin muhtevasının “İslam düşmanı batının muhtevası” olduğunu, referanslarının ise “Muharref Tevrat, İncil, batı felsefesi ve mitolojileri”nden alındığını öne süren Akkiraz, “Talim ve terbiyemiz İslam esas alınarak yeniden inşa edilmelidir. Müfredatlar ve okul kitapları buna göre yeniden yazılmalıdır” dedi.
“TEDİP İÇİN KULAĞI ÇEKİLEN BİR ÖĞRENCİNİN VELİSİ...”
Konuşmasının “Eğitimde disiplin ve ciddiyet” bölümünde ise İsmail Hakkı Akkiraz şu önerilerde bulundu:
“Her alanda olduğu gibi talim ve terbiye alanında da disiplin ve ciddiyet esas alınmadan netice alınmaz. Disiplin yönetmeliğinde öğrenci merkezli yapılan değişikliler idare ve öğretmenlerin öğrenci üzerindeki etkinliğini ortadan kaldırmıştır. Disiplinin olmadığı yerde eğitim olmaz. Tedip için öğretmeni tarafından kulağı çekilen bir öğrencinin velisi okula avukatla gelip öğretmeni tehdit ediyorsa bu kurumda eğitim ve öğretim yapılamaz. Güney doğuda bir okulun yurdunda gece nöbeti tutan bir öğretmen yaramazlık yapan bir öğrenciyi tedip ederken bu öğrencinin saldırısına uğramış, yediği yumrukla gözünü kaybedecek duruma gelmiştir. Bu olay okula zarar gelmesin diye mağdur öğretmenin talebi üzerine kapatılmıştır. Türkiye’de bu durum ve laçkalıktan şikâyetçi olmayan bir tek eğitimci yoktur.”
Bakanlığın kılık kıyafet konusunu yeniden ele alması ve doğal ahlak kuralları içinde edep ve haya esaslarına uygun olarak yeniden düzenlemesi gerektiğini belirten Akkiraz başörtüsü yasaklarının kaldırılmasını istedi. Akkiraz, karma eğitimden vazgeçilmesini, kız ve erkeklerin okullarının ayrılmasını önerirken, “Kız ve erkek öğrencilerin aynı ortamda okumaları eğitimi eğitim olmaktan çıkaran en önemli etkendir. Kız okulları yeniden açılmalıdır” dedi.
Akkiraz, önerilerine şöyle son verdi:
“Eğitimde Keskin ve Radikal çözümler istiyoruz
1.Ülkemizde yürütülen batıcı eğitimi milli değil, gayr-i millidir. Bu eğitim anlayışından hayır gelmemiştir, gelmeyecektir. Eğitim milletimizin temel görüşü olan Milli Görüş esaslarına göre yeniden inşa edilmelidir.
2. Eğitimin üç amacı vardır. Birincisi: Genç nesillere İslam itikadını doğru bir şekilde öğretmek, İkincisi: Aksiyon ve eylem planında Salih amel esaslarını öğretmek, yüksek ahlak ve karakter kazandırmak, Üçüncüsü: Güzellik, estetik boyutu kazandırmaktır. Eğitim sistemi bu görevi yapacak hale getirilmelidir.
3. Türkiye’deki hâkim resmi vesayet ideolojisi milli kimliğimize, milli kültürümüze, kendi medeniyetimize aykırı, bozuk bir ideolojidir. Latince ilim ve eğitim dili olamaz. Bu yanlış yoldan dönülmeli ve Türkçe yeniden eğitim ve ilim dili hane getirilmelidir.
4. Okullarımızda mutlaka ibadet yerleri açılmalıdır. Uygulamalı eğitime imkan tanınmalıdır.
5. Eğitim sistemimiz ABD ve AB vesayetinden kurtarılmalı, Talim ve Terbiye gibi kurumlarımızda çalışan bütün yabancı uzmanların işine son verilmelidir.
6. Kamuda çalışan bayan öğretmenler başta olmak üzere başörtüsü yasağı kaldırılmalıdır. Bunun için Memur Sen’in başörtüsüne özgürlük için on milyon imza kampanyasını destekliyoruz.
7. Mütedeyyin, namazını kılan öğretmen ve öğrencilerin Cuma namazına gitmeleri hala problemdir. Bu konuya köklü bir çözüm bekliyoruz.
Özet olarak eğitimin millileştirilmesini istiyoruz. Çünkü, 'salih' nesiller ancak milli eğitimle yetişir vesselam.”
Vatan Haber
Vatan Haber