TDK'nın ilk sözlüğünün 1945 yılında yayımladığını ve o tarihten bugüne geliştirilen Türkçe Sözlük'ün 11'inci baskısının 2010 yılında yapıldığını hatırlatan, Kaçalin, dilin özelliği itibarıyla sözlük çalışmalarının hiçbir zaman tamamlanan, bitirilip sonuçlandırılan çalışmalar olmadığını belirtti.
-"Genel Ağ'daki Güncel Türkçe Sözlük, 11. baskı Türkçe Sözlük ile aynı"
Kaçalin zaman içerisinde bazı kelimeler kullanıştan düşerken yeni kelimelerin dile girdiğini ve bazı kelimelerin yeni anlamlar kazandığına işaret ederek, "Bunlar, sürekli bir takibi ve dolayısıyla madde başlarında ve tariflerde değişiklikleri gündeme getirir. Bu düzeltme yetkili, uzman kurulların kararlarıyla yapılır.
Bu da anlık değişiklikler değildir ve sözlüğe bu değişmelerin işlenmesi ancak sözlüğün yeni baskısı yapılırken gerçekleştirilir. 2010 baskısı sözlükte tespit edilen bir değişiklik, aslında, eserlerin gözden geçirme ve baskı aşamaları da dikkate alındığında, bazı zaman bir yıl öncesinde kararı verilmiş bir değişikliktir.
Yeni baskılardaki düzeltme ve değişiklikler de Genel Ağ'daki sözlüğe işlenir. Yani Genel Ağ'daki Güncel Türkçe Sözlük, 11. baskı Türkçe Sözlük ile aynıdır" diye konuştu. TDK'nın, 15 sözlüğünün Genel Ağ'dan kullanıcılarının hizmetine sunulurken bütün dünyada Türk dili üzerine çalışan, bu dile ilgi duyan herkesi kapsamayı ve onların da katılımlarının sağlamayı amaçlandığını, böylece, kendilerine her gün onlarca teklif, tenkit ve katkıların ulaştığını kaydeden Kaçalin, şunları dile getirdi:
"Sözlüklerimiz halkımızla imece usulüyle geliştirilip mükemmelleştirilmektedir. Kurum, kendisine iletilen eleştirileri her zaman dikkate almış, kurullarında tartışılmasını sağlamıştır. Bu nedenle bütün halkımızın, bize ilettiği bilgilerin dikkate alındığının bilinmesini istiyorum. Her eser içinde hata barındırabilir. Kurumumuz kaçınılmaz olan bu gerçekten hareketle, çalışmalarını Genel Ağ aracılığıyla herkese açarak kabul ediyor ve bütün dünyadan bizlere ulaşan takipçilerimizin gözü önünde bu hatalarla yüzleşerek ve onları düzelterek ilerliyoruz. TDK, bu anlamda çok şeffaf bir çalışma yöntemini benimsemiş bulunmaktadır. Bundan kimsenin en küçük bir endişesi olmasın."
TDK'nın kuruluş amacına uygun olarak çalışmalarını ilk günkü inancı ve azmi ile sürdürdüğünü ve bu konuda kimsenin bir kaygı duymaması gerektiğini vurgulayan Kaçalin, konuşmasına şöyle sürdürdü: "Bütün açıklığıyla bir gerçeği daha halkımızla paylaşmak isterim ki ilmi çalışmalara siyasi mülahazalarla yapılacak müdahaleler asla kabul edilemez. Şu da açıklıkla bilinmelidir ki halkımızın bugün dikkatini çekmiş olan kelimelerin tariflerine ilişkin de hiçbir telkin ve ima olmamıştır. Ayrıca, kurumumuzun böyle bir telkini kabul etmesi mümkün değildir. TDK'nın sözlüklerine halkta duyulan güvenin bu tarz yanıltıcı haberlerle zedelenmek istendiği görülmektedir. Ancak TDK, kuruluş amacına uygun olarak çalışmalarını ilk günkü inancı ve azmi ile sürdürmektedir. Bu konuda kimsenin bir kaygısı olmasın."
Kaçalin ayrıca, darbe kelimesinin Kurumun ilk sözlüklerinden itibaren nasıl yer aldığına ilişkin bir bilgi notu da paylaştı. Buna göre, "darbe" , "hükümet darbesi hükümeti kanunsuz yollardan ele geçirme" anlamıyla ilk kez 1959 yılında sözlüğe girerken, "Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükümeti istifa ettirmek veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirmek işi" anlamıyla kullanımı ise 1998 yılında sözlükte yer aldı. Aynı ifade 2005 ve 2011 sözlüklerinde de kullanıldı.
Milliyet Haber
Milliyet Haber