Zaman yazarı Mehmet Kamış da, Başbakan Erdoğan'ın konuyla ilgili önceki sözlerini gündeme getirerek "Yalandan insanlık ölecek" diye yazdı.
BAŞBAKAN HAKKINDA KİN VE NEFRET SUÇU DAVASI
"Kabataş muamması" başlığıyla verilen haberde, "Olayı ‘devlet provokasyonu’ olarak değerlendiren CHP’li vekiller, Başbakan hakkında ‘kin ve nefret suçu’na tahrikten dava açacaklarını açıkladı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise bir soru üzerine “İddia onunsa Başbakan’a sorun.” dedi." ifadeleri yer aldı.
DEVLET PROVOKASYONU
Haberin spotunda ise şu sözler yer aldı: Gezi olayları sırasında Kabataş’ta yaşanan ‘başörtülü kadına saldırı’ olayıyla ilgili ortaya çıkan kamera görüntüleri kamuoyunda büyük şaşkınlık ve tartışma meydana getirdi. Görüntülerde, iddia edildiği gibi yarı çıplak 70-100 kişilik grubun şiddeti görülmüyor. Muhalefet, olayı ‘devlet provokasyonu’ olarak değerlendirirken Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ‘İddia onunsa Başbakan’a sorun.’ dedi.
MEHMET KAMIŞ: YALANDAN İNSANLIK ÖLECEK
Ortaya çıkan Kabataş görüntüleri, Zaman gazetesi yazarı Mehmet Kamış'ın da gündemindeydi. İktidarı yalan söylemekle suçlayan yazarın hedefinde hükümet vardı. İşte yazıdan bir bölüm:
"Gezi olaylarına gösterilen toplumsal tepkinin en önemli argümanı meğer büyük bir tezviratmış. Kamuoyu bu durumu ortaya koyan görüntülerin şokunu yaşıyor.
İşin doğrusu o dönemde hükümet yetkililerine maalesef itimat eden ve söylediklerine inanan birisi olarak ben iki kat şok yaşıyorum. Anlatılanlar her halükarda çirkindi. Bir başörtülünün ya da herhangi bir kimsenin görüntüsünden veya inancından dolayı en ufak bir tacize maruz kalması hoş karşılanamaz.
Ancak önceki gün yayınlanan görüntülere bakılırsa, olayın hiç de Başbakan ve yandaşlarının söylediği gibi olmadığı, bir kadının üstleri çıplak insanlar tarafından yerlerde süründürülmediği, üzerine bevl edilmediği anlaşılıyor. Tıpkı Dolmabahçe’deki camiye sığınan eylemcilerle ilgili tezviratların havada kalması gibi bu konunun da gerçeklerle bağdaşmadığı görülüyor. Hatırlayacaksınız Gezi eylemcilerinin camiye ayakkabılarıyla girdiklerini, camide bira içtiklerini, nahoş tavırlar sergilediklerini söylemişlerdi. ‘Bunu teyit edecek görüntüler var elimizde.’ demelerine rağmen inandırıcı bir görüntü ortaya koyamamışlardı.
Ancak önceki gün yayınlanan görüntülere bakılırsa, olayın hiç de Başbakan ve yandaşlarının söylediği gibi olmadığı, bir kadının üstleri çıplak insanlar tarafından yerlerde süründürülmediği, üzerine bevl edilmediği anlaşılıyor. Tıpkı Dolmabahçe’deki camiye sığınan eylemcilerle ilgili tezviratların havada kalması gibi bu konunun da gerçeklerle bağdaşmadığı görülüyor. Hatırlayacaksınız Gezi eylemcilerinin camiye ayakkabılarıyla girdiklerini, camide bira içtiklerini, nahoş tavırlar sergilediklerini söylemişlerdi. ‘Bunu teyit edecek görüntüler var elimizde.’ demelerine rağmen inandırıcı bir görüntü ortaya koyamamışlardı.
Neyse olay bundan ibaret olsaydı belki tolere edilebilirdi. Ancak bugün anlıyoruz ki bu bir davranış biçimi. Yalan ve algı üzerinden bir toplum mühendisliği yapılıyor. Detaylar yok, gerçeklik yok, ispat etme ihtiyacı yok. Ne, nerede, nasıl, kim sorularının önemi yok. Sadece tezvirat var."