Dershane tartışmaları sürerken, Zaman gazetesi yazarlarının hükümete yönelik eleştiri bombardımanı tam gaz devam ediyor.
Ülkenin son üç yılını kaygı verici bulan yazar, kimseyle kavga etmeyen Çin ve Almanya'nın ekonomik yükselişini örnek gösterdi.
ÇİN VE ALMANYA HERKESLE İYİ GEÇİNMEYE ÇALIŞIYOR
Yazar, bu iki yükselen gücün stratejisini "Kaldırmakta zorlanacakları iddialı işlerin altına girmek değil, ısrarla çekilmelerine rağmen uzak duruyorlar. İdeoloji, renk ve dinine bakmadan herkesle iyi geçinmeye çalışıyor; yumuşak güçleriyle her yerde aktif olmaya çabalıyorlar." sözleriyle anlattı.
Hükümetin ilk 8-9 yılda yakaladığı havayı Çin ve Almanya gibi sessizce ve tevazu ile en az 30-40 yıl sürdürmemiz gerektiğini savunan yazar, hem içteki hem de dıştaki 'sıkıntılı' konulara getirerek ülkenin otoriter rejimle yönetildiğini sözlerine ekliyor.
BATI'DA KUŞKULAR ARTTI
(...)Ama sağlanan başarının da etkisiyle ortaya çıkan aşırı özgüven içte ve dışta sıkıntılara yol açtı. Dış politikada mütevazı tavırların yerini bölgesel hatta küresel liderlik heveslerine bıraktığı oranda Doğu’da ve Batı’da kuşkular arttı. Gazze, Suriye, Mısır ve Irak’ta gücümüzle orantısız iddialarımız akim kaldıkça AB’den Şanghay’a, Sünni cepheden Maliki ve İran’a jestlere savrulmaya başladık. 3 yıl önce çok iyi ilişkide olduğumuz bazı ülkelerde artık elçimiz yok.
NE KONUŞUYORSUN OY ORANIN YÜZDE 1
İçeride de aşırı özgüvenle atılan tek yanlı adımlar, içte de gerilimi artırdı. Demokratikleşme süreci teklerken, küçük konular ulusal krize dönüşmeye başladı. Haklı bir itirazını dillendiren sivil topluma, son dershane tartışmasında olduğu gibi “Sıkıntın varsa partini kur” ya da “Ne konuşuyorsun, oy oranın yüzde 1” gibi cevaplar verilir oldu.
Hem de hak hukukun oy oranıyla ölçülemeyeceği ve otoriter rejimin en kudretli zamanında 19 kez zehirleme ve 25 yıl sürgün hayatına rağmen bir tek insan olan Bediüzzaman’ı mağlup edemediği açıkken.
Kaygı verici bu gidişatın nereye varacağı belli değil. Ancak Çin ve Almanya’nın yıllardır başarıyla izlediği düz yolu bulmuşken, neden patikaya saptığımızı anlamak çok güç. İnşallah yanlıştan döneriz."