Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İstanbul merkezli operasyon ve Halk Bankası'na karşı oynanan oyunlara ilişkin 24 kanalında açıklamalarda bulunan Babacan Özetle şunları kaydetti:
642 MİLYAR BİZE KALDI
Türkiye sadece faizlerdeki düşüşten son 11 yılda 642 milyar lira tasarruf etmiş. Bu çok az sayıda kişinin eline geçen faiz geliri, 642 milyar lira, eğitim, sağlık hizmetleri, yatırımlar, yol, baraj olarak memlekete dönmüş
91 BİN SORUŞTURMA
Yolsuzluk, sahtecilik ve ekonomik suçlarda bu dönemde tam 91 bin 687 operasyon gerçekleştirmişiz Türkiye'de. Biz hiçbir zaman yolsuzluğun üzerini örtmeyiz, hiçbir zaman yolsuzlukların arkasında durmayız, gereği ne ise yaparız.
SİYASİ MÜHENDİSLİK
Dışarıda 100 haber çıktıysa bunun 95'i yolsuzluktan öte, siyasi istikrarla ilgili kısmına vurgu yapıyor. Bir siyaset mühendisliği vurgusu var özellikle dış basında. Bu açıdan baktığımızda ister istemez şunu düşünüyorsunuz: Hedef ne? Hedef gerçekten yolsuzlukla mücadele mi? Bir yolsuzluğu ortaya çıkartmak mı? Yoksa hükümete, iktidar partisine, dolayısıyla devlete, bu millete, Türkiye'ye zarar vermek mi?
1 HAFTADA 20 MİLYAR DOLAR DÜŞTÜ
Arkadaşlarımızla ilgili en ufak bir şüphemiz olamaz. Ta ki mahkemelerin sonucuna kadar. Bütün arkadaşlarımızın masum olduğuna inanıyoruz.
Hiç o konuda şüphemiz olmaz. Ama bakıyorsunuz şu dönemde, son 1 haftada halka açık şirketlerimizin değeri tam 20 milyar dolar düşmüş. Sadece Halk Bankasının değer kaybı 1 milyar 625 milyon dolar. Halk Bankasının toplam hisse senedi değeri 9 milyar 498 milyon dolardan 7 milyar 873 milyon dolara düştü.
Hiç o konuda şüphemiz olmaz. Ama bakıyorsunuz şu dönemde, son 1 haftada halka açık şirketlerimizin değeri tam 20 milyar dolar düşmüş. Sadece Halk Bankasının değer kaybı 1 milyar 625 milyon dolar. Halk Bankasının toplam hisse senedi değeri 9 milyar 498 milyon dolardan 7 milyar 873 milyon dolara düştü.
ABD'YE UYMAK ZORUNDA DEĞİLİZ
Babacan, Halk Bankasının bir başka özeliğinin de İran'la yapılan ticaret olduğunu kaydetti. İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) yaptırımlarına maruz kaldığını anımsatarak şunları belirtti: 'BMGK'nın yaptırımları BM'ye üye olan bütün ülkeler için bağlayıcı yaptırımlar.
Bunun içerisinde Türkiye de var. BMGK karar aldığı zaman biz o yaptırımı devlet olarak uygularız, sınırlar içerisindeki uygulanmasını takip ederiz. Ancak İran'la ilgili münferit ülkelerin de yaptırım kararları var. Avrupa Birliği'nin kararları, ABD'nin yaptırımları var.
Münferit ülkelerin ve ülke gruplarının başka bir ülkeyle ilgili yaptırımları Türkiye'yi devlet olarak bağlamaz. Biz AB'nin bazı kararlarına katılıyoruz ama bu Türkiye'nin tercihi. Ancak İran'la ilgili konularda biz AB ve ABD'nin karar ve yaptırımlarına biz devlet olarak uymak zorunda değiliz.'