Bilim bazen doğrulardan, bazen merak edilenlerden ancak çoğu zaman yanılgılardan ibarettir ve bu şekilde ilerleyerek doğruları yeniden tanımlamaya devam eder. Günümüzden yüzyıllar önce ölmüş birinin nasıl göründüğünü artık tam anlamıyla tespit edebilmek ise bu “doğru”ların arasında yer alıyor.
Bu bir resim, aslında fotoğraf gibi görünebilir; ancak size bakan oldukça gerçekçi yüze sahip bu adam, gerçekte 700 yıl önce ölmüş birisi. Bu inanılmaz yüz rekonstrüksiyonunu gerçekleştiren araştırmacılar, ortaçağda İngiltere’de yaşamış sıradan insanları bu şekilde modernize ederek dönemin yaşayış biçimiyle ilgili daha ayrıntılı bilgilerin peşinde emek harcıyorlar.
13. yüzyılda yapılmış "Bağlam 958" adı verilen ve 400 kişinin bulunduğu mezarlık, İngiltere’nin Cambridge şehrindeki Old Divinity of St John’s Kolejinin altında bulunuyor. Mezarlık 2010-12 yılları arasında tamamen gün yüzüne çıkmıştı. Ortaçağ döneminde bu okulun bulunduğu bölge bir Azınlık Hastanesi'ne ev sahipliği yapıyordu ve toplumdaki düşük gelirli insanlar ve hastalarla ilgilenmek için kurulan bir hayır kurumu görevi görüyordu. Yüzyıllarca hizmet veren hastanenin bahçesi ise hayatını kaybeden insanların gömüldüğü azınlık mezarlığıydı. Bağlam 958'in yeniden inşası, Cambridge Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Dundee Üniversitesi Anatomi ve İnsan Kimliği Merkezi arasındaki işbirliğiyle gerçekleştiriliyor.
“Veba sonrası: Ortaçağ’da Cambridge'de Sağlık ve Tarih" adı verilen proje, mezarları olabildiğince derinlikte ve detaylı olarak kataloglamak ve analiz etmekle başlatıldı. Kalıntılarının ve gömü alanının detaylı bir analizine dayanarak, o dönem tüm insanlığın baş belası olan Veba hastalığıyla nasıl mücadele edildiği hakkında önemli veriler elde edilecek.
Araştırmalar sonucunda söz konusu fotoğraftaki abimizin ise öldüğünde 40 yaşının biraz üstünde olduğu anlaşıldı. İskeletinin çok fazla yıpranma belirtileri göstermesi, bu nedenle muhtemelen zorlu bir hayat geçirdiğini ortaya koyuyor. Diş minesinin gençliğinde iki kez büyümeyi bırakması, gençken kıtlık ya da hastalıklarla yaşamış olabileceği ihtimalini doğuruyor. Arkeologlar, ölmeden önce iyileşen başının arkasına travma izlerine rastladı. Kişinin işçi sınıfında ağır koşullar altında çalışan birisi olduğu, bu detay ile kesinlik kazınıyor.
Dönemin en fakir insanlarının gömüldüğü yer olduğu Bağlam 958, insanların ortaçağ geleneklerine göre gömülmediği nadir yerlerden. Bu durum o dönemde fakir ve işçi sınıfında bulunan insanlara karşı toplumdaki hakim yaklaşımı ortaya koyuyor.
Ortaçağdaki sıradan insanların yaşamı gizemini koruyor:
Arkeologlar, “Tarihsel kayıtların çoğu, zengin kişilerin hayatı ve özellikle mali ve hukuki işlemler ile ilgilidir; sahip olduğunuz para ve mülkünüz ne kadar az olursa, o kadar kolay unutulur ve izinize rastlanması da bir o kadar zor olurdu” diyor. Bunun gibi yerler ve kalıntılar sıradan insanların yaşamı ile ilgili verileri sunmakla kalmıyor, döneme ait en gerçekçi tanımlama ve keşiflere kapı aralıyor.
Yüzü yeniden yapılandırma teknolojisi ile bu veriler daha net bir şekilde gün yüzüne çıkıyor. Ortaçağ, birçok yaşamı gölgeler altında bırakmış gizemlerle dolu olan ve bir yandan kendimizi tanımamızı sağlayan tarih olarak insanlığın yüzünü kızartmaya devam ediyor.