Hürriyet Gazetesi Erdoğan'ın ATV kanalında 400 vekille ilgili soruya verdiği yanıtı twitter hesabından '400 vekil alınsaydı bunlar olmazdı' şeklinde sundu. Hürriyet Gazetesi'nin sitesinde yayınlanan haber tepkiler üzerine kısa bir süre sonra yayından kaldırıldı.
HÜRRİYET GAZETESİ TAŞLANDI
Hürriyet Gazetesi'nin haberi veriş şekline tepki gösteren yaklaşım 200 kişilik bir grup saat 23.15 sıralarında gazete binasını bastı. Göstericiler önce bahçe girişindeki bariyeri kırıp güvenliği aşarak binaya girmeye çalıştılar.
Bina girişindeki camlar ve döner kapı taş ve soplarla kırılırken, saldırganların içeri girmeleri bina güvenliği tarafından güçlükle önlendi. Olay sırasında bazı güvenlik görevlilerine taş isabet etti.
Saldırganlar bir süre sonra polis ekiplerinin gelmesi üzerine bahçe dışına çıkarıldılar ancak dağılmadılar. Kalabalık Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan lehine sloganlar atarak uzun süre kapı önünde bekledi.
Saldırganlar bir süre sonra polis ekiplerinin gelmesi üzerine bahçe dışına çıkarıldılar ancak dağılmadılar. Kalabalık Ak Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan lehine sloganlar atarak uzun süre kapı önünde bekledi.
HÜRRİYET GAZETESİ 'NİN OLAY YARATAN HABERİ
SEDAT ERGİN'DEN FLAŞ SALDIRI AÇIKLAMASI
Hürriyet Gazetesi merkezine düzenlenen saldırı sonrası CNN Türk canlı yayınına katılan Sedat Ergin, şunları söyledi:
“Hürriyet Gazetesi, Türkiye'nin en etkili gazetesi. Bağımsız gazeteciliğin sembolü olan bir gazete. Herhangi bir gazetenin saldırıya uğraması kınanmalıdır ama bu kimliğe sahip bir gazeteye saldırılması Türk demokrasi tarihine kara bir sayfa olarak geçecektir.
VELEV Kİ HATA VAR
Gelen kişilerin AK Partili olduğu anlaşılıyor. Zaten saklamıyorlardı da. Cumhurbaşkanı Erdoğan lehine slogan atıyorlardı. Bu haberin veriliş şekli hatalı mı değil mi diye biz de kendi içimizde bakıyoruz. Hatamız varsa kabul ederiz, yüzleşiriz. Velev ki hata var. Hiçbir hata taşlı sopalı saldırıyı meşru göstermez. Bir demokraside, hukuk devletinde hiçbir hata taşlı, sopalı saldırının gerekçesi olamaz.
HUKUK ZEMİNİNİN DIŞI
Bu saldırı iktidar partisi yandaşları tarafından yapılıyor. Bir demokraside siyasi partiler, şiddetle arasına mesafe koymalı. Bir kırılma vardır. Onu geçtiğiniz noktada hukuk zemininin dışına çıkarsınız. Bir gazeteyi protesto etmek için önüne gelebilirsiniz ama şiddet kullandığınız anda bu bir suçtur. Zaten yarın da avukatlarımız gerekli girişimlerde bulunacaklar.
Ben çok üzüldüm. Buraya saldıran kişiler Sayın Cumhurbaşkanımız lehine slogan atıyorlardı. Bu saldırıyı yapanların Cumhurbaşkanı'nı bu şekilde sahiplenmesi de ilginçtir.
HERKES OTURUP DÜŞÜNMELİ
Biz hatamız varsa düzeltiriz, kabul de ederiz. Biz de konuyu inceliyoruz. Onların iddiası çarpıtıldığı şeklinde. Fakat dinlediğimizde o söz aynen ağzından çıkmış. Fakat bağlamı ne? Biz de tartışıyoruz. Diyelim ki; hurriyet.com.tr'deki editör arkadaşımız hata yaptı. Bunun cezası kalkıp taş ve sopalarla cam çerçeve kırmak mıdır?
Bugün Türk demokrasi tarihine kara bire sayfa olarak geçecektir. Ben bu nahoş olaydan sonra herkesin oturup düşünmesini istiyorum. Bu kutuplaştırıcı dilin bir an önce terkedilmesi gerekiyor.
GAZETECİLİKTEN VAZGEÇMEYİZ
Sosyal medyada paylaşılanlara bakınca, Madımak olayına benzeten, Hadi gelin Madımak gibi yakacağız diyenler var. Bu tür tweetlerle ilgili insan ne diyeceğini bilemiyor. Hepsini yargıya taşıyacağız.
Bu saldırılar nedeniyle bağımsız gazetecilikten vazgeçecek değiliz. Bağımsız gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Bütün bunlar gelip geçici olaylardır.
ZAMAN GAZETESİ DE AYNI ŞEKİLDE VERDİ
Hürriyet Gazetesi gibi Zaman Gazetesi'nin de Erdoğan'ın 400 vekille ilgili sözlerini 'gerçeğe uygun' olmayan bir yorumla sunması dikkat çekti.
ERDOĞAN'IN ATV'DEKİ 400 VEKİL AÇIKLAMASI
Hürriyet Gazetesi'nin tepki çeken bir şekilde sunduğu Erdoğan'ın 400 vekil ile ilgili sunucunun sorusu üzerine ATV'deki sözleri şöyleydi;
"Bunu anlamak mümkün değil. Bu 400 hedefini gösterme, aslında yeni Anayasa'nın inşası noktasında, inşa edebilsin, kurabilsin. Bu yeni Anayasa temelinde Yeni Türkiye adımını rahatlıkla atabilelim. Buna yönelik bir hedeftir bu.
Bunun yanında şunu da görmek lazım. Parlamentoya girme gayreti içerisinde olanların, 80 vekille girdikleri halde, parlamentoda daha zayıf oldukları dönemlerde olmadığı kadar bu dönemde yaptıkları tahribatı ne ile izah edeceğiz. Biliyorsunuz 6-7-8 Ekim olaylarını yaşadık. Suruç olayını, Diyarbakır olayını yaşadık.
Burada başka yerlere fatura kesmenin anlamı yok. Bunlar hep bir dayanışmanın, yardımlaşmanın neticesinde ülkemizde bir terör belası estirilmesinden başka bir şey değildi. Terörden rant elde ediyorlar. Yaptıkları şey bu. Eğer 400 milletvekilini alabilecek veya bir Anayasa'yı inşa edecek sayıyı bir siyasi parti yakalamış olsaydı, durum bugün çok daha farklı olurdu.
Bunun yanında şunu da görmek lazım. Parlamentoya girme gayreti içerisinde olanların, 80 vekille girdikleri halde, parlamentoda daha zayıf oldukları dönemlerde olmadığı kadar bu dönemde yaptıkları tahribatı ne ile izah edeceğiz. Biliyorsunuz 6-7-8 Ekim olaylarını yaşadık. Suruç olayını, Diyarbakır olayını yaşadık.
Burada başka yerlere fatura kesmenin anlamı yok. Bunlar hep bir dayanışmanın, yardımlaşmanın neticesinde ülkemizde bir terör belası estirilmesinden başka bir şey değildi. Terörden rant elde ediyorlar. Yaptıkları şey bu. Eğer 400 milletvekilini alabilecek veya bir Anayasa'yı inşa edecek sayıyı bir siyasi parti yakalamış olsaydı, durum bugün çok daha farklı olurdu.