Müziği çok sevdiğini ve klasik müzikten, rock müziğe kadar her türlü müzikle ilgilendiğini anlatan güzel şarkıcı Zvezda, "Ama asıl müzikle ilgilenme fikri aklıma darbukayla tanışınca geldi. Yani şöyle oldu. Türkçe bir şarkı ve bu şarkının içinde darbuka sesini duydum ve bu müzik aletinin ne olduğunu araştırmaya başladım.
İnternetten ismini öğrendim. Moskova'da darbuka çalmayı öğrenebileceğim bir kurs var mı onu araştırdım ve buldum. Hemen darbuka çalmayı öğrenmeye gittim. Bu benim bu yoldaki ilk adımım oldu. Ama asıl Türkçeye merak salmam metroda bir gün darbuka ile giderken tanıştığım Türk vatandaşı Hüseyin Akar oldu. Ondan Türkçe öğrenebileceğim kurs ve Türkiye hakkında çok bilgi aldım. Sonrasında da bana çok yardımı oldu" dedi.
İnternetten ismini öğrendim. Moskova'da darbuka çalmayı öğrenebileceğim bir kurs var mı onu araştırdım ve buldum. Hemen darbuka çalmayı öğrenmeye gittim. Bu benim bu yoldaki ilk adımım oldu. Ama asıl Türkçeye merak salmam metroda bir gün darbuka ile giderken tanıştığım Türk vatandaşı Hüseyin Akar oldu. Ondan Türkçe öğrenebileceğim kurs ve Türkiye hakkında çok bilgi aldım. Sonrasında da bana çok yardımı oldu" dedi.
Ruslar hakkındaki ön yargıların Türkiye'de büyük oranda yıkıldığını, kendisinin de son dönemlerde hızla artan Türk-Rus evliliklerine giden aşklara bir parça da olsa müziği ile destek olmak istediğini belirten Zvezda, bu nedenle Türkçe-Rusça şarkılar söylediğini dile getiriyor.
SELAMÜN ALEYKÜM
Şarkılarını da kendisi yazan Zvezda, Türkiye'de çıkardığı albüm ile ilgili ise şunları söyledi: "Hakan Açıkalın ile birlikte 4'ü Türkçe ve 1'i Rusça olmak üzere 5 şarkı yaptık. Birimiz sözleri, birimiz besteyi yaptık. 'Dokunma' şarkısının bestesi bana, sözleri Hakan'a ait.
Bir de 'Selamün aleyküm' adlı şarkımız var. Bu şarkının nakaratında özellikle 'Selamün aleyküm' sözleri yer alıyor, böylelikle insanları selamlıyoruz. Bu fikir aklıma şöyle geldi; Ben Moskova'da doğdum ve büyüdüm. Bir gün pazara gittim, orada tam emin değilim Özbek veya Tacikler çalışıyordu yani Müslümanlar. Onların çok sık birbirine ' Selamün aleyküm' dediklerini duydum. Bu durum çok ilgimi çekti. Çünkü bu iki kelimenin Rusça karşılığı yok. Sadece selam veya hoş geldin olarak çevrilebilir. Yani bu iki kelime ayrı anlamı olan çok özel kelimeler. Daha sonra bu iki kelime sürekli kafamda dönmeye başladı ve kendi kendime bu iki kelimeyi mırıldanmaya başladım. Sonunda bütün milletleri ve insanları birleştiren böyle bir şarkı yapmaya karar verdim. Yani bu şarkı hangi dilden ve ırktan olduğu önemli olmadan herkesle arkadaşlık etmemiz gerektiğini anlatıyor ve bütün insanların bir olduğunu ve hepimizin arkadaş olduğunu gösteriyor.
NEDEN TÜRKİYE?
Her şey dediğim gibi darbukayla başladı. İlk aşkım darbukaydı. Bilindiği gibi darbuka Türk ve Arap enstrümanı. Arap tekniği de hoşuma gidiyor, ancak Türk tekniği daha çok insanı sarıyor. Bundan sonra haliyle Türk şarkıları dinlemeye başladım. Ve onlara da âşık oldum.
Türk sanatçılardan İbrahim Tatlıses'e ve onun sanatına çok saygı duyuyorum. Bülent Ersoy'u, Tarkan'ı ve Müslüm Baba'yı çok seviyorum. Müslüm Baba'nın şarkılarının isimlerini tam hatırlamıyorum, ancak onun bütün şarkılarını çok seviyorum. Çünkü onlar insanın ruhuna dokunuyor. Şarkıları yavaş ve insanı çok etkiliyor.
NEDEN TÜRK VE RUS KÜLTÜRÜNÜ BİRLEŞTİRMEYELİM?
Türkçe ve Rusçayı birleştirmek istedim. 'Dokunma' şarkısını özellikle Rusça ve Türkçe söyledim. Ben sadece Türkçe söylemiyorum ki. Türkçe ve Rusça söylüyorum. Ben Türk ve Ruslara bu iki ülkenin komşu olduğunu ve birçok ortak noktaları olduğunu göstermek istedim. Neden Türk ve Rus kültürünü birleştirip ortak bir şey yapmayalım ki?
RUS KIZLARI İÇİN SÖYLENENLER DOĞRU DEĞİL
Rus kızları başkalarının düşünmeye alışkın oldukları gibi değiller. Ben böyle düşünmüyorum. Bence bunlar klişe. Her ne kadar Türklerin çoğu bu düşünceye saplanmış olsalar da, gerçekte böyle değil. Ben Türklere Rusya'ya ve Moskova'ya gelip, Rus kızlarının çok kültürlü olduklarını kendi gözleriyle görüp, ikna olmalarını teklif ediyorum.
BİR TÜRK İLE EVLENİR MİSİNİZ?
Ben insanların din ve ırk farkı olmadan birbirlerine âşık olabileceklerini düşünüyorum. Yani böyle bir şey olabilir. Japon, Afrikalı fark etmez herkes olabilir. Böyle bir şey asla olmaz diyemiyorum. Rus veya Türk farkı yok. En önemlisi karşındakinin insan olması, en önemlisi iç güzelliği. İnsanın kalbi kimi severse, kendisi söyler zaten. Türk Rus ilişkileri her yıl daha da gelişiyor ve daha faydalı hale geliyor. Gelecekte daha da iyi olmasını umuyorum."