Bir kavanozun içine iki litre koyun sütü sığdırdıklarını ve bu lezzeti sağlık değeriyle insanlara sunduklarını belirten Gün, "Bundan alacağınız bir tatlı kaşığı, neredeyse günlük kalsiyum ihtiyacınızı karşılayacak düzeydedir. Hem lezzetli hem de yararlı bir ürün. Tadına bakanlar, bu ürünü almadan gitmiyor. Çünkü alışık olunan bir lezzet. Tadı birçok şeye benzeyen ama içindeki sütün yoğunluğundan dolayı da yepyeni, başka bir lezzet" diye konuştu.
Gün, hemen hemen her gün bu ürünü taze olarak ürettikleri bilgisini verdi. Süt reçelinin konserve şeklinde 5 ay sıcaktan, soğuktan etkilenmeden rafta durabileceğini anlatan Gün, "Günlük olarak yapıyoruz. Kapasitemizde şu an sıkıntı yok. Giderek de artıyor. Çan eğrisinin artışını yakaladık. İnşallah bölgesel olarak birçok yerde dağıtımını tamamlayacağız" ifadesini kullandı.
"Aynı hayat gibi; önce tatlı, sonra acı"
Acı biber reçeli hakkında da bilgi veren Gün, tatlı ile acının, bir araya gelmesi düşünülemeyen zıt kavramlar olduğunu vurguladı.
Bunu bir kavanozda müşterilerine sunduklarını dile getiren Gün, şöyle konuştu:
"İlk önce ürün, tanıtım amaçlı tattırıldı. Geri dönüşleri aldık. Ardından ürüne talep olacağını keşfettik. İlk deneme ürünlerimizi de o şekilde tüketmiştik zaten. Sonrasında da talep edildi. Biz de sonuçta resmi prosedürümüzü yerine getirdik, üretim iznimizi aldık, markamızı tescilledik ve bu ürünün ne olduğuna dair belgelerimizi hazırladık. Ardından ürün rafa çıktı. İnsanlar ilk başta korkuyla yaklaşıyor, 'Acı biberden reçel mi olur?', 'Acı yakacak ama tatlı nasıl olacak?' diye ama bunun da tadına bakıp almayan insan sayısı çok az. Bu reçelin içinde üç çeşit biber var. Özel bir şekilde harmanlanıyor. Önce tatlı geliyor, ardından da yakıyor ama o çok kötü bir yakıcılık değil, hoş bir acı. Aynı hayat gibi; önce tatlı, sonra acı."