Piramit Haber

Amacımız arzularını hayata geçirmek

Politika

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Alevi-Sünni Kardeşlik Platformu'nun İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlediği "Kardeşliğe Can Feda" adlı oruç açma etkinliğinde yaptığı konuşmada, iftarın hayırlı, oruçların da makbul olmasını diledi.

Türkiye'de renkleri, dilleri, kültürleri, inançları farklı 76 milyon insanın yaşadığını ifade eden Bozdağ, bu farklılıkların Türkiye'nin hazinesi, gücü olduğunu söyledi.

Bozdağ, inanç ve etnik farklılıkların Türkiye'yi güçlü yapan ana unsurlar olduğunu vurgulayarak, "Alevi de bizim, Sünni de bizim. Cami de bizim, cemevi de bizim. Kur'an da bizim. Hazreti Muhammed de bizim, Hazreti Ali de Hazreti Hüseyin de bizim. Hepsi bizim gücümüz. Kerbela'nın acısı bütün Müslümanların ortak acısıdır. Kerbela dendiğinde herkes Kerbela şehitlerinin yanında durur, onlar için dua eder, onları minnetle, şükranla yad eder" diye konuştu. 

Kimsenin Yezid'in yanında olmadığını belirten Bozdağ, tüm bunların insanlarda Ehl-i Beyt muhabbetinin ne kadar güçlü olduğunu ortaya koyduğunu dile getirdi.

Bozdağ, Hazreti Hüseyin'in, Kerbela'da bugüne ve geleceğe de dersler verdiğini, inandığı dava uğruna her şeyi feda ederek, daha güzel işler yapabileceğini gösteren büyük bir dava insanı olduğunu kaydetti.

- "Ölülerimizi birbirinden ayıramayanlar dirilerini birbirinden asla ayıramazlar"

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, bu topraklar üzerinde yaşayan insanların birliğini, dirliğini bozmak isteyen her daim birilerinin olduğuna işaret ederek, "Bugün de yarın da olacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ama bizim birliğimizi dirliğimizi, beraberliğimizi ayakta tutacak şey milletimizin her bir ferdinin birbirine karşı olan sevgisi ve saygısıdır. Kitabımız, peygamberimiz, Ehl-i Beytimiz bir. Mezarlarımız da bir. Hiçbirinin mezarında falan filan yazmaz. Gömüldüğümüz toprak bir. Ölülerimiz bir. Ölülerimizi birbirinden ayıramayanlar dirilerini birbirinden asla ayıramazlar" ifadelerini kullandı. 

Türkiye'deki bütün inanç grupları için gerekli adım atıldığını, inanç gruplarını, inancının gereğini yapmayı ceza hukuku açısından teminat altına alındığını ifade eden Bozdağ, kişilerin tercihlerine, yaşam tarzlarına müdahaleyi suç sayan, hapisle cezalandıran bir düzenlemenin getirildiğini anlattı.

Bozdağ, bunların Türkiye'de din ve vicdan özgürlüğünün daha güçlü teminatlara kavuşturulması için yapılmış çalışmalar olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Yapmak üzere olduğumuz bir çalışma var. Hükümet olarak yeni atılacak adımlar üzerinde bir çalışma başlattık. Son demokratikleşme paketinde bunun yer alacağına ilişkin haberler çıktı ama bu doğru değildi. Bu ayrı bir çalışmaydı. Bunun ayrı bir çalışma olduğunu, ayrı bir zamanda açıklanacağını açık açık ifade ettim. Sanki pakette bu varmış da çıkarılmış gibi bir algı oluştu. Öyle bir şey yoktu. Ama yeni çalışma çerçevesinde biz bu adımları atacağız. Görüşmeler yapıyoruz ama basının önünde yapmıyoruz. Amacımız neticeyi almak. Alevi kardeşlerimizin arzularını en üst düzeyde hayata geçirmek. Çünkü sorunlar belli ama çözüm önerileri farklı. Bazı önerilerde çok büyük ittifaklar var, bazılarında ihtilaflar var. Biz istiyoruz ki ortaya koyacağımız çözüm formülleri Alevi Bektaşi geleneğinden, inancından olan kardeşlerimizin büyük bir çoğunluğunun 'evet' diyeceği şeyler olsun. Belki yüzde 100'ünün 'evet' diyeceği bir noktaya gelebilme imkanımız yok. Sivil toplum örgütlerinin yüzde 100 birleştiği noktalar olduğu gibi, birleşmediği noktalar var. Birleşmediği noktalar birleştiklerinden daha çok. Bizim zorluğumuz da biraz bundan kaynaklanıyor. Bu çalışmalar sürecinde daha fazla ittifak noktalarını bulalım. Önümüzdeki zaman içerisinde bu konuda daha önce attığımız adımlara ilave yeni adımlar atacağız ve onu da Türkiye kamuoyuyla paylaşacağız."

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.