Eşinin Japonların ünlü yemeği Suşi'yi çok sevdiğini belirten İhsanoğlu, 17 Aralık operasyonuyla ilgili "Şüphesiz ki herhangi bir yolsuzluk iddiasının üstünü kapatmamak lazım." diye konuştu.
Muhalefetin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, nasıl bir portre çiziyor? Cumhurbaşkanlığı seçimine 1 ay kala kamuoyu onu tanımıyor. Herkesin merak ettiği isimle Habertürk gazetesinden Kübra Par görüştü. İşte o röportajdan öne çıkan bazı bölümler:
ARKASINDA KİMLER VAR?
-Arkamda en büyük derin güç var! Milletin gücü… Kimler aday gösterdi, ilan edildikten sonra destek halkaları nasıl genişledi, hepsi şeffaf… Partiler ismim üzerinde anlaşmış. Bunun dışındaki tüm iddialar fanteziden ibaret…
“RAMAZANDA MİTİNG YAPMAK DOĞRU DEĞİL”
-Mübarek ramazan ayında miting yapmak, insanları sıcakta sürüklemek ne kadar doğru? İftardan sonra, sahurdan önce mi yapacaksınız? Ama biz illerimize ilçelerimize gidiyoruz, kanaat önderleriyle buluşuyor, halkla kucaklaşıyoruz…
DEMİRTAŞ'IN ADAYLIĞINA NASIL BAKIYOR?
-Hakkıdır. Kendisiyle görüştüm, gerçekten çok saygı değer bir politikacı ve çok centilmen bir insan.
CUMHURBAŞKANLIĞI YAN GELİP YATMA YERİ DEĞİL
-Elbette aktif olmak lazım. Cumhurbaşkanlığı yan gelip yatma yeri değildir. Orası büyük sorumlulukların olduğu bir makam. Fakat bunu kendi takdirinize göre mi yoksa Anayasa’nın hükümlerine göre mi yapacaksınız? Halktan aldığınız gücü kendi siyasi programınız için mi yoksa 76 milyonun menfaati için mi kullanacaksınız? Taraf tutan değil, bütün taraflara kucak açan bir Cumhurbaşkanı olmak istiyorum. Çok aktif olmak lazım ama bu aktiflik ters istikamette olursa ülkenin hayrına olmaz.
ÇÖZÜM SÜRECİNDE KIRMIZI ÇİZGİLERİ VAR MI?
-Elbette hükümetlerin öncülüğü ve inisiyatifi olacaktır ama süreç tek partinin görüşü doğrultusunda ilerlememeli, Meclis’te uzlaşma, halkın bütününde kabullenme olmalı. Cumhurbaşkanı da bunu himaye eden, kolaylaştıran ve destek veren bir pozisyonda olmalı.
NAMAZ KILIYOR MU?
-Namazı, orucu, haccı, zekâtı, bütün farzları yerine getiren bir insanım, ama bunun üzerine konuşmayı gereksiz buluyorum.
“LGBT-İ BİREYLERİNİ YA DA ATEİSTLERİ TEMSİL EDECEK Mİ?
-76 milyonun Cumhurbaşkanı olacaksanız, bir milletin bütünlüğünü temsil edecekseniz bu realiteyi görmezlikten gelemezsiniz. Burada iki hususa dikkat etmek lazım; hukuki mevzuat ve halkın anlayışı. Kanunlara bakmak, halkın bu konudaki hassasiyetlerini de göz önünde bulundurarak dengeyi bulmak lazım.
17 ARALIK HÜKÜMETE KOMPLO MU?
-Meclis bir soruşturma komisyonu kuruyor. Yargıya intikal etmiş bir konu… Polemik içerisine girmek istemem. Şüphesiz ki herhangi bir yolsuzluk iddiasının üstünü kapatmamak lazım. Aksi halde toplum içeriden çürür.
BİZİM HANIM SUŞİ SEVER
-Yemeği severim ama sağlık bakımından az yerim. Oruç da sağlık açısından çok faydalıdır. Sadece Ramazan’da değil başka günlerde tuttuğunuz zaman da iyi olur. Türk mutfağının milliyetçisiyim. Fransız ve İtalyan yemeklerini de severim. Tatlı ve tuzluyu bir araya getirdikleri için Uzakdoğu mutfağını pek sevmem. Ama bizim hanım suşi sever!
BALYOZ VE ERGENEKON HUKUKUN İFLASIDIR
-Bu davalar Türkiye’de adaletin perişan halinin turnusol kâğıtlarıdır, hukukun iflasıdır. Bir mahkemenin verdiği kararı başka bir mahkeme bozuyor. Her şeyi birbirine karıştırır hale geldik. Pozisyonlar, yasalar ve mevzuat sürekli değiştirilirse o zaman keşmekeş olur. Türkiye’nin bunu aşması lazım. Öte yandan elbette darbelere karşıyım. İster silah zoruyla ister post-modern darbe olsun… 28 Şubat’ta kendi küçük menfaatlerini kollamaya çalışanların aksine ben mücadele verdim ve sonunda kürsümü ve kariyerimi feda ettim. Bu yüzden darbe konusunda kimse bana laf edemez!
İSMİNİ KİM VERDİ?
Babam koymuş. 14. yüzyılda Bayburt'ta yetişen büyük bir bilim adamının adıymış. Bana çocukluğumdan beri Ekmel derler.
MOZART'I STRAUSS, BRAHMS'I DİNLERİM
Hem klasik Türk ve sanat müziğini hem de Batı müziğini çok severim. Mozart’ı, Strauss, Brahms’ı dinlerim. Wagner’i fazla sevmem! Türkiye’de olduğum zamanlar İstanbul Filarmoni ve Ankara Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın konserlerini takip ederim. Yurtdışında olduğum zaman opera ve baleye gitmekten büyük zevk duyarım. Türk bestekârlarından Adnan Saygun'u, Ulvi Cemal Erkin'i ve Ferit Anlar'ı; klasik Türk müziğinden de Dede Efendi'yi, Itri'yi, Arif Bey’i, Şevki Bey’i ve Münir Nurettin'i severim. Klasik cazı da çok severim. İstanbul Caz Festivali’ni mutlaka takip ederim. Bunlar birbiriyle bağdaşan şeyler. İki kültürü birbiriyle zıtlaştırmak bizim tarihimizi yanlış anlamamızdan kaynaklanıyor.
CEM YILMAZ'I ÇOK SEVERİM
-Cem Yılmaz’ı çok severim. Bilhassa açık havadaki şovlarını… Birkaç kez gittim. Bence Cem Yılmaz 21. yüzyılın tulûatını sahneliyor.
GENÇLİK VE GEZİ
-Gençleri daha iyi anlamak, sürekli çocuk muamelesi yapmamak lazım. Onlarla diyalog kurarsanız bu, memleketi de ileri götürür.
HABER İÇİN TIKLA>>>
HABER İÇİN TIKLA>>>