Demirtaş'ı eleştiren isimlerden biri de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ydu. Kılıçdaroğlu, "Roboski’de 34 kişinin öldürülme talimatını veren bir başbakan, cumhurbaşkanı olunca onu en son alkışlaması gereken Selahattin Demirtaş’tır. Oysa CHP, Roboski’nin hesabını hep sordu ve sormaya da devam edecek. Sayın Demirtaş’ın gırtlağına kadar yolsuzluğa bulaşan bir aileye hangi gerekçeyle saygı gösterdiğini ben merak ediyorum.” ifadesini kullanmış ve savaş durumu dışında Erdoğan ile görüşmeyeceğini belirtmişti.
ELEŞTİRİLERE KÜRT MEDYASINDAN CEVAP
Demirtaş ile ilgili eleştirilere HDP'ye yakınlığıyla bilinen Özgür Gündem gazetesi başyazarı Veysi Sarısözen yanıt verdi.
Bugünkü köşesinde Demirtaş'ın Erdoğan'ı "usulen" alkışladığını belirten Sarısözen, yazısında "Türk Türk’e tükürür! Kürt Türk’e tükürmez!" başlığını kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'ı alkışlamadığını ve Hipodrom’da elini sıkmadığını hatırlatan Sarısözen, "elini sıkmadığı gibi uzatılan o ele tükürebilir. Sonuçta onunla “barış koşullarında” ilişki kurması için hiçbir sebeb yok." diye yazdı.
"Demirtaş, Kürdistan özgürlük hareketinin legal ve parlamenter sözcüsüdür." diyen Sarısözen, Demirtaş'ın Erdoğan'ın siyasi rakibi olmasının yanısıra, aynı zamanda "Erdoğan’ın başında bulunduğu devletle savaş halinde olan bir halk adına o devletle “barış masasına” oturmuş bir “diplomatik muhatap" olduğunu iddia etti ve şöyle devam etti: "Demirtaş böyle yapmaz, yapamaz.
Çünkü o aynı zamanda o Meclis’in temsil ettiği güçle, otuz yıllık bir savaşı sona erdirmek için, karşılıklı “saygı, nezaket, nezahat” ilişkileri içinde büyük bir çaba harcamaktadır. Yalnız “Berkinlerin” değil, binlerce Kürt çocuğunun katilleriyle, soykırımcılarla, Kürdistan zenginliklerini, ekolojisini ve emeğini gasp edenlerle “el sıkışmaya, barış anlaşmasının imza töreninde karşılıklı olarak birbirlerini ayakta alkışlamaya” hazırlanmaktadır."
Çünkü o aynı zamanda o Meclis’in temsil ettiği güçle, otuz yıllık bir savaşı sona erdirmek için, karşılıklı “saygı, nezaket, nezahat” ilişkileri içinde büyük bir çaba harcamaktadır. Yalnız “Berkinlerin” değil, binlerce Kürt çocuğunun katilleriyle, soykırımcılarla, Kürdistan zenginliklerini, ekolojisini ve emeğini gasp edenlerle “el sıkışmaya, barış anlaşmasının imza töreninde karşılıklı olarak birbirlerini ayakta alkışlamaya” hazırlanmaktadır."
EĞER ÇÖZÜM SÜRECİ ÇÖKERSE O MECLİSİ BAŞLARINA YIKACAKTIR
Çözüm sürecinin çökmesi durumunda Demirtaş'ın meclisi Erdoğan'ın başına yıkacağını ima eden Sarısözen şunları yazdı:
"Ve o Demirtaş, yarın, maazallah çözüm süreci çöker, savaş yeniden başlarsa, işte o zaman o TBMM’nin çatısını şimdi ayakta alkışladıklarının başına yıkmak için, ben eminim, herkesin en ön sırasında gerekeni yapacaktır.
Ya Kılıçdaroğlu ne yapacaktır? O şimdi “çözüm sürecinin” başarısı için tek adım atmıyor, ama iş, yarın çözüm süreci çöküp de “savaş” patladığı zaman, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Başkomutanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın “emrine” tereddüt etmeden girecektir."
Çözüm sürecinin sona ermesi durumunda Demirtaş'ın Erdoğan’ı "düşman" ilan ederek onu “boykot” edeceğini söyleyen Sarısözen, ama “barış hali" söz konusu olduğu sürece, onu bir “diplomatik muhatap” olarak “usulen” ayakta alkışlayacağını belirtti.
Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerini hatırlatan Sarısözen, yazısını "Türk Türk’ün suratına tükürebilir. Ama Kürt, Türk’le “eşit haklılık temelinde karşılıklı saygıyı korur." sözleri ile bitirdi.