Tanrıkulu, önergesinde AK Parti’li Mehmet Ali Şahin’in açıklamalarını anımsatarak, “Eski Adalet Bakanı ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Karabük’te yaptığı konuşmanın bir bölümünde ‘Önemli bir holdingin başında bulunan bir kişi hakkında bir ceza davası var ve mahkum olmuş. Yargıtay’da ‘Cemaatin imamı’ diye nitelendirilen kişi, ismi bende saklı, bu dosya ile ilgili ne karar verilmesi gerektiği hususunu dosyanın kısa bir özeti ile birlikte Pensilvanya’ya göndermiş. Hoca efendi, ‘Adalet neyi gerektiriyorsa ona göre karar verin’ demiş’ açıklamasını yapmıştır” dedi.
Tanrıkulu, Başbakan Erdoğan’a şu soruları yöneltti:
“-Mehmet Ali Şahin’in Yargıtay’da ‘Cemaatin İmamı’ olarak nitelendirilen ve önemli bir holdingin başında bulunan bir kişinin ceza davası ile ilgili dosyayı karar vermesi için Fethullah Gülen’e gönderildiğini iddia ettiği kişi kimdir?
-Eski bir Adalet Bakanı olarak, Türkiye’de adalet sisteminin bu kadar şaibeli hale gelmesi akabinde, bu şaibeleri bizzat dile getirmeye başlayan Mehmet Ali Şahin, kendi sorumluluğunu da hesaba katarak kamuoyundan özür dileyip mevcut görevinden ve milletvekilliğinden istifa edecek midir?
-Mehmet Ali Şahin böyle bir açıklamayı neden 17 Aralık’ta başlatılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ve soruşturmasından sonra yapmıştır? Neden bugüne kadar sessiz kalmıştır?
-Bakanlar ve Mehmet Ali Şahin bu tür açıklamalarla yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu kamuoyu nezdinde şaibeli hale getirmeye mi çalışmaktadırlar?
Mehmet Ali Şahin söz konusu olayın gerçekleştiğine dair elindeki tüm bilgi ve belgeleri kamuoyuyla paylaşacak mıdır? Eğer tüm bilgi ve belgeler Sayın Mehmet Ali Şahin’de varsa bu belgeleri Yargı’ya teslim edecek midir?”