MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ortada siyasi hesaplaşma ve herhangi bir siyasi mühendislik çalışmasının değil, siyaseti ve iktidarı ur gibi kuşatmış yolsuzluk iddiaları bulunduğunu belirterek, konunun "Hükümet-Cemaat anlaşmazlığı" olarak yorumlanmaması gerektiğini ifade etti.
Bahçeli, yazılı açıklamasında, Türkiye'nin son yılların "en büyük ve en vahim yolsuzluk iddialarına, hiçbir vicdanın kabullenemeyeceği skandal gelişmelere" sahne olduğunu öne sürdü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen "Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturması"nın kirli sırları gün yüzüne çıkardığını ve yolsuzluğa bulaşan şüpheli yüzleri açık ettiğini savunan Bahçeli, "Görülmektedir ki, AKP iktidarı tamamen şaibelere gömülmüş, suça karışmış ve yoldan çıkmıştır. Hükümetin bizatihi koruması ve teşviki altında bulunan çıkar grupları, rüşvete batmış karanlık simalar adeta soygun düzeni kurmuşlar ve ne hazindir ki milletimizin nafakasına hayasızca el uzatmışlardır. 17 Aralık'tan bu tarafa yaşananlar, şifresi çözülen ilişki ağları, birbiri ardına kamuoyuna yansıyan haber ve görüntüler hakikaten de hazmedilecek ve geçiştirilecek türden değildir" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, Adli Kolluk Yönetmeliği'nde yapılan değişikliğin, soruşturma sürecini budamak, baltalamak ve benzeri hukuki vakalar için ön almak maksadıyla gerçekleştirildiği iddiasında bulunarak, yolsuzluk şebekesinin ikinci plana itilip de polislerimizin hedef tahtasına oturtulmasının "edep, haya ve ahlak dışı bir uygulama" olduğunu savundu.
Bahçeli'nin AK Parti'den istekleri
Bahçeli, MHP'nin gelinen bu çok kritik aşamada, Başbakan ve hükümetinden istekleri bulunduğunu da bildirerek, şunları sıraladı:
"Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturmasını caydıracak her türlü müdahale ve yönlendirme AKP üzerindeki şüpheleri artıracaktır. Bu itibarla hukuka herkes saygı duymalıdır. Suçluların adalete teslim edilmesi ve kanunsuz ilişkilerinin cezalandırılması hususunda engelleyici muamelelere yeltenmek suça iştirakten farksız olacaktır. Hükümet Türk polisiyle boğuşmayı bırakmalı, sahip olduğu siyasi imkanlara dayanarak haysiyetli emniyet mensuplarına güç gösterisi yapmaktan bir an önce vazgeçmelidir.
Unutulmamalıdır ki, ortada siyasi hesaplaşma ve herhangi bir siyasi mühendislik çalışması değil, iyice siyasileşmiş, siyaseti ve iktidarı ur gibi kuşatmış yolsuzluk iddiaları bulunmaktadır. Başbakan ve hükümeti, itinayla büyütüp bakımını yaptığı gerçek çetelere, devleti teslim ettiği illegal örgütlere, müzakere ettiği teröristlere dikkat kesilmelidir. Nitekim bugünkü konu asla Hükümet-Cemaat anlaşmazlığı olarak görülmemeli ve bu şekilde yorumlanmamalıdır.
Adı yolsuzluk haberlerine karışan, rüşvet aldığı söylenen, çocuklarının evinden para madenleri bulunan hükümet üyeleri hakkında derhal istifa veya azil süreci başlatılmalıdır. Şu an itibariyle şüpheli durumda bulunan bakanların alacakları her karar, atacakları her imza, yapacakları her idari tasarruf gayri ahlaki olduğu kadar gayri meşru sayılacaktır."