Kılıçdaroğlu, CHP'den yükselen Sarıgül itirazları için "“Niye uymasın?” Beni ve 5 kişilik komisyonu ikna etmeleri lazım. Edemiyorsan, adaydır.
Geçmişteki kavgalardan kalan sorunları bir kenara bırakmalıyız. " diyor.
Geçmişteki kavgalardan kalan sorunları bir kenara bırakmalıyız. " diyor.
Yerel seçimlerde sonucu en çok merak edilen illerin başında gelen İstanbul için CHP'de ibre Sarıgül'den yana. Ancak parti içinde Sarıgül'ü istemeyenler de var. Ve hemen her gün Sarıgül aleyhinde demeçler gazetelerin sayfalarını süslüyor.
Radikal gazetesinden Ezgi Başaran'a konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, işte bu tartışmalara nokta koyan bir açıklama yaptı. İşte o röportajdan bir bölüm:
O BİZİM ADAYIMIZDIR. BİTTİ!
CHP içinde Sarıgül’ün adaylığına tepki veren, bildiriler hazırlayan gruplar var. Bunu ‘parti içi demokrasi’ deyişini kullanmadan açıklayabilir misiniz?
Tabii. Aday adayı belirleme yöntemi çok değişti. 5 kişilik bir komisyon kurduk. Her biri seçim çevresini tek tek ele alıyor. Diyelim ki Beşiktaş yahut İstanbul Büyükşehir. Verdiğim talimat şu: En çok oyu alacak adayla yola çıkacağız! Buna göre her aday adayı için çalışma yapılıyor. Bazen anket, bazen eğilim yoklaması... Ayrıca o bölgenin il başkanı, milletvekili ve parti meclisi üyesinin de görüşü alınıyor.
Sonuçlar MYK’ya geliyor ve aday belirleniyor. Dolayısıyla “A mı aday olsun B mi”, “Bu benim yakınımdır” türü tartışmaların benim için geçerliliği yok. Eğer bir aday adayı anketlerde diğerlerine olağanüstü fark atmışsa o bizim adayımızdır. Bitti!
Sonuçlar MYK’ya geliyor ve aday belirleniyor. Dolayısıyla “A mı aday olsun B mi”, “Bu benim yakınımdır” türü tartışmaların benim için geçerliliği yok. Eğer bir aday adayı anketlerde diğerlerine olağanüstü fark atmışsa o bizim adayımızdır. Bitti!
Öyleyse partideki bu nümayiş ne?
Eski alışkanlıklar… “Genel Başkan’a söylerim, söz alırım, aday olurum” gibi şeyler yok şimdi. Diyelim ki “A aday olmasın” deniliyor. Ben de sorarım, “Neden?” “CHP’ye uymaz!” Yine sorarım, “Niye uymasın?” Beni ve 5 kişilik komisyonu ikna etmeleri lazım. Edemiyorsan, adaydır. Geçmişteki kavgalardan kalan sorunları bir kenara bırakmalıyız. O çatışmalar artık bizim için lükstür. Eski çatışmacı kültürümüzden aslında koptuk ama hâlâ gidecek yolumuz var.
Şu anda CHP’de kan gövdeyi götürmüyor diyorsunuz…
Yok o kadar da değil. Ama itirazlar var. Bunu da doğal karşılıyorum, insanlar yıllardır benimsediği bir kültürü bir gecede terk edemiyor. Her şeyi de son dakikaya bırakmış değiliz. Şu ana kadar ön seçimle 300 adayı belirledik.
İstanbul adayının sizin aldığınız oyu aşacak biri olmasını mı istiyorsunuz?
Hayır, benim aldığım oyun üstüne çıkmak yetmez. Kazanacak adayı istiyorum.
Sarıgül ismini özellikle mi kullanmamaya çalışıyorsunuz?
Hayır. Sarıgül başarılı ve sosyal demokrat biri. Ama CHP üyesi olmadığı için çok fazla yorum yapma hakkım yok. Bakın bizim bölünme lüksümüz yok. Sadece Sarıgül için demiyorum. Türkiye Değişim Hareketi’yle de güçlerimizi birleştirmeliyiz.
İstanbul yarışına yerel seçim ötesinde önem atfedilmesi neden sizce?
Genelde, Türkiye nereye gidiyor endişesinin sonucu olduğu düşünülüyor. Ama özelde şu da var: İstanbul’u son 20-25 yıldır aynı zihniyet yönetiyor, harcanan paranın hesabı verilmiyor. Çözülen tek sorunu yok. Artık kimliği de yok.
Bunları düzeltmenin yolu da ülkeyi düzeltmenin yolundan geçiyor. Dayatmacı kültür yerine uzlaşmacı kültürü getirerek. Türkiye şu anda bir tek parti devletine dönüşmüş durumda.
Valisi AKP’li, kaymakamı AKP’li, emniyet müdürü AKP’li, memuru, sendikası AKP’li, hâkimi, savcısı AKP’li, YÖK AKP’li… İnsanlar görünecek bir yerden bu zincirin kırılmasını istediği için bu kadar önem veriyorlar bu seçime. Sonuçta şu söyleniyor: “Demokrasinin güvencesi için AKP’nin oyları mutlaka geriletilmeli.” Bunda CHP’nin de aydınların da sendikaların da sorumluluğu var.