Piramit Haber

Kışanak'tan İstanbul Valisi'ne sert sözler

Politika

Hükümetin açıklamalarının sorumluluğu aldığını gösterdiğini kaydeden Kışanak, açıklamaları bir teminat olarak kabul ettiklerini ve herhangi bir askeri operasyon ve provokatif girişimden doğrudan hükümeti sorumlu tutacaklarını söyledi.

 BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, partisinin grup toplantısında konuştu.Cezaevlerindeki hasta tutuklu ve hükümlüler konusuna değindi, bu konuda gerekli duyarlılığı göstermeyenleri sert sözlerle kınadı. 
Geri çekilme sürecine de değinen Kışanak, "Çekilme süreci bir tek kişinin burnu kanamadan sürece katkı sağlayacak şekilde ilerlersin. Hükümetin yaptığı açıklamalar doğrudan sorumluluk aldığını ortaya koyuyor. Biz hükümetin açıklamalarını teminat olarak kabul ediyoruz. Herhangi bir askeri operasyondan doğrudan hükümeti sorumlu tutacağız" diye konuştu.

Şüpheli şekilde askerde ölenlerin yüzde 90'ının Kürt asker olduğunu öne süren Kışanak, konuya dair yargılamaların askeri mahkemelerde değil sivil mahkemelerde görülmesi gerektiğini ifade etti. Askerdeki intiharlar konusunda da Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını istedi.

"1 MAYIS GÜNÜ YAŞANANLARIN TAMAMI VAHİMDİR"
İstanbul'daki 1 Mayıs olaylarına da değinen Kışanak, "1 Mayıs'ı yasaklamak, büyük bir yanlıştı. Asla kabul etmiyoruz. Emekçiler ülkenin her yerinde, nerde istiyorsa haykıracaklar, güçlerini ortaya koyacaklar." dedi. Taksim'in önemine değinen Kışanak, kimsenin burayı kapatmaya gücünün yetmeyeceğini altını çizdi.

"DİLAN’IN KAFASINA ATEŞ AÇILMIŞTIR"
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun 17 yaşındaki kızı terör suçlusu ilan ettiğini ifade eden Kışanak, "Sana bu hakkı kim veriyor. Gaz bombasını haklı göstermek için elindeki molotof diyorsun. O kızın elinde molotof bile olsa kafasına gaz bombası atamazsın. Bu zihniyeti kınıyoruz. Dilan o gün Taksim Meydanı’na çıkacaktı ve babasının işten çıkartılmasını protesto edecekti. Buna hakkı vardı. Dilan’ın kafasına ateş açılmıştır. Bunun için tanığa gerek yoktur. Bu kız hedef alınmıştır. Gaz bombalarını kullanma yönetmeliği de var. 45 derece açıyla atılması gerekiyor. O şekilde atıldıysa 1.55 boyunda bir kıza isabet edemez. Üniversite öğrencisi İbrahim Akal da gözünü kaybetmiştir. Kimse bunun üzerini örtemeyecek. Dilan’ın elindeki sirke şişesini molotof olarak tanımlamaya çalışan İstanbul Valisi görevden alınmalıdır. Artık hükümet onu görevden mi alır Sirkeci’ye kaymakam mı yapar bilmiyoruz. 1 Mayıs’tan bu güne Taksim Meydanı gaz altında. Kim sokağa çıkıyorsa 1 haftadır Taksim’de polis şiddeti var. Başbakan ’Taksim gösteri merkezi olamaz’ dedi. Ne olacak Taksim iş merkezi, AVM olacak. İstanbul’un dört alanını rant alanı yaptınız bırakın. Taksim halkın alanı olarak kalsın. Bıraksınlar Taksim’i halk kullansın. Halkın sesinden korkmayın, halkın protestosundan korkmayın. Duyarsanız zarar etmezsiniz" dedi.

"YENİ GELECEK KURMAK İSTİYORSAK BUNUN MİMARI HALK OLACAKTIR"
Kışanak, "Bugünlerde Kürt sorununu çözmek için yeni süreci ilerletmeye çalıştığımız bugünlerde Denizleri anmak daha anlamlı oluyor. Bu devrimci liderler idam sehpasına giderken özgürlük, eşitlik ve ideallerini haykırdılar. Deniz Gezmiş idam sehpasına giderken ’Yaşasın Kürt ve Türk kardeşliği dedi. Bu söze değer vermek bugün barış ve çözüm sürecine güç katmak anlamına gelecektir. Kürt sorununun çözümü ile ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. BDP olarak halkı bilgilendirmek, halkı sürece katmak için bölge gezileri düzenledik. Biz Kürt sorununu çözmek istiyorsak, kendimize yeni gelecek kurmak istiyorsak bunun mimarı halk olacaktır. Şu anda sorulan şey gerçekten eşitlik gelecek mi, gerçekten herkes kimliğini özgürce yaşayabilecek mi ? Bizim demokratikleşme programını tartışmamız gerekiyor" diye konuştu.

"HERHANGİ BİR ASKERİ OPERASYONDAN DOĞRUDAN HÜKÜMETİ SORUMLU TUTACAĞIZ"

Kışanak "Geri çekilme süreci ile ilgili net olarak söylüyorum. 1999’lu yıllarda iyi şeyler olmadı. Çekilme süreci bir tek kişinin burnu kanamadan sürece katkı sağlayacak şekilde ilerlersin. Hükümetin yaptığı açıklamalar doğrudan sorumluluk aldığını ortaya koyuyor. Biz hükümetin açıklamalarını teminat olarak kabul ediyoruz. Herhangi bir askeri operasyondan doğrudan hükümeti sorumlu tutacağız. Bundan sonra yaşanabilecek olumsuzluğun sorumlusu doğrudan hükümet, bakanlıklar, valilikler olacaktır. ’Ya 1999’daki gibi çekilme sonrası Kürt sorunu unutulur mu?’ diye soru kalıyor. Halkımızın kafasındaki soruları önemli buluyoruz. Silahların susması önemlidir Ancak bu kendisi tek başına çözüm değildir. Yapılması gereken reformları gündemleştirmek, yasaları Meclis’in gündemine getirmek olacaktır. Meclis’te komisyon kuruldu bu önemlidir" dedi.



Sıradaki Haber
Mobil Sayfaya Dön
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.