Mısır ordusunun darbe yaptığı 3 Temmuz'dan sonra ABD yönetimi, ülkede yaşananlara "darbe" demekten kaçınsa da önce F16'ların Mısır'a gönderilmesini askıya alması, şimdi de gelecek ay Mısır ordusu ile ortak yapılacak askeri tatbikatı iptal etmesiyle Mısır'ın geçici hükümetine ve orduya uyarılarını aşama aşama artırıyor. ABD, aynı zamanda sürekli olarak, geçici hükümeti demokratik sivil bir yönetime doğru siyasi kapsayıcı olmaya çağırıyor ve Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi dahil Müslüman Kardeşlere yönelik keyfi tutuklama ve göz altıları eleştiriyor.
Ancak Obama yönetimi, henüz Mısır'a yardımları kesme konusunda bir sinyal vermiyor. ABD, Mısır'da demokrasi yanlılarına karşı yapılan kanlı müdahalenin ardından, bu ülkeye yapılacak tüm alanlardaki yardımların gözden geçirileceğini açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Mısır'a yapılacak 1,5 milyar dolar tutarındaki yardımın gözden geçirileceğini belirtti. Ancak, Dışişleri Bakanlığı zaten yardımlar konusunu sürekli olarak gözden geçirdiğini belirtiyor. Dolayısıyla, Obama yönetiminin kısa vadede ani bir değişiklik olmadığı müddetçe bu konuda değişikliğe gitmesi ihtimali düşük bulunuyor. Mısır'a yapılan bu yardımın 1 milyar 250 milyon dolarlık bölümünü askeri yardım, 250 milyon dolarını ise ekonomik yardım oluşturuyor.
İki tarafı da memnun edemiyor
ABD'nin Mısır'da yaşananları "darbe" olarak adlandırmamasına rağmen, Mısır'da darbeyi gerçekleştiren askeri ve siyasi kesimin son dönemde ABD'ye yönelik suçlamaları arttı. Mısır'ın Savunma Bakanı General Abdülfettah es-Sisi geçtiğimiz günlerde Washington Post'a verdiği röportajda "ABD'yi Mısır halkını yalnız bırakmakla" suçlamıştı. Mısır'daki darbeyi destekleyen Ulusal Kurtuluş Cephesi (UKC) ve Temerrüd (İsyan) Hareketi de ABD'nin Kahire büyükelçisinin "istenmeyen adam" ilan edilmesi talep edilmişti. Şimdi, Obama'nın Mısır'da yaşanan katliamı sert bir dille kınaması ve ortak askeri tatbikata Mısır'ın davet edilmeyeceğini açıklamasıyla iki ülke arasındaki gerginliği artırdı.
Bunun yanında ABD yönetiminin Mısır'da yaşananları "darbe" olarak nitelendirmemesi de Müslüman Kardeşler ve darbe karşıtları cephesinde de ciddi eleştirilere yol açıyor. ABD'nin kendi içinde de bu konuda Obama'ya yönelik karşı çıkışlar gözleniyor. Böylesine bir ortamda, Mısır politikasında gerçekler ile çıkarları arasında kalan ABD, aslında hem iki tarafı da "memnun edemiyor", hem de ABD'nın Mısır'a yönelik dış politikası konusunda belirgin bir tablo çizmiyor.
Öte yandan, ABD Mısır'daki vatandaşlarının da artan şiddet ortamında ülkeden ayrılmasını istiyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı, yaptığı açıklamada, vatandaşlarına Mısır'a seyahat etmeme uyarısı yaparken, Mısır'da bulunan vatandaşlarından ülkeyi terk etmelerini istedi. Açıklama, Rabiatul Adaviye ve Nahda meydanlarına yapılan kanlı müdahalenin ardından geldi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Mursi'ye karşı gösterilerin başladığı 30 Haziran'dan sonra vatandaşlarını gösteri alanlarından uzak durmaları konusunda da uyarmıştı.