Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, JW Marriott Otelde düzenlenen 6. Büyükelçiler Konferansı'ndaki konuşmasında, büyükelçilerin 5 kıtada Türkiye'yi en üst düzeyde temsil ettiğini, çalışmalarının takdire değer olduğunu söyledi.
Siyasi ve ekonomik istikrarın birbiriyle olan bağına dikkati çeken Arınç, siyasi istikrarın temin edildiğini, buna bağlı olarak ekonominin geliştiğini, Türkiye'nin güçlendiğini aktardı.
Güçsüz hükümetlerin, yaşanan krizlerin Türkiye'nin itibarını düşürdüğünü anlatan Arınç, o dönemlerde Türkiye'nin diğer ülkelerle ilişkilerinin pamuk ipliğine bağlı olduğunu gördüğünü ifade etti.
Arınç, diplomatik ilişkiler rölantide sürerken, güçlü devlet ve güçlü ekonomi yapısına kavuşulmasıyla diğer ülkelerdeki Türkiye algısının üst düzeye çıktığını kaydetti.
Milli gelir ile demokrasinin doğru orantılı algılandığını dile getiren Arınç, "Bin dolarlık milli gelirle 2 bin dolarlık milli gelirle demokrasinin de o kadar zayıf, güçsüz olduğu anlaşılıyor ve size verilen değer o kadar oluyordu" dedi.
"Şimdi 11 bin 500 dolarlık milli gelire kavuşulmakla başımız daha dik" diyen Arınç, gözlerin Türkiye'ye dikilmiş olması, ekonomik krizde ayakta durabilmesi, ihracatta, enflasyonda, milli gelir artışında sağladığı başarıların bütün dünyanın ilgisini çektiğini vurguladı. Arınç, bu gelişmelerin Türkiye'nin uluslararası arenada daha fazla önemsenmesini sağladığını söyledi.
Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Japonya, Singapur ve Malezya'ya yaptığı ziyaretteki çalışmaları da anlattı.
Bu ülkelerin başbakanlarının Erdoğan'a bölgedeki gelişmeleri sorduğunu aktaran Arınç, bölge ülkelerindeki gelişmelerin Türkiye'den öğrenilmek istenmesinin önemli olduğunu ifade etti. Arınç, 600 binden fazla Suriyeli'nin Türkiye'deki kamplarda yaşadığı ve sığınmacılar için 2 milyar dolardan fazla masraf yapıldığı bilgisinin, bu ülkelerdeki yetkilileri çok etkilediğini da belirtti.
Büyük Türkiye'nin dünyaya bakan yüzleri olduğunu dile getiren Arınç, "Büyükelçiliğimizi, rezidanslarımızı ziyaret ettiğimizde Türk topraklarında olduğumuzu biliyor, bayrağımızın bulunduğu bir yerde gururla yaşıyoruz" dedi.
Geçmişten bu yana büyükelçiliklerin çok önemli prestij mekanları olduğunu ifade eden Arınç, her ülkede en güçlü şekilde yeni yapılanmaların olduğunu da bildiklerini söyledi.
"Anadolu Ajansı son 3 yılda büyük hamleler yaptı"
Kendisine bağlı kurumların çalışmalarına ilişkin bilgi de veren Arınç, TRT'nin 15 ayrı kanalda bütün dünyaya yayın yapan büyük bir kuruluş olduğunu kaydetti.
En büyük arzularından birinin İngilizce haber kanalının mutlaka hizmete girmesi olduğunu aktaran Arınç, gelinen aşamanın da toplantıda paylaşılacağını bildirdi.
Anadolu Ajansının bütün dünyada ilk 5 ajansın içine girmek için son 3 yılda büyük hamleler yaptığını belirten Arınç, farklı dillerde haber yayınına geçtiğini aktardı.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünün çalışmalarını da anlatan Arınç, 40'a yakın ülkede basın müşavirlikleri ve ataşeliklerinin bulunduğunu söyledi.
Türkiye ile ilgili 12 dilde kitapçıklar yayımlandığını anımsatan Arınç, bunun bir portal içinde güncelleştirileceğini kaydetti.
Atatürk Kültür Dil Tarih Yüksek Kurumu ve bağlı kuruluşların kendi alanlarındaki bilimsel çalışmaları yurt dışında da yaparak faal hale getirmeye çalıştıklarını aktaran Arınç, gelecek dönemde yurt dışında önemli toplantılar yapılmasının planlandığını belirtti.
Arınç, Türkiye'nin dışarıda özellikle ekonomik başarılar nedeniyle çok beğenildiğini düşündüğünü vurguladı.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'a bağlı Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığının Arapça ve İngilizce "sessiz devrim" isimli bir kitap hazırladığını anımsatan Arınç, demokratikleşme, özgürlükler alanındaki çalışmaların takdim edildiğini anlattı.
Arınç, "Türkiye demokratikleşmede, sivil asker ilişkilerinin normalleşmesinde, fikir ve düşünce özgürlüğünün alabildiğine yaygınlaşmasında ve güçlenmesinde çok önemli işleri başardı, adeta tarih yazdı. Geçmişte tabu sayılan 'aman ha bu konularda konuşmayın, suçlanırsınız, fişlenirsiniz, ayrımcılığa tabi tutulursunuz' şeklindeki endişelerinin pek çoğunu gidermiş durumdayız" değerlendirmesinde bulundu.
Bülent Arınç, çözüm süreciyle büyük bir umutla terörün biteceğine dair güven duyulmasının da AK Parti iktidarının başarılarından olduğunu anlattı.
"Çabalarımızın yeterli olmadığını üzülerek görüyorum"
Bunlara karşın özellikle Batı ülkelerinde sürekli basın özgürlüğüyle ilgili sorulara muhatap olduklarını belirten Arınç, "Onlar Türkiye'ye gelince biz onlarla görüşüyoruz ve görüştüğümüz zaman da ikna ettiğimizi düşünüyoruz. Çünkü elimizdeki argümanlar çok güçlü ama onlar döndüklerinde gazetelerde farklı şeyler yazılıyor, farklı raporlar yayınlanıyor ve Türkiye adeta itham ediliyor" dedi.
Arınç, "(Türkiye'de gazeteciler tehdit altında, onlarcası yüzlercesi cezaevinde, konuşmak artık suç haline geldi) şeklinde karalayıcı, suçlayıcı ifadelerinin bir kısmı şüphesiz doğru olabilir. Bunları izah ediyoruz. Mesleki çalışmaları sebebiyle hiçbir gazeteci hakkında dava açılmadığını ve mahkum olmadığını söylüyoruz. Ama mesleği gazeteci olmakla birlikte Terörle Mücadele Kanun kapsamında veya adi suçları işlemişlerse bunların da karşılığının bir hukuk devletinde nasıl verilebileceğini söylüyoruz ama bu çabalarımızın yeterli olmadığını üzülerek görüyorum" ifadelerini kullandı.
Özellikle Amerika kıtasında ve Avrupa'da ısrarla işlenen konunun "Türkiye gazetecilerin özgürlüğü açısından şu sıraya, şu sıraya düştü" şeklindeki haberler olduğunu dile getiren Arınç, bu konudaki algının değiştirilmesi için neler yapılabileceğinin iyi düşünülmesi gerektiğini söyledi.
Arınç, Türkiye ve yurt dışında yaptıkları medya buluşmalarının çok faydalı olduğunu anlattı.
Gezi Parkı odaklı olaylar
"Mayıs ayından sonra Türkiye'de yaşanan bazı olaylar batı ülkelerindeki Türkiye imajını biraz zedelemiş olabilir" diyen Arınç, şöyle devam etti:
"Mayıs ayında Türkiye'de her şey olumlu noktada pik yapmışken, en büyük yatırımların başladığı, faizlerin yüzde 4'ler seviyesine düştüğü, enflasyonun yerlerde süründüğü, Türk parasının kıymetinin adeta şaha kalktığı bir yerde, bunu ekonomik anlamda söylüyorum, üst üste yaşanan bazı olaylar, haziran ayındaki Gezi olaylarının daha sonra şimdi halen etkisini sürdüren başka olayların Batı'da özellikle farklı algılandığını ve Türkiye üzerinde soru işaretleri meydana getirildiğini, bu çabanın özellikle sürdürüldüğünü görüyorum.
Gezi olayları sırasında CNN International gibi, Russia Today gibi Reuters gibi haber ajanslarıyla bazı ilişkilerimiz oldu. Çünkü hayret ettik. Çok hazırlıksız bir şekildeydik. Böyle bir olayların adeta büyüyeceğini, toplumsal hale geleceğini de hiç düşünmemiştik. Çevre duyarlılığıyla başladığını zannettiğimiz olaylar, sonra bütün illere adeta bir büyük el tarafından yönlendirilmek suretiyle sıçratıldı. O zaman savaş muhabirlerinin bir kaç gün öncesinden İstanbul'a gönderildiğini ve bazı ülkelere saatlerce canlı yayın yapıldığını, bu canlı yayınlara özellikle bu olayların bir kalkışma olarak tasvip eden insanların muhabir olarak çalıştırıldığını gördük. Sonrasında mesela Kazlıçeşme mitinginde 1 milyon insan Sayın Başbakana destek için toplanmışken, hızını alamayan CNN International, hükümete tepki toplantısı diye bunu takdim edince foyaları meydana çıktı."
"Kendileriyle görüştük yaptıkları bazı yanlışları da kabul de ettiler. Bunu dış planda belki söylemiyorlar ama biz çok iyi biliyoruz" ifadesini kullanan Arınç, "Dolayısıyla bir kurgu eğer Türkiye'nin imajını yıkma, zedelemek ve bundan da bir fayda çıkarmak amacını gütmüşlerse, siz inanıyorum ki dış ülkelerdeki dostlarımız, büyükelçilerimiz bunun içinde yaşıyor da olabilirsiniz. Bu nedendir, ne yapılması gerekir, böyle bir algıya karşı bizim Türkiye'den yapmamız gereken nedir? Madem ki medya kuruluşlarından genelde sorumlu bir Başbakan Yardımcısı olarak buradaki arkadaşlarımızın ne yapması faydalıdır? Bizi bilgilendirin lütfen" dedi.
Arınç, büyükelçilerin Türk milletinin, devletinin şanına yakışır çok büyük hizmetler yaptıklarını belirterek, büyükelçilere bundan sonraki çalışmalarında başarılar diledi.
Konuşmanın ardından, toplantı basına kapatıldı.
Toplantının basına kapalı bölümünde Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ile Arınç'a bağlı diğer kurum ve kuruluşların yöneticileri, hizmetleri hakkında büyükelçileri bilgilendirdi.