Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Manisa'da yerel bir televizyon kanalında katıldığı programda yaptığı konuşmada, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Manisa'da bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Manisa Şehir Hastanesi'nin temel atma törenine katılacağını ifade eden Arınç, "5-6 yıllık mazisi olan 600 yataktan fazla şehir hastanesinin temelini atacağız. Son noktayı koyacağız" dedi.
Manisa'ya siyasi olarak 40 yılı aşkın zamandır hizmet etmeye çalıştıklarına dikkati çeken Arınç, şöyle konuştu:
"Manisa'nın geldiği nokta övünç verici. Milletvekili arkadaşlarımız, gayret içinde gelişmeleri takip ediyor, zaman zaman bana da bilgi veriyorlar. Manisa yükselen bir yıldız. En büyük ideallerimizden biri de Manisa'nın büyükşehir olmasıydı. Bunda muvaffak olduk. Bunda çok engeller çıktı karşımıza. Muhalefet partileri Büyükşehir Yasası'nı istemediler, Anayasa Mahkemesi'ne götürdüler. Hatta böyle birşeyin zararlı bile olacağını söylediler. Ama şimdi aynı partilerin büyükşehire aday çıkardıklarını, büyükşehir belediyesini kazanmak için nasıl canla başla çalıştıklarını görüyorum. Demek ki büyükşehir olmak iyi bir şeymiş, faydalı birşeymiş ki onlar da büyük bir azimle bunu kazanmaya çalışıyorlar."
Manisa'yı "önü açık" bir kent olarak değerlendiren Arınç, tarım ve sanayide güçlü kentin kamu yatırımlarından çok iyi pay aldığını, ticaret ve sanayi merkezlerinin canlı olduğunu kaydetti.
Kentin ihtiyaç duyduğu yatırımlarının ihmal edilmediğini belirten Arınç, "Hizmetin her zaman daha fazlasını Manisa gördü. Kimsenin hayal bile edemediği şeyleri hükümetimiz döneminde yaptık" dedi.
"Yatırımları takip ediyorum"
Arınç, Manisa'ya yönelik yatırımların hangi aşamada olduğunu AK Parti Manisa milletvekilleri ile yakından takip ettiklerini anlattı.
Demirci Hükümet Konağı'nın yapım ihalesinin yapıldığını hatırlatan Arınç, şunları kaydetti:
"Adliyesini de hastanesini de yapacağız. Demirci uzaklık itibariyle bazı hizmetlerden mahrum bir ilçemizdi. Büyük ölçüde yatırımlarını bitirdik. Alaşehir Devlet Hastanesi'ni bitirdik. Manisa'yı yatırımları konusunda takip ediyorum. İtalya, Almanya ve İngiltere'den yatırımlar oldu. Manisa Organize Sanayi Bölgesi, Türkiye'de çok güçlü sanayi bölgelerinden oldu. Akhisar'da zeytinin geldiği noktayı gördük. Büyükbelen, zeytinde marka oldu. Manisa'mızı ilçeleriyle ziyaret etmek ve gelişmeleri takip etmek istiyorum."
"Manisalılar iddiadan hoşlanmaz"
Konuşmasında Manisa ile ilgili şahsi deneyimlerinden edindiği değerlendirmelere yer veren Arınç, şöyle konuştu:
"Bizim insanımız (Manisalılar) çok kavgadan, iddiadan hoşlanmaz. Manisalılar (hayır öyle değil) derlerse ona da saygı duyarım ama benim tanıdığım böyleydi. Yani kimse dükkanının dışına pek çıkmak istemez. Kavga gürültüye girmek istemez. Bu rahatlık bazen iyi, bazen de iddiasız olmak gibi bir sıkıntı meydana getiriyor. Ama Bursa'da herkes iddialı. (Ben bunu yapacağım, ben bu işi yapacağım). Bu canlılık göstergesidir. Yapılar çok farklı. orada hızlı olmaya mecburuz. Hızlı olmazsanız geride kalırsınız. Bazen açıklamalarımızın ses tonunu farkediyorsunuz zaten, kararlı bir ses tonuyla konuşuyoruz. Manisa'da olsak yumuşak konuşuruz, herkes bundan hoşlanıyor çünkü."
Celal Bayar Üniversitesi'nin (CBÜ) kurucu rektörlüğü görevini üstlenen ağabeyinin kendisinin siyasette olması nedeniyle Süleyman Demirel tarafından görevden alındığını, üniversiteyi 5 fakülteyle devrettiğini, aradan 22 yıl geçmesine rağmen fakülte sayısının değişmediğini anlatan Arınç, "Neden bu fakülte sayısı artmıyor, neden bu üniversite büyümüyor diye birşey sorgulamadık. Ben sorgulayamazdım çünkü ağabeyimin görevden alınması benim yüzümden oldu. Bu adam siyasette güçlendi, ağabeyi de buna destek veriyor dediler. Halbuki 3 senelik rektörlüğünde 3 kez ziyaret etmedim, dedikodu olmasın diye. İyi de Manisa halkı neden aradan geçen 3 rektöre, nerede bizim yeni fakültelerimiz, öğretim üyelerimiz, hastanemiz, tıp fakültemiz, kampüsümüz demedi. Deselerdi bugüne gelmezdik."
Aday belirleme süreci
Başbakan Yardımcısı Arınç, yeni seçmen kitlesinin farklı özelliklere sahip olduğu yönündeki bir değerlendirme üzerine ise "Y nesli" olarak tanımlanan genç neslin eski yokluk ve sıkıntı günlerini görmediğini, hep güzel günleri gördüğünü, bu nedenle onlar için çıtanın daha yüksek olduğunu, yüzde 50 oy almış bir siyasi parti, başarılı bir hükümet olarak yeni neslin genç seçmen profilinin istemlerini dikkate almak durumunda olduklarını, muhalefetin böyle bir çabasının olmadığının görüldüğünü anlattı.
AK Parti olarak her zaman siyaset odaklı bir anlayış içinde olduğunu, aday belirleme sürecinde de bunun etkili olacağını anlatan Arınç, aday belirleme sürecinin içinde olmadığını, 10 kişili üst komisyonun çalışma yaptığını belirtti.
Arınç, "Adayın kimliği, yaptığı işler, projeleri, mevcut belediye başkanıysa performansının ölçülmesi.. Bunlar eminim notlar halinde değerlendirmeye tabi tutuluyor. Bizim işimiz kolay bu noktada çünkü karar verici değiliz. Ama karar vericilerin işi zor. Yanlış tercih yaparlarsa bunun sıkıntısını o il de çekiyor, Türkiye de çekiyor. Ama onlar da insan nihayet. Ya şundadır ya bunda diyerek seçmiyorlar sonuçta" dedi.
"Dershanelerin kapatılması anlamına gelmiyor"
Arınç, dershanelerin özel okula dönüştürülmesinin kolaylaştırılması konusunun, dershanelerin kapatılması anlamına gelmediğini söyledi.
Uygulama ile dershanelerin okula dönüştürüleceğini ifade eden Arınç, "Dershanelerin, etüd merkezleri veya okul haline getirilmesi, akademik lise haline getirilmesi... Bu eğitim sisteminin bir parçası olarak görülüyor" dedi.
Manisa'daki temasları sırasında dershane öğrencileri ile görüşme imkanı bulduklarına işaret eden Arınç, şöyle konuştu:
"Düşüncelerimizi çok önceden ifade ettik. Dershaneleri bugüne kadarki eğitim sistemimizin bir ihtiyacı olarak görüyoruz. Eğitime katkı sağlayan kurumlar olarak görüyoruz ama artık 4+4+4 sistemiyle eğitimde çok iyi bir noktaya geldik, gelmeye de devam ediyoruz. Dershanelerin de daha çok okul ihtiyacımızı karşılayacak okullara dönüştürülmesi proje var. Bunu yaparken dershane sahiplerine, öğrencilerine, öğretmenlerine hiçbir zarar vermeyecek bir formül üzerinde Milli Eğitim Bakanımız çalışıyor. Hiç kimse endişe etmesin, zarar verecek bir hareketimiz olmaz. Bu hükümetten zarar verecek yanlış ve kötü bir işi kimse beklemesin. Yarın bir gelişme olursa Bakanlar Kurulu'ndan sonra söyleyeceğim."