Özellikle Güneydoğu bölgesinin aşırı sıcak ve toz bulutlarına maruz kalan bir bölge olduğuna dikkat çeken Canbolat, bu unsurların alerjik hastalıklara davetiye çıkardığını belirtti. Canbolat, “Alerji özellikle mevsim geçişlerinde daha sık gözlenen burunda şişlik, kızarma, nefes alma zorluğu, hapşırık ve beraberinde horlama gibi şikayetlerle giden bir rahatsızlık.
Özellikle mevsim geçişlerinde ve alerji potansiyeli olan kişilerde daha çok oluyor. Güneydoğu bölgesi hem güneş olarak çok yoğun bir bölge çok aşırı sıcakları olan bir bölge üstüne üstlük toz olarak da çok fazla. Maalesef bu polenler, güneş, çiçek tozları burnun içine girerek burnun içerisinde mukoza dediğimiz hem nefes almamızı sağlayan hem daha kaliteli hava almamızı sağlayan bölgede aşırı şişliklere, akıntılara neden olabiliyor. Buna bağlı olarak kişilerde nefes alma zorlukları, hapşırıklar, burun akıntıları ve beraberinde horlama oluşabiliyor” şeklinde konuştu.
Özellikle mevsim geçişlerinde ve alerji potansiyeli olan kişilerde daha çok oluyor. Güneydoğu bölgesi hem güneş olarak çok yoğun bir bölge çok aşırı sıcakları olan bir bölge üstüne üstlük toz olarak da çok fazla. Maalesef bu polenler, güneş, çiçek tozları burnun içine girerek burnun içerisinde mukoza dediğimiz hem nefes almamızı sağlayan hem daha kaliteli hava almamızı sağlayan bölgede aşırı şişliklere, akıntılara neden olabiliyor. Buna bağlı olarak kişilerde nefes alma zorlukları, hapşırıklar, burun akıntıları ve beraberinde horlama oluşabiliyor” şeklinde konuştu.
Özellikle mevsim geçişlerinde maruz kalınan alerjik hastalıklardan korunma yollarını anlatan Canbolat, “Bunlardan korunmak mümkün. Öncelikle kendinize dikkat etmeniz gerekiyor. Mümkün olduğu kadar özellikle mevsim geçişlerinde sonbahar aylarında, ilkbahar aylarında polenli ortamlardan, tozlu ortamlardan uzak durmak gerekiyor. Bunun yanında eğer ki öyle bir ortamda çalışıyorsanız, ortamınız veya iş yeriniz ona müsaitse maske tarzı veya koruyucu başka önlemler alarak kendinizi koruyabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
Alerjik hastalıkların tedavisinin uzun sürdüğünü anımsatan Canbolat, “Yine de geçmeyen hastalarımızda bizim çeşitli tedavilerimiz oluyor. Öncelikle burun spreyleri kullanıyoruz. Bunun yanında çeşitli alerji ilaçları kullanıyoruz. Yalnız bu ilaçlarla yapılan tedavi uzun süreli bir tedavi. Bir günde iki günde tedavi olmak çok mümkün değil. O nedenle en az bir aylık bir buçuk aylık tedaviler yapmak durumundayız. Hastalarımızı bu nedenle sürekli kontrollere çağırıyoruz” dedi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde sıkça karşılaşılan toz bulutlarının ve bunun yanı sıra klimaların da alerjik hastalıkları artırabildiğini belirten Canbolat, şu şekilde konuştu:
“Toz bulutları malum. Buna karşı yapabileceğimiz çok fazla bir şey yok. Yapabileceğimiz en iyi şey kendimizi korumak. Maske kullanmak lazım. Tozlu ortamlardan uzak durmak lazım. Klimalarda bu konuda çok masum değildir. Özellikle alerji hastalarında zararlı etkileri bulunmaktadır.
Klimalar havayı hem kurutup hem de tozlu ve kirli olan filtrelerinden çıkan pis hava nedeniyle maalesef alerji potansiyelini artırabilirler. Bu yüzden klimaları mümkün olduğu kadar sık aralıklarla temizlemek gerekiyor. O yüzden hastalarımıza önerim mümkün olduğu kadar klimalarının filtrelerini temizlemeleri ve olabildiğince evi havalandırmalarıdır.”
Klimalar havayı hem kurutup hem de tozlu ve kirli olan filtrelerinden çıkan pis hava nedeniyle maalesef alerji potansiyelini artırabilirler. Bu yüzden klimaları mümkün olduğu kadar sık aralıklarla temizlemek gerekiyor. O yüzden hastalarımıza önerim mümkün olduğu kadar klimalarının filtrelerini temizlemeleri ve olabildiğince evi havalandırmalarıdır.”