Şeker hastalığı (Diabetes Mellitus, Diyabet hastalığı), çağımızın en önemli sağlık problemlerinden birisi haline geldi. Her geçen gün Şeker Hastalığına (Diabetes Mellitus, Diyabet) yakalananların sayısı artıyor. Ülkemizde şuanda 5 milyonun üzerinde Şeker hastası (Diabetes Mellitus, Diyabet hastası) olduğu biliniyor. Korkunç bir rakam! 2035 yılına kadar, Türkiye’nin dünyada Şeker hastalığının (Diabetes Mellitus, Diyabet hastalığı) en sık görüleceği ilk 10 ülke arasına gireceği tahmin ediliyor.
Şeker hastalığının komplikasyonları daha da büyük bir bela: Kalp damar hastalıklarının bir numaralı risk faktörü Şeker hastalığı (Diabetes Mellitus, Diyabet hastalığı). Dünyadaki ölümlerin bir numaralı sebebi de kalp damar hastalıkları.
Henüz yakın geçmişte açıklanan rakamlar, ABD’de uygulanan yağdan yoksun diyetlerin, beklendiği gibi Şeker hastalığının görülme sıklığını azaltmadığı, tam tersine arttırdığını gösterdi. Yani ağır diyetler uygulamak da toplum genelinde Şeker Hastalığını (Diabetes Mellitus, Diyabet hastalığı) azaltmaya fayda etmiyor.
Günümüzde Şeker hastalığının tedavisi için kullanılan ağızdan alınan ilaçlar ve insulin enjeksiyonları, sadece geçici olarak kan şekerini düşürmeye yarıyor ve hastalığı tedavi etmiyor. Bir kere Şeker hastası olan hasta, maalesef ömür boyu hastalığa mahkum ediliyor. Kullanılan ilaçların yan etkileri de cabası. Çünkü şeker hastalığı otoimmün bir hastalık, yani bağışıklık sisteminin pankreas dokusuna saldırmasıyla ortaya çıkıyor. Tedavi etmek için de, öncelikle bağışıklık sisteminin dengeli ve doğru çalışmasını sağlamanız gerekiyor, kan şekerini düşürmek yeterli olmuyor.
Oysa doğal tedavi metodları ile Şeker hastalığını (Diabetes Mellitus, Diyabet hastalığı) önlemek ve hatta tedavi etmek mümkün. Bunun en çarpıcı örneği, Probiyotikler: Vücudunuzda bulunan probiyotikler, Şeker hastalığını (Diabetes Mellitus, Diyabet hastalığı) önleyebiliyor.
Probiyotikler, vücudumuzda bulunan faydalı bakteriler. Bağışıklık sisteminin ilk savunma duvarı olarak görev yapıyorlar. Vücudumuzda ki sindirimi gerçekleştiriyorlar, K Vitamini, H vitamini ve Serotonin gibi sağlığımız için çok önemli maddelerin üretimini yapıyorlar. Zararlı mikroorganizmaların çoğalmasını ve hastalık yapmasını engelliyorlar. Vücudumuz için hayati öneme sahipler. Probiyotiklerin yokluğunda, Şeker hastalığı, Romatizma, alerjiler, bağışıklık sistemi hastalıkları ve hatta kanser gibi pek çok hastalık gelişebiliyor.
Probiyotikler çok kalabalıklar: Vücudumuzu oluşturan 10 trilyon hücre varken, probiyotiklerin sayısı, hücre sayımızın tam 10 katı: 100 trilyon probiyotiğimiz var vücudumuzda.
Ilk probiyotiklerimizi normal doğum esnasında annemizin doğum kanalından geçerken alıyoruz. Anne sütü probiyotiklerin beslenmesini ve sayılarının artmasını sağlıyor. Fakat yaşam boyunca dengesiz beslenme ve kontrolsüz antibiyotik kullanımı gibi sebepler, probiyotik kaybına yol açıyor. Örneğin, bir kür antibiyotik kullanmak, vücudumuzdaki probiyotiklerin %90’ının ölmesine sebep oluyor.
Dr. Danska liderliğinde yürütülen, Bern Üniversitesi ve Toronto Üniversitesi ortak çalışmasında, bağırsaklarımızda bulunan faydalı bakterilerin şeker hastalığını önleyen birtakım biyokimyasal maddeler ve hormonlar salgıladığı tespit edildi.
Şuanda, bu keşiften faydalanarak, Şeker hastalığını (Diabetes Mellitus, Diyabet hastalığı) tedavi edebilmek için faydalı bakterilerin (Probiyotiklerin) kullanılmasına dayalı bir tedavi geliştiriliyor. Bilim adamları, faydalı bakteri takviyesine dayalı bu tedavinin, Şeker hastalığı gelişmesini engelleyebileceği ve ömür boyu diyabet ilaçları almayı sona erdireceğinidüşünüyor.
Vücudumuzu tanırsak ve doğal hayatı koruyabilirsek ne kadar çok şeyi başarabileceğimizin farkındamısınız? Sadece bağırsaklarınızdaki faydalı bakterileri destekleyerek Şeker hastalığını engelleyebiliyorsunuz. Üstelik hiçbir yan etki olmadan!
İyileşme gücünüz içiniz de gizli, yeterki farkına varın ve vücudunuzu destekleyin.
Kaynak:
J. G. M. Markle, D. N. Frank, S. Mortin-Toth, C. E. Robertson, L. M. Feazel, U. Rolle-Kampczyk, M. von Bergen, K. D. McCoy, A. J. Macpherson, J. S. Danska.Sex Differences in the Gut Microbiome Drive Hormone-Dependent Regulation of Autoimmunity. Science, 2013; DOI: 10.1126/science.1233521