Antalya Isparta ve Burdur'da büyük oranda iyot eksikliği olduğu için tiroid hastalığının buralarda sık görüldüğü belirtildi.
Tiroid hastalığının hormonlara ilişkin hastalıklar içerisinde en sık görüleni olduğunu söyleyen Doç.Dr. Sarı, tiroidin temelindeki en önemli faktörlerden birinin iyot eksikliği ile ilişkili olduğunu bildirdi. Antalya, Isparta, Burdur üçgeninde bu hastalığın sık görüldüğünü kaydeden Doç.Dr. Sarı, “Maalesef hem ülke bazında Türkiye olarak, hem de bizim kendi bulunduğumuz coğrafya göller bölgesi dediğimiz Antalya, Isparta Burdur üçgeninde ciddi oranlarda iyot eksikliği olduğu için bu bölgelerde biraz daha fazla iyot eksikliği ile ilişkili guatr hastalığı görüyoruz."
ANTALYADA "ENDEMİK GUATR" SIK GÖRÜLÜYOR
Antalya’da dağlık bölge olması açısından iyot eksikliğinin çok miktarda ortaya çıktığını söyleyen Doç.Dr. Sarı, şunları söyledi: “Ama bir tarafımızda deniz var. Deniz ürünleri iyot açısından çok zengin ürünlerdir ama bizde maalesef balık tüketme kültürü son dönemlerde gelişti. Önceden çok balık tüketen bir ülke, balık tüketen bir toplum değildik. Yeni hastalara haftada bir veya iki defa balık tüketin diye öneriyoruz. Balık tüketiminin düzenli olarak sağlanması ile veya kullanılması ile iyot eksikliği daha az görülecek. Hem tuzların iyotlanması, hem deniz ürünlerini yeme alışkanlığının kazanılması, bu hastalığın önlenmesi ve azaltılması açısından önem arz etmektedir.”dedi
İKİ HASTADAN BİRİNDE GUATR Antalya’da her iki kişiden birinde tiroid ile ilgili sorun ve üçte birinde guatr görüldüğünü ifade eden Doç.Dr. Sarı, Antalya’da 2002 yılında yapılmış çalışmalarda toplam günlük iyot alımının 40-50 mikrogram civarında olduğunun saptandığını belirtti.
Bir insanın günlük iyot alımının 100 mikrogramın üzerinde olması gerektiğini söyleyen Doç.Dr. Sarı, sözlerine şöyle şu şekilde sürdürdü:
“Dolayısı ile Antalya’da 2002 yılında yapılan çalışmalarda 40-50 civarında bir iyot alımı saptandığına göre, Antalya’da iyot yetersizliği oldukça ciddi oranlarda var demektir. Ama 2000’li yılların sonunda yapılmış çalışmalarda bu oranın yüzlere yaklaştığı görülmektedir. Geldiğimiz nokta bir başarı ama bu başarı tam bizim istediğimiz gibi, iyot eksikliğini tamamen çözecek düzeyde bir başarı değil. Bu anlamda zaman lehimize işliyor. İyotlu tuz kullanımının yaygınlaşması ile birlikte bu hastalığın bizleri etkileme ihtimalini daha da azaltacağız. Antalya için oldukça yüksek bir oran. Her iki hastadan birinde tiroid ile ilgili sorunun olması, her 3 hastadan birinde iyot eksikliği ile ilgili guatr problemi yaşaması oldukça ciddi oranlar."
İyotun en fazla doğal kaynaklardan alındığını kaydeden Doç.Dr. Sarı, su ve havadan alınan iyotun yanı sıra yumurta, süt, yeşil sebzeler ve deniz ürünlerinin de çok iyot içerdiğini bildirdi.
BU HASTALIKTA KADINLAR DAHA ŞANSSIZ
Bunun yanında ilaçlardaki aşırı pahallığa da dikkat çeken Sarı şunları söyledi:
Tiroid ilaçlarının ticari olarak değerlendirildiği zaman 1 ve 4 lira arasında bir fiyatı olduğuna değinen Zabun, nakit alımlarda devlet ödediği zaman fiyatın daha da aşağı indiğini belirtti. Kerem Zabun, konuşmasında, “İthalatçı ve üretici firmalar gerek bunları üretirken üretim bantları açısından ve maliyetleri açısından, gerek ithalatçılar, bunları ülkeye sokarken kendilerine getirmiş oldukları maddeyi külfet ve yük anlamında düşündüğümüzde bu tür ilaçların piyasada yeteri anlamda bulunduğunu söylememiz mümkün olmuyor. Bazı dönemlerde yok denecek kadar satışları ortaya çıkıyor. Ama sorun ciddi boyuta gelmeden hemen piyasaya bir ilaç girişi yapılmak sureti ile sanki sus payı verircesine bir durum ortaya getiriyorlar.”
İlacın ithalinde veya üretiminde herhangi bir sıkıntı olmadığını ifade eden Zabun, şunları söyledi: “Bunu tamamen ticari kaygı olarak değerlendiriyorum. Dolayısı ile kendilerinin karlarını düşünmek durumunda kalıyorlar. Üretim bantları ve dışarıdan getirilen maliyetleri düşündüğümüzde son derece düşük karla hareket ediyorlar.” İlaçların zaman zaman zor bulunması halinde hastalar arasında bir panik de ortaya çıktığını söyleyen Zabun, buldukları zamanda kat kat fazla aldıklarını, bunun da diğer hastaların ilaca daha geç ulaşmasına neden olduğunu bildirdi.