Düşük kemik kütlesi ve kemik dokusunun mikro yapısında bozulma sonucu kemik kırılganlığına yatkınlık ve kırık riskinde artış ile karakterize olan Osteoporoz ciddi ve sinsi bir hastalıktır. Bu durum yaşlılığa, menopoza ya da altta yatan bazı hastalıklara bağlı gelişebilmektedir. Erken dönemlerde genel olarak belirti vermemektedir.
Özellikle menopoz sonrası kandan kemik koruyucu bir hormon olan östrojenin azalması ile kemik kaybı hızlanır. Böylece kemikler kırılgan hale gelir. Kemik kaybı sıklıkla bel kemiklerinde, el bileğinde ve kalça bölgesinde görülür.
Bu bölgeler ileri yaşlarda kırıkların da sık görüldüğü bölgelerdir,Kemik erimesi olan hastalarda bel ve sırt ağrısı, boyda kısalma, omurgada fark edilmeyen küçük kırıklar, travma sonucunda özellikle el bileği, kalça kemiği ve kaburgalarda kırıklar meydana gelebilir. Kemik erimesi erken dönemde tedavi edilmediği takdirde sakatlıklara ve ölüme neden olabilmektedir.
Bu durumun açıklığa kavuşturulması için gerekli kan tetkikleri ve görüntüleme yöntemleri kullanılır.Kalsiyum kemik ve insan sağlığı için vazgeçilmeyen en önemli ögelerden biridir. Tıpkı su gibi sağlıklı yaşamın temel taşıdır. Doğada çeşitli kalsiyum kaynakları vardır.
Bunlara ulaşmak hiçde zor değildir. Çocukluktan itibaren sağlıklı besleniyorsak Menopoz çağına kadar yaşamımızda tablet veya başka biçimde bir kalsiyum desteği gerekmez. Bütün gereksinimlerimizi doğal beslenme yoluyla alabiliriz. Ancak Menopoz çağının özellikle ilk 5 yılında beslenmeden sağlanacak kalsiyum kemiklerden olacak kayıpları tek başına karşılayamadığı için destek olarak kalsiyum tablet şeklinde alınmalıdır.
Bilindiği gibi en önemli kalsiyum kaynağı harikulade bir besin olan süttür. Kuşkusuz herkes süt içemeyebilir. Fakat sütün türevleri olan peynir, yoğurt, dondurma,muhallebi vb. gibi gıdalarda da yeterli kalsiyum kesinlikle vardır. Süt içemeyenlerin bunlardan fazlaca tüketmesi şarttır. Yaşamımızın belli dönemlerinde kalsiyum ihtiyacımız değişkenlikler gösterir.
Büyüme çağındaki çocuklar ve gençler, hamile ve emziren kadınlar,menopoza girmiş kadınlar hatta yaşlılarda farklı kalsiyum gereksinimleri olması doğaldır. Menopoz sonrasında kadınların günde 1000-1500 mg. kalsiyum almaları gereklidir. Ortalama 1 bardak süt 240 mg. kalsiyum içerir. Bunu karşılamak için yaklaşık 6 bardak süt içilemeyeceğine göre açığın dışarıdan alınacak suplementler gerekebilir.Hele de süt ve süt ürünleri olmaksızın gereksiniminiz olan kalsiyum karşılıyabilmeniz mümkün değildir. Süt ürünleri kalsiyum ihtiyacınızın yüzde 77'sini sağlar. Süt aynı zamanda D vitamini de içerir.Kalsiyum içeriği açısından gelişme döneminde kemik yapısı zamanla artar ve kemikler güçlenir. Kemik içerik ve yoğunluk açısından 30'lu yaşlarda en yüksek düzeyine ulaşır.Bebeklik, çocukluk ve ergenlik dönemininde kemik mineral yoğunluğu doruk noktaya ulaşmaktadır.
Gebelik ve laktasyon döneminde artan ihtiyaçların karşılanması olası kemik erimeelrinin önlenmesi bakımından son derece önem taşımaktadır.Menopoz öncesi dönemde ( Premenopozal dönem ) de bu durum ciddiyetini korumaktadır. Erken menopoz mevcut ise kalsiyum kemik kaybını karşılamakta yetersiz kalır. Bunun en temel nedenlerinden biri de östrojen eksikliği nedeniyle kalsiyumun barsaktan emiliminin engellemesidir.Geç menopoz dönemindeise kalsiyum desteği daha yararlı olabilmektedir..
Yaşlılık dönemi süresince kalsiyum malabsorbsiyonu ve sekonder hiperparatiroidizm oluşarak kemik döngüsü hızlanabilir. Kalsiyumun serum seviyeleri ve kemik mineral yoğunluğu da analiz edilerek ve ihtiyaç varsa daha yüksek dozda tüketilmesi ile ile bun sorunların düzeltilmesi mümkündür.
Çocukluktan yeterli ve dendeli, çeşitli beslenme alışkanlıkları oturtularak, bu dönemdenitibaren kalsiyumdan ve D vitamininden zengin beslenilmelidir. Menopozda gerekli hallerde kalsiyum ve D vitamini takviyesi alınmalıdır.
Meyve ve sebzenin besin yoğunluğunun tatlı ya da bisküvilerden daha fazla olduğunu belirten araştırmacılar, günlük tüketilen besin yoğunluğu fazla yiyeceklerin yüzde 40 artırılmasının, kadınlarda 10 yılda kemik kırılması riskini yüzde 14 azalttığını vurgulamaları son derece dikkat çekicidir. Bilimadamları, erkeklerde bu oranın daha az oluğunu bildirmektedirler.
Bu tedavide vücutta azalan östrojen hormonu yerine konarak kemik yıkımının önüne geçilir. Ayrıca gerekli durumlarda kemik yıkımını azaltan (kalsiyum, bifosfonatlar, raloksifen, kalsitonin) ve kemik yapını arttıran (Flor, Paratiroid hormon, D vitamini) çeşitli ilaç tedavileri kullanılmaktadır.Kalsiyumdan zengin ancak az yağlı peynirler, az yağlı yoğurt, lor, kefir gibi yiyecekleri yemeli ve sütü içeren dengelenmiş bir diyet tedavisi bireyin diğer tüm bulguları da göz önünde bulundurularak uygulamalıdır.