Uzmanlar, görülme sıklığı yaşla birlikte artan kolon (bağırsak) kanseri oluşumunda sağlıksız beslenme alışkanlıklarının önemli rol oynadığını belirtiyor. Memorial Hastanesi Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdullah İğci, fazla miktarda kırmızı et tüketiminin, fast food türü beslenme şekillerinin ve kalsiyumdan fakir gıdaların kolon kanserinde en büyük risk olduğunu söyledi.
Fazla Et Yemeyin !
Fazla Et Yemeyin !
Piramit Haber Piramit Haber
Sağlık
Uzmanlar, görülme sıklığı yaşla birlikte artan kolon (bağırsak) kanseri oluşumunda sağlıksız beslenme alışkanlıklarının önemli rol oynadığını belirtiyor.
Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Abdullah İğci, kolon kanseri ve tedavisi hakkında bilgiler verdi. Ailesinde kanser olmayanların da risk altında olduğunu vurgulayan İğci, "Kolon kanserinin yüzde 15'i ailesel veya genetiktir. Bunlar da daha genç yaşta görülmektedir. Yüzde 85 oranında ise ailesinde olmayanlarda ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle ailesinde kolorektal kanser olmayanlar da 50 yaşından sonra 5-10 yılda bir kolonoskopi ile takip altında olmalıdır. Ailesinde kolorektal kanser öyküsü bulunan kişilerin ise 40 yaşından sonra 5-10 yılda bir düzenli olarak kolonoskopi yaptırması çok önemlidir." dedi.
Kolon kanserinde aşırı yağlı, diyetle beslenme, şişmanlık, sigara ve alkol tüketimini hafif risk faktörleri olarak sıralayan İğci, "Fazla miktarda kırmızı et tüketimi, daha önce kalın bağırsakta polip (tümör) tespit edilip bu bölgeye müdahale edilmesi ve pelvis bölgesine radyoterapi yapılması, ileri yaş, doğum yeri ve coğrafi bölge, beslenme alışkanlıkları kolorektal kanser riskini yüksektir." ifadelerini kullandı.
Kolon kanserinin oluşumunda yapılan diyetlerinde çok büyük etkisi olduğunu söyleyen İğci, "Lifsiz, posa bırakmayan gıdalar özellikle fast food türü beslenme şekilleri, kalsiyumdan fakir gıdalar ve hayvansal proteinlerden özellikle kırmızı etle beslenme, kolon kanserinin oluşmasında önemli nedenlerdir. Kolonda safra asitlerinin miktarındaki artış da kolon kanseri için risklidir. Bunu nötralize eden gıda ise kalsiyum ihtiva eden sütlü besinlerdir. Bazı vitaminler kolon kanserinde koruyucu rol oynamaktadır. Bunlar; A, C, D ve E vitaminleridir." şeklinde konuştu.
Kolon kanserinden korunmak ya da hastalığın vücuda verdiği zararı en aza indirmek için öncelikle bol posalı, kalsiyumlu gıdalar tüketilmesi gerektiğini aktaran İğci, "Sağlıklı beslenmek, düzenli tuvalet alışkanlığı kazanmak, yürüyüş gibi egzersizler yapmakla bağırsak hareketleri artırılmalıdır. Riskin arttığı yaşlardan itibaren 5-10 yılda bir kolonoskopi yaptırmak ve yılda bir kez gaitada gizli kan bakılması gerekmektedir." dedi.
Kolorektal kanserin erken tanısı için bazı belirtileri takip etmenin çok önemli olduğunu vurgulayan İğci, şunları kaydetti: "Dışkılama alışkanlığındaki değişiklikler, kabızlık ve ishal, gaitada incelme kolon kanserinin önemli göstergeleridir. Zaman zaman gaita ile birlikte kan gelmesi ve kansızlık da mutlaka incelenmesi ve ileri tetkik yapılması gereken durumlardır. Kolon kanseri ileri evrede bağırsakta tıkanmalara yol açar. İlerlemiş kolon kanserlerinde; karında ağrı, şişlik, ele kitle gelmesi, karında sıvı toplanması veya diğer organlara yapışarak aralarında fistül oluşması görülebilir. Kolon kanserlerinin en çok yayıldığı organ ise karaciğerdir. Bu nedenle karaciğerin de düzenli takip altında olması önemlidir."
Kolon kanserinin tek ve en etkili tedavisinin cerrahi olduğunu ifade eden İğci, şöyle devam etti: "Cerrahi başarılı bir şekilde yapılır ve kanserli bölge tam olarak etrafındaki lenflerle ile birlikte çıkarıldığında, hastanın yaşam süresi ve kalitesi de yükselir. Ameliyatta kalın bağırsağın kanserli bölgesi çıkarılır ve kalan bağırsak uçları tekrar birbirlerine dikilerek bağırsağın devamlılığı sağlanır. Son yıllarda bu ameliyatlar laparoskopik yani karın duvarından açılan deliklerden girilerek, kalın bağırsağın kanserli kısmı çıkarılmakta ve bağırsak uçları tekrar birbirine dikilmektedir. Ameliyat sonrası bazı hastalar kemoterapi tedavisi de görmektedir."
Paylaş: