Buna göre, insanların doğal yorgunluğu vücut tarafından gün boyunca üretilen adenozin adlı molekülden kaynaklanıyor.
İnsanlar uyuduğu zaman adenozin konsantrasyonu azalıyor. Uyandıran sonra gün içinde adenozinin birikmesiyle uyku hali ve yorgunluk baş gösteriyor. Sabah içilen kahve, kafeinin beyin hücreleri için adenozini andırmasıyla bu sürece müdahale ediyor. Şekil olarak benzer oldukları için, kafein beyindeki adenozin reseptörüne bağlanabiliyor.
Kafeinin, adenozinin yerine kilitlendiği zaman ise adenozinin tutunmasına imkan kalmıyor ve bu da onun birikip uyku haline yol açmasını engelliyor.
Kafeinin, adenozinin yerine kilitlendiği zaman ise adenozinin tutunmasına imkan kalmıyor ve bu da onun birikip uyku haline yol açmasını engelliyor.
YENİ RESEPTÖRLER ÜRETİYOR
Birkaç saat boyunca uyanık ve enerjik kalmanın ardından, vücut yeni reseptörler üretmeye başlıyor ki bu durumda, uyanık kalmak için daha fazla kafein tüketmek gerekiyor. Reseptörlerin üretilmesiyle gün içindeki kafein ihtiyacı artıyor ve bir süre sonra uyanık kalmak için gerekli olan miktar artmaya başlıyor.
Konu hakkında konuşan Moffit ve Brown, “Kahve içmeyi bırakmaya çalıştığınız zaman ya da günlük alımınızı geciktirdiğiniz zaman normalde olandan çok daha yorgun hissedersiniz ve bu yoksunluk sendromuna benzer” sözleriyle süreci anlattı.
Konu hakkında konuşan Moffit ve Brown, “Kahve içmeyi bırakmaya çalıştığınız zaman ya da günlük alımınızı geciktirdiğiniz zaman normalde olandan çok daha yorgun hissedersiniz ve bu yoksunluk sendromuna benzer” sözleriyle süreci anlattı.
Kafein, tüm bunların haricinde vücuda adrenalin pompalıyor ve morali düzeltiyor.