14 Kasım Dünya Diyabet Günüdür. Diyabet, vücudumuzda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi veya ürettiği insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması sonucunda gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır.
Lowa'da 36 bin kadın üzerinde yapılan ve 6 yıl süren tam hububat ve şeker hastalığının etkilerinin araştırıldığı bir çalışmada; günde 3 porsiyon karabuğday gibi tam hububat tüketen kadınların, haftada bir porsiyon tüketenlerle kıyaslandığında %21 oranında daha az şeker hastalığına yakalanma riskine sahip oldukları tespit edilmiştir.
Çünkü “karabuğday”, mükemmel bir magnezyum kaynağıdır. Magnezyum yönünden zengin olan gıdalarla beslenen kadınların, %21 daha düşük şeker hastalığına yakalanma riski olduğu bildirilmiştir.
Kan şekerinin daha iyi kontrol edilmesini sağlıyor
Karabuğday, kan şekerinin kontrolüne katkıda bulunuyor. Karabuğdayın açlık duygusunu bastırmadaki etkisinin de, en üst derecede olduğu saptanmıştır. Karabuğday, insan vücudunda istenmeyen kolesterolün azaltılmasında etkilidir.
Kalp ve damar hastalığında etkili olan Karabuğday, potasyum, magnezyum fosfor ve demir sayesinde yüksek tansiyon ve kansızlığa da iyi gelir.
Karabuğday, lif oranı yüksek, yağ ve kalori oranı düşük, daha fazla tokluk hissi veren daha da önemlisi vücudumuzun kendi kendine üretemediği birçok tahılda bulunmayan LİSİN dahil olmak üzere, temel 8 amino asit kaynağı olmasıdır.
İnsan vücudu karabuğdayda bulunan %10 – %15 oranındaki proteinin, %74’ünü kullanabilmektedir.
Bu oran, bitkisel proteinler içinde en yüksek kullanım oranıdır (Kahverengi pirinç %70, buğday %67).
İçinde gluten bulunmadığı için glutene karşı alerjisi olanlar ve “çölyak” hastaları rahatlıkla tüketebilirler.
Karabuğday çölyak hastaları tarafından yoğun talep görüyor.
Japon araştırmacılar, karabuğdayın vücudu rahatlattığını, iltihaplanmayı, aşırı terlemeyi, burun kanamasını iyileştirdiğini, önlediğini ve bağırsakların fonksiyonlarının iyi bir şekilde devamlılığının sağlandığını bildirmişlerdir.
Rais Gıda'nın verdiği bilgileri göre: 100 gr Karabuğdayda; Enerji 343 kcal, Protein 13g, Yağ 3g, Lif 10g, Karbonhidrat 71g, Demir 2,2 mg, Çinko 2,4mg
Lowa'da 36 bin kadın üzerinde yapılan ve 6 yıl süren tam hububat ve şeker hastalığının etkilerinin araştırıldığı bir çalışmada; günde 3 porsiyon karabuğday gibi tam hububat tüketen kadınların, haftada bir porsiyon tüketenlerle kıyaslandığında %21 oranında daha az şeker hastalığına yakalanma riskine sahip oldukları tespit edilmiştir.
Çünkü “karabuğday”, mükemmel bir magnezyum kaynağıdır. Magnezyum yönünden zengin olan gıdalarla beslenen kadınların, %21 daha düşük şeker hastalığına yakalanma riski olduğu bildirilmiştir.
Kan şekerinin daha iyi kontrol edilmesini sağlıyor
Karabuğday, kan şekerinin kontrolüne katkıda bulunuyor. Karabuğdayın açlık duygusunu bastırmadaki etkisinin de, en üst derecede olduğu saptanmıştır. Karabuğday, insan vücudunda istenmeyen kolesterolün azaltılmasında etkilidir.
Kalp ve damar hastalığında etkili olan Karabuğday, potasyum, magnezyum fosfor ve demir sayesinde yüksek tansiyon ve kansızlığa da iyi gelir.
Karabuğday, lif oranı yüksek, yağ ve kalori oranı düşük, daha fazla tokluk hissi veren daha da önemlisi vücudumuzun kendi kendine üretemediği birçok tahılda bulunmayan LİSİN dahil olmak üzere, temel 8 amino asit kaynağı olmasıdır.
İnsan vücudu karabuğdayda bulunan %10 – %15 oranındaki proteinin, %74’ünü kullanabilmektedir.
Bu oran, bitkisel proteinler içinde en yüksek kullanım oranıdır (Kahverengi pirinç %70, buğday %67).
İçinde gluten bulunmadığı için glutene karşı alerjisi olanlar ve “çölyak” hastaları rahatlıkla tüketebilirler.
Karabuğday çölyak hastaları tarafından yoğun talep görüyor.
Japon araştırmacılar, karabuğdayın vücudu rahatlattığını, iltihaplanmayı, aşırı terlemeyi, burun kanamasını iyileştirdiğini, önlediğini ve bağırsakların fonksiyonlarının iyi bir şekilde devamlılığının sağlandığını bildirmişlerdir.
Rais Gıda'nın verdiği bilgileri göre: 100 gr Karabuğdayda; Enerji 343 kcal, Protein 13g, Yağ 3g, Lif 10g, Karbonhidrat 71g, Demir 2,2 mg, Çinko 2,4mg