Piramit Haber

Lenfosit - LYM Yüksekliği, Düşüklüğü Nedenleri ve Tedavisi

Sağlık

Lenfosit, beyaz kan hücrelerinin bir türüdür ve kemik iliğinde üretilir. Lenfositler, vücudu hastalıklara karşı koruyup savunan antikorlar üretirler ve diğer hücreleri tehlikelere karşı uyarmak için kimyasallar gönderirler. Bazen kandaki lenfosit oranı normal değerlerden aşağı düşebilir, bazen de yükselebilir. Genelde her iki durumda da kanda bulunan anormal sayıdaki lenfosit geçicidir. Ancak bu durum uzun sürerse lösemi gibi ciddi bir hastalıktan şüphelenmek gerekir. Yetersiz beslenme, sigara içmek, aşırı stres ve birçok enfeksiyon lenfosit sayısında değişimlere neden olabilir. Bu durum bağışıklık sistemini olumsuz etkiler.

İÇİNDEKİLER:

Lenfosit (LYM) Yüksekliğinin Nedenleri ve Tedavisi Lenfosit(LYM) Nedir? Düşüklüğü Nelere Yol Açıyor? Lenfosit(LYM) Düşüklüğü Nedir? Lenfosit(LYM) Düşüklüğünün Nedenleri ve Tedavi Yolları

Lenfosit (LYM) Yüksekliğinin Nedenleri ve Tedavisi Lenfosit yüksekliği hiçbir belirti göstermeyebilir ve bir doktorun bu durumun sebebinin ciddi veya zararsız olduğunu belirlemesi gerekecektir. Çeşitli enfeksiyonlar ve otoimmün bozuklukları lenfosit yüksekliğinin yaygın sebepleridir. Aşağıda lenfosit yüksekliğinin yaygın nedenleri ve tedavileri bir arada verilmiştir.

Grip Grip lenfosit sayısını artırabilecek bir solunum hastalığıdır. Solunum rahatsızlıklarına, ateşe ve bitkinliğe yol açabilir. Genel tedavisi dinlenme ve sıvı alımını artırmadır ama reçeteyle verilen virüs kırıcı ilaçların kullanılması gereken durumlar da olabilir.

Boğmaca Lenfosit yüksekliği boğmaca nedeniyle ortaya çıkmış olabilir. Öksürük ilaçları genellikle işe yaramaz. Reçeteyle yazılan antibiyotikler olduğu gibi bu hastalık aşı ile de tedavi edilebilir.

Akut Lenfosit Lösemi Akut lenfosit lösemi kemik iliği ve kan kanseridir. Bu hastalık, olgunlaşmamış kan hücreleri üretir ve hızlı ilerler. Lenfosit yüksekliğinin yanında, yumruya yol açan şişmiş lenf boğumu, sık görülen burun kanamaları ya da enfeksiyonlar, ateş, kemik ağrısı ve diş eti kanamaları da akut lenfosit lösemi belirtilerindendir. Bu çocuklarda en sık rastlanan kanser çeşididir ve çoğu zaman tedavide olumlu sonuç alınır.

Kronik Lenfosit Lösemi Akut lenfosit lösemi gibi kronik lenfosit lösemi de kemik iliği ve kan kanseridir. Diğer lösemi çeşitlerinin çoğundan yavaş ilerlediği için kronik olarak adlandırılır. Akut lenfosit lösemideki ve kronik lenfosit lösemideki “lenfosit” kelimesi, lenfositlerin bu hastalıklardan etkilenen beyaz kan hücreleri olduğu için kullanılmıştır. Kilo kaybı, ağrı yapmayan büyümüş lenf boğumları, bitkinlik ve sık enfeksiyonları bu hastalığın tipik belirtilerindendir. Kronik lenfosit lösemi yetişkinleri daha çok etkiler ve genelde yapılan tedaviler hastalığı kontrol altına almaya yardımcı olur.

Mononükleoz (Kanda Tek Nüveli Lökosit Fazlalığı) Mononükleoz, kısaca mono, ‘öpüşme hastalığı’ olarak da bilinir. Çünkü öpüşme sonucu bulaşır. Aslında, öksürme, hapşırma ve ortak kaşık, çatal, bardak kullanımı gibi başkasının salyası ile temas etme durumuna yol açan etkenler aracılığı ile de bulaşır. Buna rağmen soğuk algınlığı kadar bulaşıcı değildir. Çocuklardaki belirtiler, ergenler ve gençlerdeki kadar belirgin olmadığından hastalığın fark edilmesi zorlaşır. Yeterli sıvı alımı ve dinlenme en iyi tedavi yöntemi olmakla birlikte, dalak büyümesi gibi komplikasyonlar konusunda dikkatli olunmalıdır.

CMV Enfeksiyonu CMV enfeksiyonu (sitomegalovirüs) oldukça yaygın olmakla birlikte, anne sütü, sperm, idrar, salya ve kan gibi vücut sıvıları ile bulaştığı için de oldukça fazla insanı etkiler. Enfeksiyon ömür boyu sürse de insanlar nadiren CMV belirtileri gösterirler. Zayıf bağışıklık sistemi olan ya da hamile olan hastaların bu durumdan etkilenme ihtimalleri daha yüksektir. Bu hastalığın tedavisi bulunmamakla birlikte, bağışıklık sistemi zayıf olanlar ve yenidoğanlar için bazı ilaçlar bulunmaktadır.

HIV/AIDS AIDS, HIV virüsünün vücuda girmesinin sonucu olan, kronik ve hayati tehlike taşıyan bir hastalıktır. HIV bağışıklık sistemine zarar verir ve böylece vücudun hastalık ile savaşmasını önler. Cinsel yollar bulaşmakla birlikte, hamilelik, doğum ve anne sütü ile de yayılabilir. Ayrıca enfekte olmuş kan ile temas sonucu da bulaşır. Bu hastalığın tedavisi olmamakla birlikte, HIV virüsü AIDS’e sebep olana kadar uzun yılla geçebilir. Bu süreçte de hastalığın gelişmesini yavaşlatacak ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar gelişmiş ülkelerde oldukça faydalı olmasına rağmen, HIV, Asya, Haiti ve Afrika’da oldukça büyük bir sorun teşkil etmektedir.

Vaskülit Vaskülit, kan damarının iltihaplanması sonucu, kan damarlarının yaralanma, daralma,zayıflama ve kalınlaşma göstermesine denir. Bazı vaskülit vakaları akut olup kısa sürede iyileşmekle birlikte, bazıları kronik şekilde uzun süre devam eder. Bazı durumlarda, damarları tıkayarak kanın organlara gitmesini engelleyecek kadar şiddetli olabilmektedir. Bu gibi durumlar, doku veya organ hasarına yol açarak bazen ölüme sebep olabilir. Vaskülit herkeste ortaya çıkabilecek bir durum olmakla birlikte, bazı insanlar daha yüksek bir risk altındadırlar. Bazı türleri tedavi gerektirmezken, bazıları uzun süreli ilaç tedavisi gerektirebilir.

Multiple Myelom Multiple myelom, enfeksiyonlarla savaşan antikorları üretmekten mesul bir beyaz kan hücresi türü olan ve kemik iliğinde bulunan plazma hücrelerini etkiler. Bu hastalığa yakalanan insanlarda, myelom hücreleri kanserleşerek çoğalmaya başlar ve kandaki plazma seviyesini normalin üstüne çıkarırlar. Bu da antikor gibi proteinlerin yüksek miktarda çoğalmasına sebep olur. Bazıları ilk başlarda hiçbir belirti hissetmezken, bazı insanlar ise kan değerlerinde, böbrek, bağışıklık sistemi işlevlerinde ve kemiklerde değişiklikler hissedebilir.

Hepatit Hepatit karaciğerin iltihaplamasıdır. Karın şişmesi ya da ağrısı, yorgunluk, göz ve deride sarılık gibi belirtilere sebep olabilir. Bu durum, reçeteli ilaçlar ile, hayat tarzı değişikliği veya ameliyat ile tedavi edilebilir.

Crohn Hastalığı Crohn hastalığı, sindirim sisteminin iltihaplanmasına yol açan bir otoimmün hastalıktır. Belirtileri, kilo kaybı, ishal ve karın ağrısıdır. Tedavi yöntemleri bazen karışık olabilmekle birlikte, farklı reçeteli ya da reçetesiz ilaç kullanımı, beslenme terapisi ve/veya ameliyat bunlar arasında sayılabilir.

Bu hastalıkların dışında başka birçok enfeksiyon lenfosit yüksekliğine neden olmuş olabilir. Doktorunuz sizdeki diğer belirtileri ve testleri değerlendirerek altta yatan nedeni tespit edecek ve buna göre bir tedavi süreci başlatacaktır.

Lenfosit(LYM) Nedir? Düşüklüğü Nelere Yol Açıyor? Üç ana lenfosit türü şunlardır:

T Hücreleri Doğal Öldürücü Hücreler B Hücreleri

Bu üç tür, zararlı hücrelerin büyümesini engelleyerek vücudun bağışıklığını meydana getirirler. Bu hücreler aynı zamanda antikor üretirler. T ve B hücreleri kanserli hücrelerin büyümesini kontrol etmeye yardımcı olurlar. Vücudun bağışıklık sisteminin düzenli çalışması için lenfositlerin, beyaz kan hücrelerinin yaklaşık %15 ila %40 arasını oluşturması gerekir.

Lenfosit(LYM) Düşüklüğü Nedir?

LYM nedir? Kaç Olmalı? Lenfositler (LYM), bağışıklık sistemimizde bulunan ve kemik iliğinde üretilen bir tür beyaz kan hücresidir. Lenfositler vücudu bakteri ve virüslere karşı korurlar. Bir mikrolitre kanda 1000 ila 4800 lenfosit olmalıdır. Bu da kan hücrelerinin %15 – %40’ını oluşturmaktadır. Eğer lenfosit sayısı %15’in altına düşerse, düşük olarak kabul edilir.

Lenfosit düşüklüğü, vücudun enfeksiyona karşı direncinin düşük olduğunu gösterir. Bu durum vücudun kanser ve tümör gibi rahatsızlıklara karşı zayıf olduğu anlamına gelir. Ayrıca lenfosit düşüklüğü, çeşitli organların zarar görmesine de yol açar.

Lenfosit(LYM) Düşüklüğünün Nedenleri ve Tedavi Yolları Lenfosit düşüklüğüne sebep olacak bir çok neden vardır. Nedenine bakılmaksızın enfeksiyonlardan korunmak için bu durum tedavi edilmek zorundadır. En yaygın nedenlerden birisi lenfositlerin, lenf düğümlerinde takılmasıdır. Aşırı üzüntü de lenfosit sayısının düşmesine neden olur.

Lenfosit düşüklüğü, çoğu durumda kolay kontrol altına alınabilir ve antibiyotik gibi ilaçlarla kolayca tedavi edilebilir. Basit bir kan testi bu durumu tespit etmek için yeterlidir. Sonrasında ise, nedenlerini bulmak için daha ileri seviye testler yapmak gerekir.

Lenfosit düşüklüğü için gereken tedavi yöntemleri, bu durumun nedenlerine bağlıdır. Herhangi bir doktor sebebi belirleyip uygun ilacı yazabilir.

1) Aplastik Anemi (Kemik İliğinin Yeni Hücre Üretememesi) / Kemik İliği Fonksiyon Bozukluğu Aplastik anemi, vücut yeteri miktarda beyaz kan hücresi üretemediği durumda meydana gelir. Bu durum kişiyi bitkin bırakır, kontrolsüz kanamaya ve enfeksiyonlara açık hale getirir. Her yaşta görülebilecek bir durumdur. Bir anda meydana gelir ve zamanla daha kötü hale gelir. Kanser için yüksek dozda kemoterapi veya radyasyon tedavisi görenlerde, hamilelerde, bazı reçeteyle satılan ilaç ya da zehirli kimyasal kullanan insanlarda bu durumun görülme riski yüksektir.

Tedavisi: Tedavi, kan nakli, gözlem ve ilaç tedavisi içermektedir. Ciddi durumlarda kemik iliği nakli tavsiye edilir. Dinlenme, temas gereken sporlardan ya da düşmeyle veya kesilmeyle sonuçlanabilecek aktivitelerden kaçınma, mikroplardan ve enfeksiyon risklerinden korunmak da bazı tedavi yöntemlerindendir. Alınacak önlemleden bazıları da bitki ve böcek öldürücü ilaçlara, çözücülere ve boya çıkarıcılara doğrudan temas etmekten kaçınmaktır.

2) Bulaşıcı Hastalıklar Tüberküloz (Verem) , viral hepatit ve AIDS gibi bazı bulaşıcı hastalıklar lenfosit düşüklüğüne neden olur. AIDS, HIV virüsünden kaynaklanır. Bu virüs, vücudun bağışıklık sisteminin çökmesine neden olur. Verem, akciğerleri etkiler ve erken tedavi edilmezse ölümcül olabilir. Viral hepatit, tedavi edilmezse karaciğer kanserine yol açan karaciğer hastalığıdır.

Bu bulaşıcı hastalıklara herkes yakalanabilir. Bununla birlikte, bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde görülme olasılığı daha yüksektir. Bağışıklık bastırıcı steroidler, AIDS, bağışıklık sistemini etkileyen belli tür kanserlerle hastalıklar ve hastayı enfeksiyona karşı zayıf düşüren ilaç kullanmak risk faktörlerindendir.

Tedavisi: Lenfosit düşüklüğünün sebebi belirlendiğinde ona uygun ilaç verilir. Antibiyotikler, mantar, virüs ve parazit önleyici ilaçlar yaygın olarak kullanılır.

3) Otoimmün (Doğuştan Gelen Bağışıklık) Hastalıkları MS hastalığı, deri veremi ve romatoid artrit lenfosit düşüklüğüne neden olan otoimmün hastalıklarındandır. Deri veremi, organların iltihaplanmasına yol açar ve hayati riski vardır. MS hastalığı, sinirlerin koruyucu tabakasına zarar verir ve fiziksel engelliliğe neden olur. Romatoid artrit, eklemlerin iltihaplanmasına sebep olur ve sonucunda eklemlerde şekil bozukluğuna yol açar.

Hastanın cinsiyeti, yaşı, hayat tarzı ve aile öyküsü bu hastalıklara yakalanma ihtimalini artıran etkenlerdendir. Romatoid artrit görülen 40 yaş üzerindeki kadınlar bu duruma yakalanmaya daha yatkındırlar. Ayrıca sigara da bu hastalığa yakalanma riskini artırır.

Tedavisi: Otoimmün hastalıkları, hastalığın sebebine göre tedavi edilir. Örneğin, romatoid artritin tedavisi olmasa da ilaç kullanılarak ağrılar azaltılabilir. Fizik tedavi ve artrit için mesleksel terapi eklemlerin korunmasına yardımcı olur. Steroidler, iltihaplı durumları tedavi etmek için kullanılır ve lenfosit sayısında azalmaya neden olur.

4) Kanser Kanser, özellikle kan kanseri, lenfosit düşüklüğüne yol açabilir. Lenfoma ve lösemi lenfosit düşüklüğünün belirtileridir.

Tedavisi: Kanser hastaları için, radyasyon tedavisi ve kemoterapi uygun olan tek tedavi yöntemidir. Bununla birlikte, radyasyon ve kemoterapi lenfosit sayımının daha da düşmesine sebep olur. Kalıtsal Hastalıklar

Kalıtsal hastalıklar, hücre büyümesini azaltarak lenfosit sayısının düşmesine sebep olur. Kalıtsal hastalıklara örnek olarak Wishott-Aldrich sendromu ve DiGeorge anomalisi sayılabilir.

5) İlaç ve Terapi Etkisi Zararlı hücrelerle savaş için yapılan terapiler aynı zamanda beyaz kan hücrelerine de zarar verebilir. Bu da lenfosit düşüklüğüne yol açar. Romatoid Artrit (İltihaplı Romatizma) gibi hastalıklarla savaşmak için kullanılan ilaçlar da lenfosit sayısının azalmasına sebep olur.

Tedavisi: Bilmeniz gerekir ki lenfosit düşüklüğü durumu genellikle kolay tedavi edilir ve telaş gerektirecek bir durum değildir. Belli aralıklarla kan testi yaptırarak lenfosit değerlerinin kontrol edilmesi önerilir. Lenfosit düşüklüğü, erken teşhis edildiğinde daha kolay tedavi edilebilir. Erken teşhis ayrıca durumun daha da ilerlemesine fırsat vermeden tedavi edilmesine olanak sağlar.

Sıradaki Haber
Mobil Sayfaya Dön
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.