En sık görülen ağız hastalığını oluşturuyor. Toplumda görülme sıklığı ise yüzde 20’yi buluyor. Çıktıkları dönemde hastaların yaşam kalitesini son derece bozan aftlar, birçok nedenden ortaya çıkabildiği gibi kimi zaman da hiç nedensiz yere ortaya çıkıveriyor. Ama çıkış nedeni çok tehlikeli olan aftlar da var!
Sık tekrarlayan aftlara dikkat! Acıbadem International Hastanesi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Ferzan Aytuğ, “Yılda 3 ataktan fazla geçiriliyorsa altta yatan nedenleri araştırmak gerekir” diyor. Zira sık tekrarlayan aftlar, bazı ciddi hastalıkların ilk bulgusu olabiliyor. Dr. Aytuğ, Behçet hastalığı, Ülseratif kolit ve Crohn hastalığı gibi inflamatuar bağırsak hastalıkları, kan hastalıkları, romatizmal hastalıklar ve glutene hassas bağırsak hastalığının bu hastalıklar arasında yer aldığını belirtiyor.
Yılda 3 ataktan fazlaysa dikkat!
Herkes acısını derinlemesine tarif edebiliyor. Kişiyi canından bezdiriyor, değil sadece yemek içmek, konuşmaktan bile alıkoyuyor. Ne güldürüyor ne uyutuyor. Kendi minik olmasına rağmen, acısı ağızda sadece çıktığı yerle sınırlı kalmıyor, yanağa, boyuna, başa bile yayılabiliyor. İşte, ağız içinde oluşan ortası beyaz kenarları kırmızı düğme şeklinde delinmiş gibi görünen ağrılı yaralara “aft” deniyor.
Çapının minikliğine inat, acısı bir o kadar büyük! En sık görülen ağız hastalıklarının başında da aft’lar geliyor. Toplumda görülme sıklığı da yüzde 20’yi buluyor. Yarım santimden küçük olanlara minör aft, yarım santimden büyük olanlara majör aft deniyor. Çoğunlukla minör aftlar kendiliğinden 10 gün içinde geçiyor.
Majör aftlar veya çok sayıda ağrılı aftlar hastaların yaşam kalitesini son derece bozuyor. Aftların birçok nedeni olabildiği gibi bazen de hiç sebepsiz yere çıkabildiğini belirten Acıbadem International Hastanesi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Ferzan Aytuğ, “Yılda 3 ataktan fazla geçiriliyorsa altta yatan nedenleri araştırmak gerekir” diyor.
Çapının minikliğine inat, acısı bir o kadar büyük! En sık görülen ağız hastalıklarının başında da aft’lar geliyor. Toplumda görülme sıklığı da yüzde 20’yi buluyor. Yarım santimden küçük olanlara minör aft, yarım santimden büyük olanlara majör aft deniyor. Çoğunlukla minör aftlar kendiliğinden 10 gün içinde geçiyor.
Majör aftlar veya çok sayıda ağrılı aftlar hastaların yaşam kalitesini son derece bozuyor. Aftların birçok nedeni olabildiği gibi bazen de hiç sebepsiz yere çıkabildiğini belirten Acıbadem International Hastanesi Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Ferzan Aytuğ, “Yılda 3 ataktan fazla geçiriliyorsa altta yatan nedenleri araştırmak gerekir” diyor.
Stres de aft nedeni
Aftlar birçok nedenden dolayı çıkabildiği gibi bazen de hiç nedensiz esir alabiliyor kişiyi. Ailesel tekrarlayan vakalar sıkça görülüyor. Dr. Aytuğ, sık tekrarlanan aftların altında ciddi hastalıkların yatabildiğini söylüyor.
Bağışıklık sisteminin etkilendiği durumlar (yüksek ateşli bir enfeksiyona eşlik eden aft, HIV enfeksiyonu), kansızlık ve vitamin (demir, B12, folik asit) eksiklikleri, çinko eksikliği, şeker hastalığı, tiroid hastalığı, hormonal değişimler (hamilelik, adet dönemleri) bu nedenler arasında yer alıyor.
Behçet hastalığı, inflamatuar bağırsak hastalıkları (Ülseratif kolit, Crohn hastalığı), kan hastalıkları, romatizmal hastalıklar, glutene hassas bağırsak hastalığı gibi hastalıkların da ilk bulguları olarak görülebiliyor.
Sigara ve Alkol çeşitli ağız hastalıklarına yol açabiliyor. Uzun süreli sigara kullanımı sonucu dişlerde lekelenmeler, siyah kıllı dil, ağız kanseri vb. görülebiliyor. Sigaranın bırakılması sonrası bazı vakalarda aft çıkışının baskılandığı görülüyor. Alkolizm de dolaylı olarak B12 eksikliği yaparak ağızda aft çıkışını tetikleyebiliyor.
Aftlar, yiyip içtiklerimize bağlı olarak da beliriveriyor bir anda. Örneğin baharatlı, C vitaminli, ceviz ve taze ananas gibi tahriş edici gıda tüketimi, kötü ağız hijyeni, yanlış fırçalama tekniği, ısırma alışkanlığı, diş tedavileri (amalgam dolgular, metal teller, takma dişler) aftlara neden olabiliyor. Ve stres! Modern çağın hastalığı stres, özellikle de stresini kontrol altına alamayan kişileri yiyip bitirirken, bazen de aft’a yol açarak daha da çekilmez bir duruma yol açabiliyor.
Bağışıklık sisteminin etkilendiği durumlar (yüksek ateşli bir enfeksiyona eşlik eden aft, HIV enfeksiyonu), kansızlık ve vitamin (demir, B12, folik asit) eksiklikleri, çinko eksikliği, şeker hastalığı, tiroid hastalığı, hormonal değişimler (hamilelik, adet dönemleri) bu nedenler arasında yer alıyor.
Behçet hastalığı, inflamatuar bağırsak hastalıkları (Ülseratif kolit, Crohn hastalığı), kan hastalıkları, romatizmal hastalıklar, glutene hassas bağırsak hastalığı gibi hastalıkların da ilk bulguları olarak görülebiliyor.
Sigara ve Alkol çeşitli ağız hastalıklarına yol açabiliyor. Uzun süreli sigara kullanımı sonucu dişlerde lekelenmeler, siyah kıllı dil, ağız kanseri vb. görülebiliyor. Sigaranın bırakılması sonrası bazı vakalarda aft çıkışının baskılandığı görülüyor. Alkolizm de dolaylı olarak B12 eksikliği yaparak ağızda aft çıkışını tetikleyebiliyor.
Aftlar, yiyip içtiklerimize bağlı olarak da beliriveriyor bir anda. Örneğin baharatlı, C vitaminli, ceviz ve taze ananas gibi tahriş edici gıda tüketimi, kötü ağız hijyeni, yanlış fırçalama tekniği, ısırma alışkanlığı, diş tedavileri (amalgam dolgular, metal teller, takma dişler) aftlara neden olabiliyor. Ve stres! Modern çağın hastalığı stres, özellikle de stresini kontrol altına alamayan kişileri yiyip bitirirken, bazen de aft’a yol açarak daha da çekilmez bir duruma yol açabiliyor.
Behçet hastalığının ilk bulgusu
Genellikle genç erkek hastaları etkileyen Behçet hastalığının ilk bulgusu olarak görülüyor aftlar. Dr. Ayşe Ferzan Aytuğ, “Yılda en az 3 kez tekrarlayan ağızda afta eşlik eden 2 adet şu bulgulardan olması tanıyı netleştirmek için gerekiyor” diyor. Dr. Aytuğ o bulguları ise şöyle sıralıyor: “Genital bölgede sık gelişen aft ve/veya göz tutulumu (üveit, vaskülit), deri bulguları (bacaklarda ağrılı şiş yumrular-eritema nodosum, gövdede iri çıbanlar) ve deri paterji testi pozitifliği. Ayrıca eklem tutulumu ve damarsal tutulum sıkça görülüyor.
Kronik tekrarlayıcı seyri ve riskli organ tutulumları(körlük, akciğerde kanama, karında kanama) açısından uzun süreli takip ve tedavi gerektiriyor.”
Kronik tekrarlayıcı seyri ve riskli organ tutulumları(körlük, akciğerde kanama, karında kanama) açısından uzun süreli takip ve tedavi gerektiriyor.”
Özel karışım gargaraları faydalı
Ağzında aft çıkan soluğu eczanede alıyor. Kimi zaman eczacı kimi zaman eş-dost tavsiyesi ile gargara, merhem alınıyor. Ama yine de tam anlamıyla aftlardan kurtulmak mümkün olamayabiliyor.
Altta yatan hastalığın tedavisi ile ataklar baskılanabiliyor. Aftlar oldukça ağrılı yaralar oldukları için tedavide ilk amaç ağrıyı kontrol altına almak. Dr. Aytuğ, ağrı kesicili antiseptik spreyler/ gargaralar, kortizonlu spreyler, antibiyotikli ağrı kesicili özel karışım gargaraları, hiyaluronik asitli spreyler/ gargaralar kullanarak atağa geriletebilmenin mümkün olduğunu belirtiyor.
Karbonatlı suyun iyi bir antiseptik olduğunu söyleyen Dr. Aytuğ, “Karbonatlı suyu özellikle ağız içi mantar tedavisinde veya önlenmesinde tercih etmekteyiz” diyor. Sık tekrarlayan aftların tedavisinde ayrıca sistemik ilaçlardan da yararlanılabiliyor. Dr. Ayşe Ferzan Aytuğ, ağız içinde aft çıktığı dönemlerde baharatlı, C vitaminli, ceviz ve taze ananas gibi tahriş edici gıda tüketiminden uzak durmak gerektiğini belirtiyor. Ayrıca çok sıcak yemek ve çok sıcak içecekler de kesinlikle yasak.
Altta yatan hastalığın tedavisi ile ataklar baskılanabiliyor. Aftlar oldukça ağrılı yaralar oldukları için tedavide ilk amaç ağrıyı kontrol altına almak. Dr. Aytuğ, ağrı kesicili antiseptik spreyler/ gargaralar, kortizonlu spreyler, antibiyotikli ağrı kesicili özel karışım gargaraları, hiyaluronik asitli spreyler/ gargaralar kullanarak atağa geriletebilmenin mümkün olduğunu belirtiyor.
Karbonatlı suyun iyi bir antiseptik olduğunu söyleyen Dr. Aytuğ, “Karbonatlı suyu özellikle ağız içi mantar tedavisinde veya önlenmesinde tercih etmekteyiz” diyor. Sık tekrarlayan aftların tedavisinde ayrıca sistemik ilaçlardan da yararlanılabiliyor. Dr. Ayşe Ferzan Aytuğ, ağız içinde aft çıktığı dönemlerde baharatlı, C vitaminli, ceviz ve taze ananas gibi tahriş edici gıda tüketiminden uzak durmak gerektiğini belirtiyor. Ayrıca çok sıcak yemek ve çok sıcak içecekler de kesinlikle yasak.