Palm yağı ve fındığın saf hallerinin zararsız olduğuna dikkat çeken Dyt. Yunus Kapar, fındığın palm yağında kavrulduğunda esas sağlıksızlığın ortaya çıktığını belirtiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor;
Türkiye’de palm yağı daha çok margarin sanayinde kullanılıyor
“Palm yağı, palmiye ağacının meyvesinden elde edilen bir bitikisel yağdır.Fakat bitkisel yağ olmasına rağmen yaklaşık % 50 oranında doymuş yağ içeren ve oda ısısında yarı katı olan bir yağdır.
Aslında Palm meyvesinden 2 çeşit yağ elde edilir. %55’i meyvenin mezokarp kısmı yani taze kısmından elde edilir. Diğer %45’lik geri kalan kısmı ise palm çekirdeğinden elde edilen ”Palm çekirdeği yağı”dır. Dünyada yaklaşık olarak 7 milyon hektarlık palm yağı üretim alanı vardır ve bu oran dünya yağ ihtiyacının yaklaşık%20’sini karşılamaktadır. Türkiye’nin 2012 yılında palm yağı ithalat miktarı 525 bin tona ulaşmış olup, daha çok margarin sanayinde kullanılmakta ve tüketilmektedir.
Palm yağı zararsızken insanoğlu teknolojisi ile zararlı hale getiriyor
Palm yağı içerik bakımından doymuş yağ içerir ve bu yağları ele alırsak;doymuş yağlar, kolesterol seviyelerinde artışa neden olarak kardiyovasküler hastalık gelişimini hızlandırmaktadır.
Öte yandan bu yağların kullanım şekli ile ilgili asıl sıkıntı karşımıza çıkmakta. Kullanım şekli derken kızartmaları yani yağlara uygulanan yüksek ısı sonrası yağların formlarında oluşan olumsuz değişimler ciddi anlamda insan sağlığına zararlıdır.
Yani aslında her besin doğasında sağlıklı iken insanoğlu bunları övündüğü gelişmiş sanayi teknolojisi ile zararlı hale getirebiliyor. Örneğin; bir fındık ve palm yağını ele alırsak bu iki gıda doğasında gayet sağlıklı bir yağlı tohum ve meyve iken palm yağında fındığı yüksek derecelerde kavurduğunuzda içeriğinde AGE’ler yani (Advanced Glycation End Products)oluşur.
Son derece faydalı bir gıdayı yanlış hazırlayarak son derece zararlı glukotoksik bir gıda maddesi haline dönüştürebilirsiniz.
Gıdaları kızarttığınızda, kavurduğunuzda ya da ızgara yaptığınızda diyabetik bir hastanın damarlarının bozulmasına yol açan AGE’lerin aynısını gıda yolu ile almış olursunuz.
Artık bütün dünya hemfikirdir ki gıdaları doğru hazırlayarak dışarıdan aldığımız AGE’leri minimum düzeylere indirebiliriz.AGE’lerin besleyici değeri yoktur,kalp ve damar hastalıklarına yol açar, toksiktir (AGE’lerin diğer adı Glikotoksindir).” diyor.
Palm yağınıngıda sanayinde diğer yağlara göre ucuz olması sebebiyle sıklıkla kullanılmakta olduğunu belirten İstanbul Diyet Merkezi’nden Diyetisyen Yunus Kapar,gıda sektöründe genellikle;kahvaltılık çikolata kremalarında, kahvaltılık gevreklerde, bisküvi, kek, çikolata gibi hazır gıda ve özellikle margarin yapımında 1 ton fiyatı diğer emsal bitkisel yağlara göre daha ucuz olduğundan tercih edildiğini vurguluyor.
Yüksek ısıya maruz kalmış bütün bitkisel veya hayvansal yağların kanserojen olabildiğini ve özellikle çocuklar konusunda dikkatli olmamız gerektiğini açıklıyor.
Özellikle çocuklar konusunda kızartma yağlara dikkat!
“Çocuklarımız maalesef daha çok sebzeleri veya et ve et ürünlerini daha çok yağlı kızartma olarak sevip tüketmek istiyorlar onları bu tip gıdalardan mümkün olduğunca uzak tutmak gereken bir AGE türü olan akrilamid 1 kg patates kızartmasında yaklaşık olarak 14500µg olarak bulunur.
Bunu şu şekilde düşünürseniz hamburger menüsünün yanında verilen patateslerin en küçük boyu 250g’dır ve 3625µg içermektedir. Sadece palm yağı değil aynı zamanda gündeme bütün gıda maddeleri için bu uyarı gelmeli sadece bir marka veya bir hazır gıda ürünlerini yargılamamalıyız bütün yağda kavurma ve kızartma gibi işlemlerden geçirilerek hazırlanan gıda ürünleri mercek altına alınmalı.” diyor.
Çikolatalı fındık kremasındaki tek zararlı madde palm yağı mı?
Gıda tüketiminde gıdanın hazırlanış şekline ve pişirme yöntemine dikkat etmemiz gerektiğini belirten Dyt. Yunus Kapar, sözlerine şöyle devam ediyor;“Üzülerek belirtmeliyim ki klasik yöntemler aslında daha sağlıklı yöntemlerdi.
Teknoloji geliştikçe gıda sanayi devasa boyutlara ulaştı insan oğlu çok hızlı tüketici bir varlık haline geldi. İnsanlara her dönem daha farklı türlerde gıdalar geliştirmeye çalışıyor şirketler. Örneğin marşmelov ateşte ısıtılıp tüketildiği zamanda aynı zehir etkisi ortaya çıkar biz Türklerin çok sevdiği mangalda ızgara usulü pişirilen etlerde de aynı zehir etkisi ortaya çıkar özellik le kanat şiş bu işte en tehlikelilerden.
Halbuki pişirme yöntemlerinde daha çok haşlama, fırında veya buharda pişirme yöntemleri ile hazırlanmış gıdalar bizler için daha sağlıklı ve yararlı olacaktır.” diyor.