Tüm sıkıntılarının psikolojik olduğu düşünülür. Fibromiyalji hastalarının yaklaşık 1/3’ü doğru tanı alabilmektedir.
Son yıllarda tanı alan hasta sayısının artması ile çağımızın hastalığı denilmektedir. Aslında hastalık eskidende mevcuttur ama son yıllarda doktorlar tarafından bilinmesi artmıştır. Ayrıca hastalıkta çevresel kirlilik ve bağırsak florası değişimleri de etkilidir. Bu durum son yıllarda arttığı için hastalık da daha da artmıştır.
Fibromiyaljinin tarihçesi
Fibromiyalji hastalığının ilk kez romatizmal bir durum olduğu ve kasta ağrılı noktalarla birlikteliği Froriep tarafından 1843 yılında tarif edilmis, 1904 yılında “fibrozitis” terimi kullanılmıs¸tır.Takip eden yarım yüzyıl içinde pek önemsenmemiştir. 1970’lerin ortalarında kaslardaki rahatsızlıktan ziyade agˆrıbozuklugˆu olarak düşünülmüştür. Aras¸tırmacılar as¸ırı hassas bölgeleri (hassas nokta) karakteristik bir semptom olarak belirtmişler ve hastaların sıklıkla uyku bozukluğu çektiğini gözlemlemislerdir.
1990 yılında Amerikan RomatolojiCemiyeti kriterleri belirlemiştir. Bu sınıflandırma kriterlerine göre kis¸inin en az 3 aydır süren hem kronik yaygın agrı öyküsü, hem de muayenesinde 18 hassas noktadan en az 11’i veya daha fazlasında 4 kg’lık basınca hassasiyeti olması gerekmektedir. Bu kriterler 2010 yılında geliştirilmiştir.
Fibromiyaljinin Yaygınlığı
Fibromiyalji yetişkinlerin yaklaşıkk %2’sinde görülür, kadınlarda erkeklere göre daha yaygındır. En çok doğurganlık çağındaki veya çalışma hayatındaki kadınlarda görülmesine rağmen çok geniş bir yaş dağılımı da vardır. Çocuklarda bile olabilir. İleri yaş grubu kadınlarda da yaygınlaşmıştır. Türkiye’de her yıl yaklas¸ık olarak 100.000 kişiye tanı konulmaktadır. Her yıl hastalığın doktorlar tarafından tanınmasının artmasıyla tanı alan hasta sayısı artmaktadır.