Şişman hastalarda genellikle hareket zorluğu, nefes darlığı, uyku kalitesinde düşme ve nefes almada güçlük, horlama, hipertansiyon, kalp hastalıkları ve şeker hastalıklarının vazgeçilmez olduğunu belirten Eskişehir Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Murat Çilekar, yaş ilerledikçe kadınlarda meme ve rahim kanseri, erkeklerde ise kalın bağırsak kanseri sıklığının yüksek bir orana çıktığını kaydetti. Obezitede konusunda hastalara cerrahi müdahale uyguladıklarından da söz eden Op. Dr. Murat Çilekar, ‘‘Cerrahi müdahaleye karar verirken, hastanın yaşı ve kilosu bize yol gösteriyor.
Biz kendi kliniğimizde genellikle balon, mide küçültme ve gastrik by-pass yöntemlerini kullanıyoruz. Gastrik by-pass yönteminde; midedeki büyük bir kısmı aldıktan sonra ince bağırsaklarla yiyeceklerin gidebileceği yeni bir yol yapılandırıyoruz. Bu genellikle emilimi bozuyor ve pasajı küçültüyor. Mide küçültmede ise pasaj küçültme dediğimiz yöntemi uygulayarak emilimi bozmuyoruz. Hastalar çoğunlukla daha az yiyerek ve daha erken doyarak açlık hissini daha az hissediyorlar. Dolayısıyla doygunluğa ulaşarak ister istemez kilo veriyorlar. Balon yönteminde ise, midesine bir balon yerleştirilen hastanın kronik bir doygunluk hissine neden oluyor’’ dedi.
’AMELİYAT 125-185 KİLO ARASINDA OLANLARA YAPILIYOR’
Cerrahi müdahale sonrası hastalarda hedefledikleri kiloya ulaştıklarını dile getiren Op. Dr. Murat Çilekar, ‘‘Hedeflediğimiz kilo oranı 50 ila 60 kilo civarında. Ameliyat ettiğimiz hastalar genelde 184 ile 125 arasında kilosu olan kişiler. Burada hastanın fazla ağırlığındaki kaybettiği kilolar başarıyı neticelendiriyor. Hastalar 5-6 ay sonra normal hayatlarına devam edebiliyorlar. Ameliyat edeceğimiz hastanın, vücut-kitle endeksi olan boyun ağırlığın karesine böldüğümüzde elde ettiğimiz oranının 40’ın üzerinde olması gerekiyor. Bu oranın altında olan kişiler için Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu ameliyatın maliyetini karşılamıyor’’ diye konuştu.
’HASTALARIN YÜZDE 80’İ ZAYIFLADIKTAN SONRA İLAÇLARINI BIRAKTILAR’
Hastaların cerrahi müdahale sonrası zayıfladıklarında, kullandıkları ilaçları da bıraktıklarından bahseden Op. Dr. Çilekar, ‘‘Bize başvuran hastaların çoğu bir çok ilaç kullanıyor. Hastaların yüzde 80’i diyabet tedavisinde kullanılan insülini ve ilaçlarını bıraktılar. Tansiyon ilacı kullanan hastalarımız vardı. Şu an kilo verdikten sonra onlar da ilaçlarını bıraktı. Hastaları ameliyattan 2-3 ay sonra tekrar kontrollerine gönderiyoruz. Tedavi edilen hastaların yüzde 70’i medikal tedavilerini bırakıyor’’ şeklinde konuştu.
’OBEZİTE KADINLARDA DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR’
Obezitenin Türkiye’de görülme sıklığının yüzde 20’lere ulaştığını açıklayan Çilekar, şunları aktardı:
‘‘Obezite tüm dünyada kadınlarda çok daha fazla. Toplam obezitenin 3’de 2’si kadınlarda, 3’de 1’i ise erkeklerde görülüyor. Türkiye’deki obezite oranı Amerika ve Avrupa’ya göre daha düşük ancak, Doğu ülkelerine göre yüksek durumda. Özellikle Kuzey Avrupa’da daha yaygın görülüyor. Amerika’da salgın olarak kabul edilmiş bir durumda. Türkiye’de görülme oranı yüzde 20’lere ulaştı. Bu düşük bir rakam değil.’’