Fatih Terim basın toplantısına "Katıldığınız için teşekkür ediyorum. Ümit ediyorum ki toplantı sonrası karanlıkta bir şey kalmaz. Her şey herkesin anlayacağı şekilde ortaya çıkar" deyi başladı.
"BEN NE KADAR TİTİZ DAVRANSAM DA... "
Terim, "Açıkçası, bu toplantıyı organize ederken; artılarını eksilerini fazlasıyla tarttım. Buna karar vermek çok kolay olmadı; çünkü, genel olarak böyle bir temayülüm yok.
Ancak başka platformda konuşacağımı söylememe rağmen öne almamın sebeplerini anlatacağım. Kimileri için susmam ve konuşmamam, kimileri için ise artık konuşup benim cephemde yaşananları anlatmam yönünde görüşleri olduğunu biliyorum.
Doğan olarak ben Galatasaray'ı düşünüp zarar vermemek için ne kadar titiz davrandıysam, imtina ederken, gündemin değişmediğini ve yaralandığımı fark ettim.
Takdir edersiniz ki benim de değerlerim var ve çok kıymet verdiğim de bir ailem var. Unutulmasın ki; ben de düşünen, üzülen, sevinen, kızan ve kırılan bir insanım. Konuşup, konuşmadığı, niye konuşmuyor diye devamlı eleştirdiniz. Bugüne kadar suskunluğumu açıklamalar yapıp gündem değiştirmek, sessiz kalıp dinlemeğe bağladınız. Ben kişilere değil, Galatasaray'a zarar vermemek için sustum.
Ama bakıyorum ki sistematik bir şekilde sürdürülen itibarsızlaştırılma çalışmasından Fatih Terim'e zarar veriliyor mu diye soran kimse yok. Konuşarak yanlış yapıyor olsam da, başkasındansa kendimden olsun, bir nebze olsun rahatlarım ve rahatlatırım diye konuşmaya karar verdim" dedi.
Ancak başka platformda konuşacağımı söylememe rağmen öne almamın sebeplerini anlatacağım. Kimileri için susmam ve konuşmamam, kimileri için ise artık konuşup benim cephemde yaşananları anlatmam yönünde görüşleri olduğunu biliyorum.
Doğan olarak ben Galatasaray'ı düşünüp zarar vermemek için ne kadar titiz davrandıysam, imtina ederken, gündemin değişmediğini ve yaralandığımı fark ettim.
Takdir edersiniz ki benim de değerlerim var ve çok kıymet verdiğim de bir ailem var. Unutulmasın ki; ben de düşünen, üzülen, sevinen, kızan ve kırılan bir insanım. Konuşup, konuşmadığı, niye konuşmuyor diye devamlı eleştirdiniz. Bugüne kadar suskunluğumu açıklamalar yapıp gündem değiştirmek, sessiz kalıp dinlemeğe bağladınız. Ben kişilere değil, Galatasaray'a zarar vermemek için sustum.
Ama bakıyorum ki sistematik bir şekilde sürdürülen itibarsızlaştırılma çalışmasından Fatih Terim'e zarar veriliyor mu diye soran kimse yok. Konuşarak yanlış yapıyor olsam da, başkasındansa kendimden olsun, bir nebze olsun rahatlarım ve rahatlatırım diye konuşmaya karar verdim" dedi.
"AYSAL'IN AÇIKLAMALARI NEDENİYLE TOPLANTIYI YAPIYORUM"
Divan Kurulu'nda konuşmaya karar verdiğini hatırlatan Terim, "Ancak, bunu da öne alma sebebim açık ve bariz. Yoksa Divan Kurul'nda, sayın kurul yönetimine konuşma ricası yapacaktım. Kendilerine de kapalı oturumda, arkadaşlarımla, abilerimle, yönetim kurulu ve başkanıyla bilgilendirme toplantısı yapacak, benim cephemden olaya bakış açısını dillendirmeyi düşünmüştüm.
Ancak sayın Aysal'ın bir gazeteciyle yaptığı televizyon programı beni beklememeye mecbur kıldı. Profesyonellikte, kurumsallıkta bir karar alınır ve bu karar uygulanır ve sonunda biter. Ancak bizde öyle olmadı.
Bittikten sonra da herkes yoluna gider. Ancak öyle olmadı. 1.5 aydır, bu kararı meşru kılacak, onlarca söylemlerde hatta servislerde bulunuldu. Dahası halan kimsenin aklının bu konuda net olmadığını düşünüyorum. Şimdi Galatasaraylılara sesleniyorum. Lütfen, haklı-haksız, suçlu-suçsuz arayışına girmeyin.
60 yaşındayım ve beni 40 yıldır tanıyorsunuz. Beni bir gün olsun, yüz yüze gelmeden bile tanıyanlar var. Bu benim için gurur verici. Zor bir insan olabilirim, kolayım da demedim. Egolarım bir çok insandan fazla da olabilir.
Ancak sayın Aysal'ın bir gazeteciyle yaptığı televizyon programı beni beklememeye mecbur kıldı. Profesyonellikte, kurumsallıkta bir karar alınır ve bu karar uygulanır ve sonunda biter. Ancak bizde öyle olmadı.
Bittikten sonra da herkes yoluna gider. Ancak öyle olmadı. 1.5 aydır, bu kararı meşru kılacak, onlarca söylemlerde hatta servislerde bulunuldu. Dahası halan kimsenin aklının bu konuda net olmadığını düşünüyorum. Şimdi Galatasaraylılara sesleniyorum. Lütfen, haklı-haksız, suçlu-suçsuz arayışına girmeyin.
60 yaşındayım ve beni 40 yıldır tanıyorsunuz. Beni bir gün olsun, yüz yüze gelmeden bile tanıyanlar var. Bu benim için gurur verici. Zor bir insan olabilirim, kolayım da demedim. Egolarım bir çok insandan fazla da olabilir.
Değişmem demedim. Ancak yaşamını toplumsal ve ailevi değerler üzerine kurmuş, kendini geliştirmek için hala eğitim alan, Galatasaray değerlerini pek çok kişiden özümsemiş birine Galatasaray'a aykırı davranmadım diyemez.
"DEĞERLERİ KEFEYE KOYACAK OLSAK..."
İnsanların değerlerini ölçecek bir terazi olsa, benim kefem bir çok kişiden ağır basar. 40 yıldır Galatasaray'a hizmet eden biri olarak, büyüklerimden şunu öğrendim; üyelerin hür iradesiyle seçilenlerin arkasından konuşmam.
Yapmadığım ve konuşmadığım şeyleri doğruymuş gibi gösterilmesine cevap verecek olmaktan hicap duyuyorum. Çok üzülüyorum. Bu kulübün bir Divan üyesi olarak, Galatasaray başarılı olmak ve galip gelmek için her yola başvurmak değildir. Galatasaray, Ali Sami Yen'dir; Galatasaray Metin Oktaydır" dedi.
Yapmadığım ve konuşmadığım şeyleri doğruymuş gibi gösterilmesine cevap verecek olmaktan hicap duyuyorum. Çok üzülüyorum. Bu kulübün bir Divan üyesi olarak, Galatasaray başarılı olmak ve galip gelmek için her yola başvurmak değildir. Galatasaray, Ali Sami Yen'dir; Galatasaray Metin Oktaydır" dedi.
"GALATASARAY BU DEĞİL"
Yaşadıklarını ise Fatih Terim; "Sayın Aysal'ın da ifade ettiği gibi çok açık bir iletişim problemi yaşadık. Bunu kabul ediyorum. Ederim de, hiçbir zaman da reddetmedim. Ama ben derdimi başkanla birebir konuşarak halletmek istedim.
Ama kapısından çıktıktan sonra yaşanılanları internet sitesinden, sosyal medyadan okumak istemedim. Velev ki biz dostuz. Velev ki aramızda iletişim problemleri var. Hepimiz iyi biliyoruz ki; problem olmayan ilişki yoktur.
Herkesin problemi olur. Biz bütün bunlara rağmen, karşılıklı oturur, konuşur gerekirse yolları ayırırdık. Başarılar diler, eşyalarımı toplar çıkardım. 2. Gidişimde Özhan Canaydın'la konuşurken, artık ayrılmam gerektiğini söyledim.
Teke tek oturduk, kendisi 'ben bunu açıklayamam' dedi. 'Ben açıklarım' demiştim. "Ben gelmem, söyleyemem, orada bulunamam' demişti. Koluna girmiştim, basın odasına gidip, sayın başkanım yanımda otururken, bunu açıklamıştım. Buna sayın başkan üzülmüştü. Tam 10 sene geçmiş. Hiçbir yerde, duydunuz mu? Hayır.
Allah gani gani rahmet eylesin. Madem Galatasaray kültür ve değerlerinden bahsediyoruz, antrenmanı bitirip teri soğumadan, hocasına basına bildiren, arkasından yayın yapan televizyon kanalımız, hayal mahsülü bir haberi veren, evine bildirimde bulunmak için noter gönderen bir anlayış benim 40 yıldır, hatta daha öncesi, Galatasaray'da gördüğüm öğrendiğim bir uygulama değildir.
Bu benim, hayatım boyunca rastladığım bir şey değildir. Galatasaray kulübü bu değildir. Bu benim Galatasaray'da tanımadığım, bilmediğim ve yaşamadığım bir davranış şeklidir. Ümit ederim yerli yabancı hiçkimse bunu yaşamaz" diye özetledi.
Ama kapısından çıktıktan sonra yaşanılanları internet sitesinden, sosyal medyadan okumak istemedim. Velev ki biz dostuz. Velev ki aramızda iletişim problemleri var. Hepimiz iyi biliyoruz ki; problem olmayan ilişki yoktur.
Herkesin problemi olur. Biz bütün bunlara rağmen, karşılıklı oturur, konuşur gerekirse yolları ayırırdık. Başarılar diler, eşyalarımı toplar çıkardım. 2. Gidişimde Özhan Canaydın'la konuşurken, artık ayrılmam gerektiğini söyledim.
Teke tek oturduk, kendisi 'ben bunu açıklayamam' dedi. 'Ben açıklarım' demiştim. "Ben gelmem, söyleyemem, orada bulunamam' demişti. Koluna girmiştim, basın odasına gidip, sayın başkanım yanımda otururken, bunu açıklamıştım. Buna sayın başkan üzülmüştü. Tam 10 sene geçmiş. Hiçbir yerde, duydunuz mu? Hayır.
Allah gani gani rahmet eylesin. Madem Galatasaray kültür ve değerlerinden bahsediyoruz, antrenmanı bitirip teri soğumadan, hocasına basına bildiren, arkasından yayın yapan televizyon kanalımız, hayal mahsülü bir haberi veren, evine bildirimde bulunmak için noter gönderen bir anlayış benim 40 yıldır, hatta daha öncesi, Galatasaray'da gördüğüm öğrendiğim bir uygulama değildir.
Bu benim, hayatım boyunca rastladığım bir şey değildir. Galatasaray kulübü bu değildir. Bu benim Galatasaray'da tanımadığım, bilmediğim ve yaşamadığım bir davranış şeklidir. Ümit ederim yerli yabancı hiçkimse bunu yaşamaz" diye özetledi.
"BAZILARINA HAKKIMI HELAL ETMİYORUM"
Telefon kayıtlarının basına gönderilmesine tepki gösteren Fatih Terim, "Ben de telefon kayıtlarını basına mı göndereyim. Bu bize yakışır mı? Telefon meselesi, Albayrak ve Dürüst'ün ayrılıkları, aylar öncesi yeni hoca iddiaları, primin futbolcularla konuşulması, yaşananlardan sonra geçmiş olsun denmesi bir yana, şampiyonluk için sadece futbolcuların kutlanması, daha neler neler.
Bunları alt alta yazsam liste çok uzar. Bunların herhangi birinden sonra benim yerimde kim olsa istifa eder. Ben tam aksime, 4. Yıldızı takmadan gitmeyeceğim dedikçe, her şeyin şiddet arttı.
Sanırım geriye baktıkça bazı şeyleri daha iyi anlıyorum. Sayın Aysal'ın televizyon programında Antalyaspor maçı sonrası söylediklerimi izlemekte bir kez daha fayda var. Maç sonra görevimin başında, göndermeye çalışsalar bile kalacağımı söylüyorum.
Şimdi bunları görüştükten sonra her zor durumda bana ihtiyaç duyulan ve çağrıldığında koşulsuz hiç zorluksuz elimi ve gövdemi taşın altına sokmaktan geri kalmadım. Galatasaray kulübünde bana yaşatanlardan dolayı bazılarına hakkımı helal etmiyorum" dedi.