13. Cuma neden uğursuz kabul ediliyor? Tarihi ve mitolojik kaynaklar ne diyor? Bu inanış ilk ne zaman ortaya çıktı? Hangi insanların yaşamlarını ne kadar etkiliyor? Hep birlikte inceleyelim...
Yunan Mitolojiside, tanrıların evi Olympus Dağında 12 tanrı oturur. Yunan mitolojisine en son katılan tanrı Dionysus için Hestia isimli tanrıça Olympustan ayrılarak insanlar arasında yaşamaya başlar. Böylece Olympustaki tanrı sayısı kötü kabul edilen 13’e ulaşmaz.
Kimi toplumlarda ise 13 sayısının uğuruna inanılıyor. Örneğin Meksika’da, Keltik ve Germen toplumlarında bu sayı genelin tam tersine önemli, kutsal ve şans getiren bir sayı olarak görülüyor. İslam dünyasında da genel inanışın aksine 13 rakamına ayrı bir değer veriliyor. Müslümanlar için önem taşıyan bazı önemli tarihlere ait rakamların toplamının 13 çıkması bunun nedeni olarak gösteriliyor. Örneğin Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in doğduğu yıl olan 571, 5+7+1=13 olması ve İstanbul'un fethi 1453, 1+4+5+3 =13 ve cuma günü olması bu örnekler arasında yer alıyor.
13. CUMA KORKUSU
İnsanların 13 sayısını talihsizlikle neden ve nasıl bağdaştırdıkları tam olarak bilinemese de bu batıl inanışın oldukça eski olduğu söyleniyor. Fakat bu konuyla ilgili pek çok teori var. Örneğin bunlardan birinde 13 korkusunun sayı sayma becerisinin başlangıcıyla ilgili olduğu söylenir. İlkel insanlar 10 parmakları ve iki elleri olduğundan 12’ye kadar sayabiliyor ve 13 ile gerisinden, gizeminden korkuyorlardı. Tabii bu teorinin eksik bir tarafı da var: İlkel insanların ayak parmakları yok muydu?
Kuzey Amerika ve Avrupa toplumlarında yaşayan insanların büyük bölümü bir ayın 13′ü cuma gününe denk geldiğinde, bundan büyük huzursuzluk duymakta ve tuhaf davranışlar sergileyebilmektedir. O gün uçağa binmemekte, toplantı ve partileri iptal etmekte, iş başvurusunda bulunmamakta ve yeni bir işe başlamamakta, evlenmemekte ve bir projeye başlamamaktadırlar. Hatta bazı insanlar o gün işe dahi gitmemektedirler. Bugün Amerika’da halkın yaklaşık yüzde sekizi 13′üncü cumadan korkmaktadır. 13′üncü cuma korkusu paraskevidekatriaphobia olarak bilinmektedir.
13. cuma korkusu, triskaidekaphobia olarak bilinen 13 sayısından korku ve cuma günlerinden korku olmak üzere iki farklı korkunun bir kombinasyonudur. Bu korkuların her ikisi de Hristiyan teolojisinden kaynaklanmaktadır. 13 rakamı Hristiyanlıkta önemlidir. Hz. İsa ve 12 havarisinin son yemeğine katılan kişi sayısıdır. Hz. İsa’ya ihanet eden havari Yahuda yemeğe gelen son, yani 13′üncü kişidir.
Hristiyanlar inançları gereği cuma günlerini pek sevmezler. Çünkü Hz. İsa’ya inançlarına göre Cuma günü işkence edilmiştir. Ayrıca din bilginleri Adem ile Havva’nın yasak meyve olan elmayı Cuma günü yediklerini ve büyük tufanın da Cuma günü gerçekleştiğini söylemektedir. Bu nedenle geçmişte hristiyanların büyük bir çoğunluğu cuma günü hiçbir işe başlamazlardı. Cuma günü başlanan bir işin en baştan lanetleneceğini düşünürlerdi.
Özellikle denizciler Cuma günleri yelken açmamaktaydılar. Rivayete göre İngiliz donanması 18. yüzyılda bu batıl inancı kırmak için bir Cuma günü H.M.S. adlı gemiyi sipariş etti. Gemi mürettebatı bir Cuma günü seçildi ve mürettebat gemiye Cuma günü çıktı. Sonra, bir Cuma günü gemi ilk deniz yolculuğuna başladı ve sonsuza kadar ortadan kayboldu.
Bazı tarihçiler hristiyanların Cuma günlerine karşı bu bakışını kilisenin pagan inanışlara karşı olan tavrından kaynaklandığını iddia etmektedir. Cuma ismi (Friday) Norveç mitolojisinde aşk, cinsellik ve cennetlerin tanrıçası olan Frigg’den gelmektedir. Tarihçilere göre bu güçlü kadın figürü erkek baskın olan hristiyan inanışına sahip olan din adamlarını rahatsız etti. Frigg’in dişi etkisini kırabilmek için kilise onu cadı olarak kabul eti ve adını ondan alan günü de kötüledi. Bu davranışın 13 korkusu üzerinde de etkisi olabilir. İnanışa göre Frigg normalde 12 kişiden oluşan cadılar meclisine sık sık 13′üncü üye olarak katılmaktaydı. Benzer bir hikayeye göre 13 rakamı 12 cadı ve şeytanın toplantısı nedeniyle lanetli bilinmektedir.
İLK YAZILI METİN 1869'A AİT
13. Cuma’nın uğursuzluğuna dair ilk yazılı metin ise Gioachino Rossini’nin 1869’daki biyografisinde rastlanmıştı: “Rossini sonuna kadar sevecen arkadaşlarıyla çevrelenmişti; ve eğer doğruysa, birçok İtalyan gibi Cuma’yı ve 13’ü uğursuz olarak adlederdi, 13. Cuma gününde ölmesi de dikkat çekiciydi.”
CUMA GÜNÜ NE YATAK YAPIN NE DENİZE AÇILIN
Cuma gününe dair batıl inançlara gelince ise eğer Cuma günü yatağınızı değiştirirseniz, gece kabus görürsünüz. Cuma günü başlayacağınız bir yolculuk size kötü şans getirecektir. Eğer Cuma günü tırnaklarınızı keserseniz, onları kederden kesersiniz. Eğer Cuma günü bir gemi denize açılırsa kötü şansa sahip olur. Tıpkı 19. yüzyılda Cuma günü denize açılıp bir daha hiç haber alınamayan H.M.S. Friday gemisi gibi.
Britanya'da British Medical Journal'ın ayın 6'sına denk gelen Cuma ve 13'üne denk gelen Cuma'ları karşılaştırarak yaptığı bir araştırma 13. Cuma günlerinde trafik kazalarında yüzde 52'lik bir artış olduğunu ortaya koymuş. Fakat Alman Sigorta İstatistikleri Merkezi ise 12 Haziran 2008'de bir açıklama yayınlayarak 13. Cuma'larda daha az kaza, yangın ve hırsızlık olduğunu söyledi. Bunun sebebi ise insanların korkudan evden çıkmamalarına bağlanıyor. Hollanda'da ise 13. Cuma'da araç sürmek daha güvenli. Çünkü normalde ortalama 7.800 kaza olurkan 13. Cuma'da 7.500 kaza bildirilmiş.
Kuzey Carolina'daki Stressle Başa Çıkma ve Gobi Enstitüsü'nün araştırmasına göre ise Amerika'da her yıl 17 ila 21 milyon kişi bugünden korktuğu için gündelik işlerini yerine getiremiyor.
ÜLKEMİZDE KİMİ KESİMLERDE UĞURSUZ GÖRÜLEN BAZI OLAYLAR:
Ziyaret yerlerindeki ağaçları kesenler çarpılır. Türbeden dışarıya bir şey, bir nesne götüren kişiler çarpılır. Mezarlığı parmağı ile işaret etmek iyi değildir. Parmakları ile işaret eden kişilerin parmakları kurur. Kurban kesilirken hayvan dilini dışarı çıkarırsa kurban sahibi o yıl içinde ölür. Bir çocuk sürekli ağlarsa o evde mutlaka ölüm meydana gelir. Yatarken çorapları baş tarafa koymak iyi değildir, insan çabuk ölür. Mezarlıktan taş, toprak alınmaz. Köpek uluması ölüme işarettir. Kefen makasla veya bıçakla kesilmez. Yılan öldürülüp, suya atılırsa ve yılan suda kaybolursa yağmur yağar ve durmaz, seller olur. Kurt uluyunca ya ayaz olur ya da kar yağar. Bir evin önünde baykuş öterse, o evde biri ölür ya da bir yıkım olur. Baykuş ötmesi uğursuzluktur, yanan bir odun alınarak baykuşa atılmalıdır. Bir kişinin önüne tavşan çıkması uğursuzluktur, mümkünse gidilen yoldan geri dönülür. Çakal uluyunca yere tükürmek gerekir, yoksa insanın başına bir yıkım gelir. Bir evin önünde karga öterse o eve haber gelir. Köpeğin vakitsiz, gece havlaması, horozun vakitsiz ötmesi, öküzün gece böğürmesi kötü şeylere işarettir. Ezan okunurken köpek uluması uğursuzluktur. Ateşe tükürmek, ateşe sövmek, ateşe tırnak atmak, su dökmek uğursuzluk getirir. Ateş yanan yere cinler girmez. Külün üstüne su dökülmez, işenmez. Gece kül dökülmez, evin bereketi kaçar. Ateşin çıkardığı ses, ateşi yakan kişi hakkında dedikodu yapıldığına işarettir. Karaağaçtan düşen yaşamaz. İncir ağacının altında uyuyanları şeytan alır götürür. Üzümün tanesini, karpuzun sap kısmındaki kabuğunun içini yiyenler yetim kalır. Gelin alayı kırkı çıkmamış kadının evinin önünden geçerse gelinin çocuğu olmaz. Kırkı çıkmamış kadının bulunduğu eve değirmenden un getirilmez. Hıdrellez günü dikiş dikilmez, ağaç, bitki kesilmez, canlı öldürülmez. Arife günü, yakını ölen kişi dikiş dikmez. Arife ve bayram günü ağaç kesilmez. Gece göle girmek iyi değildir. Geceleri cinler, peri kızları gölde yıkanırlar. Girenlerin ruhlarını periler çalar. Geceleri su üzerinden atlanmaz. Su birikintileri ecinnilerin ve perilerin mekanıdır. Kaynayan suya bıçak sokulmaz. Suya tükürmek uğursuzluk getirir. Akşam soğan yenen yere melekler gelmez. Gece aynaya bakanın ömrü kısa olur. Gece ıslık çalmak günahtır. Bir kişinin üzerinde dikiş dikilirse o kişinin kısmeti bağlanır. "Bismillah" demeden yemek yiyen kişi doymaz. Şeytan da onunla birlikte yemek yer. Gökkuşağının altında bir erkek geçerse kız, kız geçerse erkek olur. Dolu yağdığında dolunun kesilmesi için dışarıya sacayağı atılır. Salı günü çamaşır yıkanmaz, yıkanan çamaşırı giyen kişi onu kirletemez, ölür. Salı günü düğün yapılmaz. Yarım çay içen kadın dul kalır. Yola giderken tükürmek insana yıkım getirir. Üç yol ağzında yatmak uğursuzluktur. Ayakkabının ters gelmesi hastalığı işarettir.