İspanyollar’ın Meksika’daki Aztek İmparatorluğu’nun büyük bir çoğunluğunu yok edişi 1 Haziran 1520’de sona erer.
İmparator Montezuma’yı ölümcül bir şekilde yaraladıktan sonra Hernando Cortés ve adamları başa geçer. Cortés, sinirli Aztekler’den kurtulmak adına adamlarına hazinelerin büyük bir kısımını toplattırıp gece kaçma planı yapar. Aztekler’in hücumuna uğrayan İspanyollar’ın öldürdükleri ve Montezuma’nın çalınan hazineleri Tezcuco Nehri’ni boylar.
Cortés ve adamları öç almak için bir yıl sonra dönerler. Tenochtitlán sakinleri, hazinenin kalanı İspanyollar’a kalmasın diye hazineyi Tezcuco Nehri’nin içine ve etrafına gömerler.
O gün bu gündür bulunamayan hazineyi, bir önceki Meksika başkanı nehri kurutarak bulmaya çalıştı ama gene de başarılı olamadı.
Lima’nın Hazineleri
1820’de Lima, Peru’daki genel vali yaklaşan isyanı fark edince şehrin servetini Meksika’ya göndermeye karar verir.
Hazine mücevher, şamdan ve insan boyutunun iki katı büyüklüğündeki bebek İsa’yı tutan Meryem’in heykelini de içeriyordu.
Hazine 11 gemiye sığdı ve toplam değeri 60 milyon dolardı. Hazineyi Meksika’ya götürecek kaptan Thompson aslında bir korsandır ve gemideki korumaların boğazlarını keserek hazineyi Cocos Adaları’na gömer. Thompson ve diğer korsanlar yakalandıktan sonra kurtulabilmek için İspanyollar’a onları hazineye götüreceklerine söz verirler.
Onları Cocos Adaları’na götürdükten sonra kaçmayı başaran Thompson, arkadaşı ve hazine bir daha asla görülmezler.
Karasakal’ın Hazinesi
Tarihteki en ünlü korsan Karasakal sadece 1716 ve 1718 yılları arasında açık denizleri yağmalayarak büyük bir zenginliğe kavuştu.
İspanyollar’ın Meksika ve Güney Amerika’dan yağmaladıklarını Karasakal ve arkadaşları İspanyollar’dan çaldı.
Saçtığı korku tüm Batı Hint Adaları’nı ve Kuzey Amerika’nın Atlantik kıyısını sarmıştı. 1718’in ekiminde İngiliz teğmen Robert Maynard Karasakal’ı yakalayıp öldürdükten sonra adeta bir güç gösterisi şeklinde kafasını gemi direğine astırdı.
Karasakal’ın batmış gemisi ‘Kraliçe Anne’nin İntikamı’nın 1996’da Beaufort, North Carolina yakınlarında bulunduğuna inanılıyor fakat ganimet bulanamamış.
Ganimetin olabileceği düşünelen yerler Karayip Adaları, Virginia’nın Chesapeake Koyu ve Cayman Adaları’ndaki mağaralar.
Ahit Sandığı
Eski İsrailliler için Ahit Sandığı dünyadaki en kutsal şeydi.
İncil’e göre Yahudiler’in ana objesi olan bu oymalı sandık, Tanrı tarafından yaratılmıştı. 112 santimetre uzunluğunda, 66 santimetre genişliğinde ve 66 santimetre yüksekliğindeki bu sandık artistik, altın bir kenar süsü ile tasarlanmış. Sandık, aralarında 10 Emir’in yer aldığı iki taşın da olduğu kutsal emanetleri saklamak göreviyle kullanılırdı. Tarihsel ve dinsel bir hazine olan bu parçanın değeri paha biçilemiyor.
Milattan Önce 607 yılında, İsrail Krallığı’nın başkenti Judah (Yahuda), Babilliler tarafından kuşatılıp fethedilmişti. Bir milyondan fazla insanın öldürüldüğü bu katliamda Ahit Sandığı kaybolmuş, bir daha da bulanamamıştır.
Firavun’un kaybolan hazineleri
Mısır’daki Krallar Vadisi’ndeki Tutankhamen’in mezarını 1922’de keşfeden Howard Carter, genç kralın mezarında bulduğu sanat eserlerinden büyülenmişti. Mezarın bulunduğu odadaki mücevherleri ve diğer sanat eserlerini Carter’ın gruplaması tam on yılını aldı.
Ama 19’uncu yüzyılın sonlarına doğru daha ünlü firavunların mezarlarının bulunduğu odalar incelendiğinde boş oldukları görüldü.
Bazı araştırmacılara göre 20’inci yüzyılın sonlarına doğru ve 21’inci yüzyılın başlarındaki Mısır hanedanları zamanında rahipler Krallar Vadisi’ndekilerin tekrardan gömülmesini istedi.
Ramses XI zamanında yüksek mahkeme memuru olan Herihor, Ramses’in ölümüyle tahtı ele geçirdi. Krallar Vadisi’ndekilerin gömülmesini üstlenip büyük bir kısmını kendisine ayırdı.
Mezarı bulunamadı ve çoğu araştırmacı Mısır firavunlarının kaybolan hazinelerin çoğunun o mezarda olduğunu düşünüyor.
Amber Odası
Görenlerin dünyanın sekizinci harikası olarak tanımladıkları Amber Odası, kesinlikle dünyanın en eşsiz hazinelerinden biri. Prusya kralı Birin Friedrich için yapılıp, Rus çarı Birinci Petro’ya 1716 yılında verildi.
Adolf Hitler, Nazi silahlarını Rusya’ya doğrultuğunda, Amber Odası sahipleri endişelenip Amber Odası’nı saklamak için amberi taşımaya çalıştılar.
1941’de çatlayan amberi duvar kağıdıyla saklarlarken Naziler’e yakalanınca, Nazi askerleri odaya el koyup Königsberg Kalesi’ne taşıdılar. 1945 Nisan ayında, Königsberg kuşatıldığında Amber Odası kaybolmuştu.
Şehir dışında bir yeraltı sığınağına mı saklanmıştı yoksa Sovyetler yanlışlıkla kendi odalarını bombalayarak yok mu etmiştilerdi? Herhalde bunu asla bilemeyeceğiz.