Çanakkale Boğazı'nda 4 Nisan 1953 tarihinde İsveç Bandıralı Naboland Şilebi ile çarpışarak batan TCG Dumlupınar denizaltısından sağ kurtulan beş kişiden biri olan Emekli Seyir Astsubayı 96 yaşındaki Hüseyin İnkaya tedavi gördüğü İstanbul GATA Haydarpaşa Askeri Hastanesi'nde hayatını kaybetti.
Çanakkale Boğazı Nara Burnu önlerinde 4 Nisan 1953 tarihinde İsveç Bandıralı Naboland Şilebi'yle çarpışan TCG Dumlupınar denizaltısı batarak 81 kişiye mezar oldu. Kazadan kurtulan 5 kişiden bir olan Dumlupınar Gazisi Hüseyin İnkaya, 21 Eylül 2014 pazar günü rahatsızlandı.
Dumlupınar gazisi Hüseyin İnkaya hayatını kaybetti!
İnkaya, İstanbul GATA Haydarpaşa Askeri Hastanesi İç Hastalıkları Kliniği yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı. Dumlupınar Gazisi Hüseyin İnkaya, Preveze Deniz Zaferinin 476'ncı yıldönümüne ve Deniz Kuvvetleri Günü'ne rastlayan bir günde yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Hüseyin İnkaya kazanın aydınlatılması ve Türk Denizaltıcılık Tarihi'nin bir döneminin kayda geçirilmesi ile ilgili çalışmalarda kaynak kişi olarak kabul ediliyordu.
Denizaltıcılık dünyasının asırlık çınarı İnkaya'nın cenazesinin 29 Eylül 2014 Pazartesi günü Üsküdar Selimiye Camiinde ikindiyi müteakip kılınacak cenaze namazının ardından askeri tören ile Karacaahmet mezarlığına defnedileceği öğrenildi.
TCG Dumlupınar (4 Nisan 1953'te Çanakkale Boğazı'nda batan Türk denizaltısı)
ABD Deniz Kuvvetleri için 1944 yılında Electric Boat Co. Groton Connecticut tarafından üretilen Balao sınıfı denizaltının ilk adı USS Blower (SS-325)’dır. Pearl Harbor’a 16 Aralık 1944 tarihinde gelen denizaltı yapılan tamirat ve bakımların ardından II. Dünya Savaşı sırasındaki ilk devriye görevine 17 Ocak 1945 günü çıkar.
Cava Adası ve Güney Çin Denizinde üç ayrı devriye görevini tamamlayarak 28 Temmuz 1945 günü Avustralya’daki Fremantle limanına demirler. Eylül 1945’de Mariana Adaları bölgesinde tatbikatlara katılır. 1946-1949 yılları arasında Pasifik Filosuna bağlı kalır. Ağustos-Eylül 1948 arasında Alaska’daki radar ve sonar tatbikatlarına katılır.
1950 yılında Atlantik Filosuna devredilen denizaltı 3 Mart günü Filadelfiya’ya gelerek bakıma grer. 27 Eylül tarihinde Connecticut’a gelen denizaltıda Türk Deniz Kuvvetleri personeli eğitim görür. 16 Kasım 1950 günü ABD envanterinden çıkartılan denizaltı ABD-Türkiye arasındaki Ortak Savunma Destek Yasası kapsamında Türk Deniz Kuvvetlerine devredilir ve TCG Dumlupınar adını alır.
TCG Dumlupınar 'da Hayatını Kaybeden Denizciler
Subaylar
Komodor Kurmay Albay Hakkı Burak,
Makine Kıdemli Yüzbaşı Naşit Öngören,
Makine Yüzbaşı Affan Kayalı,
Güverte Üsteğmen İsmail Türe,
Makine Üsteğmen Fikret Coşkun,
Güverte Teğmen Bülent Orkunt,
Güverte Teğmen Macit Şengün
Makine Asteğmen Ahmet Er
Astsubay Kıdemli Başçavuşlar
Astsb. Kd. Bçvş. Ali Tayfun,
Astsb. Kd. Bçvş. Emin Akan,
Astsb. Kd. Bçvş. Mehmet Denizmen,
Astsb. Kd. Bçvş. Ömer Öney,
Astsb. Kd. Bçvş. Sait Yıldırım,
Astsb. Kd. Bçvş. Şevki Özsekban,
Astsb. Kd. Bçvş. Hasan Tahsin Cebeci,
Astsb. Kd. Bçvş. Mehmet Fidan,
Astsubay Başçavuşlar
Astsb. Bçvş. Cemal Kaya,
Astsb. Bçvş. Cemaleddin Denizkıran,
Astsb. Bçvş. Hüseyin Uçan,
Astsb. Bçvş. Kemal Acun,
Astsb. Bçvş. Naci Özaydın
Astsb. Bçvş. Salahaddin Çetindemir,
Astsb. Bçvş. Zeki Gider,
Astsb. Ucvs. Sabri Gudeberk,
Astsb. Bçvş. Ulvi Erhazar
Astsb. Bçvş. Fevzi Gürsan,
Astsubay Çavuşlar
Astsb. Çvş.Bahri Sertesen,
Astsb. Çvş.Hamd Reis,
Astsb. Çvş.İbrahim Altıntop,
Astsb. Çvş.İhsan Aral,
Astsb. Çvş.İhsan Coşkun,
Astsb. Çvş.İhsan İçdemir,
Astsb. Çvş.Mehmet Ali Yılmaz
Astsb. Çvş.Mustafa Doğan,
Astsb. Çvş.Necdet Yaman,
Astsb. Çvş.Samim Nebioğlu,
Astsb. Çvş.Selami Özben,
Astsb. Çvş.Şaban Mutlu,
Astsb. Çvş.Tuğrul Çabuk,
Astsb. Çvş.Zeki Açıkdağ,
Mükellef Çavuşlar
Çvş.Ramazan Yurdakul, (Rizeli)
Çvş.Veysel Saygılı, (Karasulu)
Mükellef Onbaşılar
Emin Süzer, (Bodrumlu)
Mehmet Kızılışık, (Bodrumlu)
Murat Yıldırım, (Trabzonlu)
Niyazi Giritli, (Milaslı)
İbrahim İşlemeci, (İstanbullu)
Züğfer Ceylan, (İstanbullu)
Erler[değiştir | kaynağı değiştir]
Ahmet Günal, (Lapsekili)
Ahmet Özkaya, (İnebolulu )
Ali Aslan, (Edremitli)
Ali Gökçü, (Bigalı)
Bekir Sarı, (Şileli)
Enver Uçar, (Çanakkaleli)
Feridan Kırcalı, (İzmirli)
Fikri Ulaştırıcı, (Tekirdağlı)
Galip Yılmaz, (Giresunlu )
Hasan Arslan, (Çarşambalı)
Hasan Bozoğlu, (Çanakkaleli)
Hasan Kelleci, (Göreleli)
Hüdai Çağdan, (Çorlulu)
Hüseyin Kayan, (Bartınlı)
Hüseyin Sayım, (Bigalı)
İbrahim Aksoy, (Bursalı)
İsmail Özdemir, (Ordulu )
Kadir Demiroğlu, (Lapsekili)
Kenan Odacıoğlu, (İzmirli)
Mehmet Aydın, (Rizeli)
Mehmet Demir, (Giresunlu)
Mehmet Demirel, (Çanakkaleli)
Murat Suyabatmaz, (İnebolulu)
Mustafa Özsoy, (Sökeli)
Mustafa Taşçı, (Bartınlı)
Necati Kalan, (Foçalı)
Nurettin Alabacak, (Antalyalı)
Nuri Acar, (Marmarisli)
Ömer Yalçın, (Bandırmalı)
Ülfeddin Akar, (Lapsekili)
Yusuf Demir, (Sürmeneli)
Tarık Gediz (Yozgat)
Facianın son tanıkları Hüseyin İnkaya ve Hüseyin Akış'ın anlattıkları o anlar;
81 denizcimiz Çanakkale Boğazı'nın serin sularında can verdi. Kazadan sonra yaşanan acı, türkü ve ağıtlara konu oldu. Faciadan sağ kurtulan iki isim, Hüseyin Akış ve Hüseyin İnkaya, kazanın 58. yıldönümünde o gece yaşanan can pazarını Zaman gazetesine anlatmışlardı. İşte hayatını kaybeden Hüseyin İnkaya'nın kendi gözüyle o facia;
"Boğaz'ın altındayken yeni doğan çocuğumu bir daha göremeyeceğimi düşündüm"
Akdeniz'de NATO tatbikatından dönen Dumlupınar Denizaltısı'nı Çanakkale Boğazı'nda acı bir son bekliyordu. Gece; sessiz, soğuk ve karanlıktı. Gölcük Donanma Komutanlığı'na doğru ilerleyen Dumlupınar, 4 Nisan 1953'te saat 02.15'i gösterdiğinde Nara Burnu açıklarında büyük bir gürültüyle sarsıldı. Karşı yönden gelen İsveç bandıralı dev yük gemisi Naboland'la çarpışan Dumlupınar, kısa bir sürede Boğaz'ın soğuk sularına gömüldü. Şehit olan 81 denizcinin ardından 'Ah bir ataş ver... Uzun olur gemilerin direği' gibi onlarca türkü yakıldı. Faciadan sağ kurtulan seyir astsubayı Hüseyin Akış (88) ve gözcü astsubay Hüseyin İnkaya'nın (91), üzerinden 58 yıl geçen o geceyi anlatırken hâlâ gözleri yaşarıyor. Akış, tatbikattayken telsizden bir çocuğu olduğu haberini alır. Bebeğini görebilmek için karaya adım atacağı günü sabırsızlıkla beklerken bir anda kendini Boğaz'ın altında bulur. Çarpışmadan birkaç saniye önce konuşulanları, kaza anında duyduğu gürültüyü, geminin sarsılışını, imdat feryatlarını dün gibi hatırlıyor. Elindeki bastonunu bir ressam gibi kullanarak olay yerini resmediyor, komutanların kaza öncesi verdiği seri emirlerin gemide oluşturduğu paniği canlandırıyor. Su yüzeyine doğru çıkmaya çalışırken bebeğini görmeden öleceğini düşünmüş.
Hüseyin İnkaya'nın duyguları da Hüseyin Akış'tan farklı değil:
"81 arkadaşımızı Boğaz'ın 20 metre altında bıraktık"
Hüseyin Akış, olayın 9 gün süren NATO tatbikatından dönüşte Çanakkale Boğazı'nın Nara Burnu açıklarında gerçekleştiğini anlatıyor. Nöbetini çarpışmadan 2 saat önce İnkaya'dan devraldığını söyleyen Akış, geminin yan yatmasıyla üzerlerine gelen tazyikli suyun 2 denizciyi geminin içine savurmasına şahit olduğunu dile getiriyor. Akış, denizaltının kulesinde olduklarını belirterek o gece yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
"Tatbikattayken telsizden bir çocuğum olduğu haberini aldım. Metrelerce derinlikten güçlükle yukarı doğru yüzerken bir an 'Herhalde çocuğumu göremeden burada öleceğim' diye içimden geçirdim." Gemi dibe oturmadan kuleden kurtulmayı başarıp su yüzeyine çıkan astsubay Akış, iki eri Naboland'ın pervanesinin parçalamasına şahit olur. Su yüzeyine çıktığında yorgun düşen Akış, "Sırtüstü yatıp geriye kulaç atmasam beni de yutacaktı." diye konuşuyor.
Dumlupınar ile Naboland'ın müsademe anında istirahatte olması gereken gözcü astsubay Hüseyin İnkaya (91) Boğaz tehlikeli olduğu için kuledeki görev yerinden ayrılmaz. Çarpışma öncesi komutanların geminin yönünü birbirinden farklı istikametlere yönlendiren seri emirlerinin ardından ne olduğunu anlamak için kulenin üzerine çıkar. Daha ne olduğunu anlamadan patlama olur ve kendisini denizde bulur. İnkaya, batan gemiye deniz suyunun hücum etmesiyle oluşan anafora kapılmamak için yüzerek gemiden uzaklaştığını aktarıyor. İnkaya, Hüseyin Alkış ve Hasan Yumuk isimli arkadaşlarının can simitlerine tutunarak yüzdüğünü, kendisini Naboland şilebinin filikasındakilerin kurtardığını söylüyor.