Türkiye'de temaslarda bulunan Awad, görüşmelerinde ele alınan konular ve Suriye'deki insani duruma ilişkin AA'ya açıklamada bulundu. Awad, ziyareti kapsamında Dışişleri Bakanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve İçişleri Bakanlığı bünyesinde faaliyet göstermeye başlayan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü yetkilileri ile görüştüğünü, BM kuruluşları ve çeşitli STK'ların temsilcileriyle bir araya geldiğini belirtti.
Temaslarının ana gündem maddesini Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılara yönelik faaliyetlerinin oluşturduğunu ifade eden Awad, sığınmacılar, Türk hükümeti ve yerel yönetimlerin karşılaştıkları zorlukları ele aldıklarını, sığınmacılara ev sahipliği yapan bölgelerde sunulan sağlık ve eğitim hizmetleri ile altyapı konularını değerlendirdiklerini kaydetti.
Türkiye'deki Suriyeli sığınmacı sayısının 660 bin civarında olduğunu ancak kayıt altına alınmayan Suriyeliler de bulunduğunu belirten Awad, "Türk hükümetinin karşı karşıya olduğu zorluklardan biri de her bir sığınmacının kayıt altına alınabilmesi için mümkün olduğıunca çabuk kayıt merkezlerinin ve mobil istasyonların kurulması" dedi. Awad, bu yolla sığınmacıların yer, cinsiyet ve yaş açısından sınıflandırılabileceğini ve yardımların yerine daha kolay ulaştırılabileceğini dile getirdi.
EN ÇOK SIĞINMACI LÜBNAN'DA
Suriye içinde yerlerinden edilen ve diğer komşu ülkelerde yaşayan Suriyelilere ilişkin bilgi de veren Awad, şöyle konuştu:
"Suriye içinde 4 ila 5 milyon yerinden edilmiş insan bulunduğunu tahmin ediyoruz. İnsani yardım kuruluşları için pek çok bölgeye ulaşmak çok zor. Buralarda sağlık, gıda, su, elektrik, eğitim ancak hepsinden önemlisi güvenlik ve korunma ihtiyacı söz konusu. Bu insanlar bir yerden bir yere hareket halindeler ve bahsedilen rakamın yarısı çocuklardan oluşuyor."
Awad, komşu ülkelerdeki duruma ilişkin olarak da "En yüksek sığınmacı sayısı Lübnan'da. Burada rakamlar 800 bini aştı ve büyümeye devam ediyor. Ürdün'de 550 bin, Irak'ın kuzeyinde 200 bin, Mısır'da 100 ila 200 bin Suriyeli sığınmacı var. Rakamları tespit etmek bizim için gerçekten zor" diye konuştu.
Rakamlara ilişkin yeni dönem tahminlerinin sorulması üzerine Awad, yeni Bölgesel Müdahale Planı'nın gelecek aralık ayında açıklanacağını ve hesaplamaların dikkatlice yapıldığını belirterek, "Eğer barış sağlanmaz, güvenlik koşulları değişmez ve daha iyi şartlar oluşmazsa, 2014 yılında 1,5 ila 2 milyon kişi Suriye'yi terk edebilir" ifadesini kullandı.
İNSANİ KORİDOR, KOMŞULARA VE REJİMLE VARILACAK ANLAŞMAYA BAĞLI
Suriye'nin iç bölgelerine erişmeye çalıştıklarını, ihtiyaç sahiplerine yardım malzemelerinin ulaştırılması için ateşkes ve insani ara çağrısında bulunduklarını anlatan Awad, "İnsanların suya, gıdaya, sağlık hizmetlerine ulaşmaya ve çatışmalardan, top ateşinden ve bombardımandan korunmaya ihtiyaçları var. Barış sağlanmadıkça, hem Suriye'nin içinde hem de ülke dışına doğru yoğun bir hareketlilik görmeye devam edeceğiz" dedi.
Pek çok insani yardım malzemesinin Suriye'ye Ürdün üzerinden ulaştırıldığını, yardımların bir kısmının ise deniz yoluyla Lazkiye'ye geldiğini aktaran Awad, Suriye'de bir insani yardım koridoru açılmasına ilişkin olarak, "Bu konu komşu ülkeler ve onların Suriye hükümetiyle varacağı anlaşmaya bağlı. Şu an için yapabileceğimiz en iyi şey, ülke içine erişim ve Suriye halkına yardım ulaştırılması için neler yapılabileceğini yetkililerle müzakere etmek" görüşünü paylaştı.
Suriye rejimiyle temaslarda ilerleme sağlanıp sağlanmadığının sorulması üzerine Awad, "İyimser bir hava var, ancak bu ihtiyatlı bir iyimserlik" ifadesini kullandı. Cenevre-2 konferansının gündemde olduğunu, geçtiğimiz haftalarda BM Güvenlik Konseyi'nin bir karar aldığını ve insani yardım konusunda da bir başkanlık açıklaması kabul edildiğini anımsatan Amin Awad, "Olumlu işaretler var. Umarım bu gelişmeler ve iyimser hava sürer" dedi.
TÜRKİYE'NİN BÖLGESEL BARIŞ VE İSTİKRARA KATKISI
Türkiye'nin süreçteki rolünü de öven Awad, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres ile çok yakın çalıştığını vurgulayarak, geçen ay sonunda Davutoğlu ile diğer komşu ülkelerden mevkidaşlarının katılımıyla gerçekleştirilen yüksek düzeyli toplantıda, sınırların açık tutulması, yük paylaşımı, sığınmacıların mevcudiyetinin ev sahibi halklar ve hükümetler üzerinde oluşturduğu baskının dengelenmesi gibi bir dizi taahhütte bulunulduğunu kaydetti.
Awad, "Türk hükümeti, katkıda bulunmak adına kendi kaynaklarıyla adımlar atıyor. Hükümet, insani yardım faaliyetleri için halihazırda 2,2 milyar dolar harcadı. Türk hükümeti ve Türk halkına, sığınmacılara ev sahipliği yaptıkları, bu konudaki uluslararası standart ve kurallara uydukları, sınırı açık tuttukları ve savaştan kaçan insanları kabul ettikleri için minnettarız" diye konuştu.
İnsani konuların ve komşu ülkelerin durumunun, uluslararası toplum, BM Güvenlik Konseyi ve bölgesel mekanizmaların gündeminde kalmaya devam etmesi gerektiğine vurgu yapan Awad, "Umarım Türkiye kapılarını açık tutmaya ve sığınmacıları kabul etmeye devam eder. Biz de üzerimize düşeni yapacağız ve yük paylaşımı adına desteğimizi harekete geçireceğiz. Türkiye'nin bölgede çok önemli bir konumu olduğuna ve bu davranışıyla bölgesel istikrar ve barışa katkı yaptığına inanıyoruz" dedi.