Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 kişiye mezar olan maden ocağının sahibi Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Akhisar Cumhuriyet Savcılığı'nca yürütülen soruşturma sonucu tutuklandı.
Soma Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 'taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermek' suçundan tutuklanan Gürkan'ın Şakran Cezaevi'ne götürülmesi için savcılığın anlaşmalı olduğu bir taksi görevlendirildi.
Taksi durağındaki sırada, faciada hayatını kaybeden Uğur Çolak'ın amcası Mustafa Çolak vardı.
"RAMAZAN'LA BENİ YAN YANA KOYMAYIN"
Cezaevi yolculuğuyla ilgili Habertürk'e konuşan Mustafa Çolak, jandarmayla taksiye binen Gürkan'ı alıp cezaevine doğru yola çıktı. Taksiye bindiği ilk 5 dakika konuşmayan ve elleri kelepçesiz olan Gürkan, ilk olarak askerlere hangi cezaevine gideceğini sordu. Şakran Cezaevi'ne götürüleceğini öğrenen Gürkan, "Ramazan da (genel müdür) tutuklandı, onunla beni yan yana koymayın" dedi. Askerler de "Biz ona karışamayız. Sadece cezaevine götürürüz" yanıtını verdi.
TAKSİCİDEN PATRONA: KADERE BAKIN CAN BEY
Jandarma görevlisinin, tanıdığı taksi şoförü Çolak'a, "Mustafa Abi nasılsın?" diye sorması üzerine Çolak, "Nasıl olayım, yeğenim de bu kazada öldü" cevabını verdi. Dikiz aynasından Gürkan'a bakan Çolak, "Can Bey kadere bakın. Yeğenim sizin maden ocağınızda öldü. Ben sizi taşıyorum" dedi. Bunun üzerine Gürkan başını öne eğip "Üzgünüm" diyebildi.
"PATLAMA OLSAYDI KENDİMİ TESELLİ EDERDİM"
Gürkan'ın araçta sigara içme isteğineyse taksici ve askerler olumsuz yanıt verdi. Askerlerle sohbet eden Gürkan, facianın nedenini bilmediğini söyledi. Yangının çıkışıyla ilgili kimseden bilgi alamadığını anlatan Gürkan, "Patlama olsaydı inanırdım, en azından 'Patlama oldu' derdim. Kendimi teselli ederdim" diye konuştu. Gürkan'ı cezaevine götüren taksiciye, 2 jandarma aracı eşlik etti.
"BEN BU ADAMI NASIL TAŞIYORUM DEDİM"
Taksici Mustafa Çolak, "Savcılıkla anlaşmamız var. Tutuklanan herkesi biz cezaevine götürürüz. Sıra bende olduğu için ben gittim. Araca Can Gürkan binince ellerim titredi. Kendime 'Ben bu adamı nasıl taşıyorum?' dedim, sonra sakinleştim. Ellerinin kelepçesiz olması beni üzdü. Sürekli üzgün olduğunu söylüyordu" diye konuştu.