Habertürk gazete'den Gökay Usanmaz'ın haberine göre sevgilisi Cem Garipoğlu tarafından öldürülen Münevver Karabulut’un Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsisi sırasında yan masadaki erkek cesetten sperm bulaşmasıyla ilgili skandalda Adalet Bakanlığı’nın aileye ödemesine karar verilen 25 bin TL manevi tazminatı Danıştay az buldu. Danıştay, “Zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekse de, manevi tazminat miktarının olayın ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, benzer olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı bir miktarda olması gerektiğini” savunarak kararı bozdu.
OTOPSİDE SKANDAL
Otopsiyi yapan Adli Tıp Kurumu, Münevver Karabulut’un iç çamaşırında sperm lekeleri tespit etmiş, yapılan incelemede spermin otopsi sırasında yan masada bulunan erkek cesedinden bulaştığı ortaya çıkmıştı. Skandal üzerine Karabulut Ailesi, avukatları Rezan Epözdemir aracılığıyla İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nde Adalet Bakanlığı’na ‘özensizlik ve ihmal’ gerekçesiyle 250 bin TL’lik manevi tazminat davası açmıştı. Mahkeme de 2010 yılında verdiği kararda Adli Tıp Kurumu idaresinin ‘dikkatsiz ve özensiz eylemleri’ nedeniyle hatalı rapor düzenlediğini, olayın meydana gelmesinde idarenin hizmet kusuru bulunduğunu, kızını ve kardeşini kaybeden davacıların idarenin hatalı uygulaması nedeniyle derin acı ve elem duyduklarını ifade etti. Bu elem ve acının karşılığı olarak manevi tazminat ödenmesi gerektiğini, bu hatanın kurum tarafından gerekli inceleme ve araştırma yapılarak düzeltildiğini belirten mahkeme, Adalet Bakanlığı’nın Karabulut Ailesi’ne 25 bin TL manevi tazminat ödemesine karar verdi. Avukat Rezan Epözdemir ise kararı Danıştay’da temyiz etti. Dosyayı görüşen Danıştay 10. Dairesi, olayın oluş şekli, davacıların yaşadığı derin acı ve elem duygusu, idarenin kusurunun niteliği ve ağırlığını esas alarak manevi tazminatın düşük takdir edildiğini bildirerek, kararı bozdu. Tazminat miktarının, elem ve ıstırabı kısmen de olsa giderecek, idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak düzeyde olmadığını belirten Danıştay, kararında “Manevi tazminatın duyulan elem ve ıstırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçladığını, zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekse de tam yargı davalarının niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının olayın ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, benzer olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı bir miktarda olması gerektiğini” savundu.
‘EMSAL KARAR’
Avukat Rezan Epözdemir, 5 yılı aşkın bir süredir verdiği hukuk mücadelesi sonucu emsal bir karar aldırdıklarını belirterek şunları söyledi: “Karar Danıştay’ın ‘Manevi tazminat zenginleşme olamaz’ ilkesini terk etmesi açısından son derece önemli. Bundan sonra benzer hadiselerde uygulanacak emsal bir karar. Yüksek mahkeme, bu kararıyla manevi tazminat miktarının duyulan elem ve kederi bir nebze olsun azaltan, failde ceza, mağdurda tatmin duygusu yarattığı miktarda olması gerektiğini hükmetmiştir. Bu açıdan da sevindirici bir gelişmedir."