İzmir'de bir vatandaş, karısının maliki olduğu taşınmazın tapu kaydına ''aile konutu şerhi'' konulması istemiyle başvuru yaptı. Davacının istemi reddedildi. Davacı koca, isteminin reddine ilişkin işlemlerin dayanağı Tapu Sicil Tüzüğü'nün 57. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi ile Aile Konutu Şerhi Genelgesi'nin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açtı.
Danıştay 10. Dairesi, ''aile konutu şerhi için, konutun aile konutu olduğunu kanıtlayan muhtarlıktan ve varsa apartman yönetiminden alınmış belge ile birlikte vukuatlı nüfus kayıt örneği veya evlilik cüzdanı aranacağına'' ilişkin tüzük hükmü ve ''Malik olmayan eşin talebiyle, evlilik birliğinin resmen devam ettiğini kanıtlayan nüfus kayıt örneği ile bu konutta birlikte yaşantılarını sürdürdüklerini kanıtlayan muhtarlıktan alınmış belgenin ibrazi halinde aile konutudur şerhinin işlenmesi''ni düzenleyen genelgenin yürütmesini durdurmuştu.
Daire, bir taşınmazın aile aile konutu niteliğini taşıyıp taşımadığının, dolayısıyla tapu kaydına aile konutu şerhi konulup konulmayacağının tespitinin adli yargı hakiminin yetkisinde olduğuna karar vermişti.
10. Daire'nin bu kararı üzerine, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı, tapu müdürlüklerine yazı göndererek, malik olmayan eşin talebi üzerine aile konutu şerhi işlenmesi için mahkeme kararı aranması gerektiğini bildirmişti.
Kurul'dan döndü
Daire kararına itiraz edilmesi üzerine dosya, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'na geldi. Kurul, oybirliğiyle itirazı kabul etti.
Kurul, hakim kararına gerek kalmaksızın malik olmayan eşin isteği üzerine idarece aile konutu şerhi verilebileceği sonucuna vararak, şerh verilmesi isteminde, nüfus kayıt örneği veya evlilik cüzdanının aranmasına ilişkin yapılan düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığına hükmetti.