Ankara 16. Sulh Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanıklar Şükrü Karakuş ve Erkan Şakir, Hüseyin Başbilen'in babası Vehbi Başbilen ve sanık avukatları Hikmet İşler ve Emrullah Kaya katıldı.
Sanık Karakuş, savunmasında, olay tarihinde jandarma olduğunu, ancak daha sonra malülen emekliye ayrıldığını bildirdi. Hüseyin Başbilen'in cesedinin bulunmasının ardından araştırma için ASELSAN'daki odasına gittiğini anlatan Karakuş, flaş diski Başbilen'in masasının çekmecesinde bulduklarını söyledi. Daha sonra Başbilen'in bilgisayarını açtıklarını ifade eden Karakuş, özetle şunları söyledi:
"Bilgisayarda son kullanılan belgeleri kontrol ettiğimizde 'önemli' kelimesi ile başlayan belgeyi açtık. Bunun, intihar mektubu olduğunu gördük. Bundan bir adet çıktı aldık. Daha sonra flaş diski bilgisayara taktık. Aynı mektubu flaş diskte de gördük. Zaptetme tutanağı düzenleyerek İlçe Jandarma Komutanlığına döndüm. Soruşturma devam ederken flaş disk iki gün bende kaldı. Odamdaki çekmecemde kilitliydi. Flaş diski almamdan tahminen iki gün sonra Erkan Şakir sabah bana telefon açarak flaş diski istedi. Flaş diski komutanıma teslim etmek üzere makamına çıkarken, yolda Astsubay Celil Alpay ile karşılaştım. 'Komutanım flaş diski istedi, teslim etmeye geldim' dedim. Sonra da komutana flaş diski herhangi bir tutanak düzenlemeden teslim ettim. Bu tür teslimler için tutanak düzenlemek mutat değildir. Bir daha da flaş diski geri almadım."
Karakuş, bu tarihten sonra soruşturmanın yazışmalarında görev almadığını bildirdi ve soruşturma evrakını savcılığa kimin teslim ettiğini bilmediğini kaydetti.
Emekli olduktan sonra savcılığın kendisini "tanık" olarak çağırdığını belirten Karakuş, savcılığa gittiğinde kendisine flaş belliğin sorulduğunu ifade etti.
Karakuş, ilerleyen zamanda beraber çalıştığı bir astsubaydan, "Erkan Şakir'in 2010'da eski makamına gelerek, masasındaki çekmecelerin iç taraflarını aradığını, arşiv dosyalarının karıştırıldığını, ancak flaş diskin bulunamadığını anlattığını" söyledi.
Sanık Erkan Şakir de olay tarihinde Altındağ İlçe Jandarma Komutanı olduğunu bildirdi. Başbilen'in ölü vaziyette olduğu otomobilde intihar mektubu bulduklarını anlatan Şakir, savcının talimatıyla Başbilen'in işyerindeki bilgisayarında inceleme yapılması için sanık Şükrü Karakuş'un görevlendirildiğini ifade etti.
Karakuş'un işyerinde flaş disk bulduğunu belirten Şakir, "Bunu, Karakuş dönünce, odamda bana aktardığında öğrendim. Beraberinde 4 yazıcı çıktısı, flaş disk ve zaptetme tutanağı getirmişti. Bunları gösterdi. İnceledikten sonra işlemlerin yapılması için Karakuş'a geri verdim" dedi.
Araştırma kapsamında sonraki süreçte yapılanlar konusunda bilgi veren Şakir, "Ben, flaş diski teslim almadım. Soruşturma sırasında da flaş diskin kriminal incelemeye önderilip gönderilmediğini bilmiyorum. Suçlamayı kabul etmiyorum. Karakuş'un bana yönelik suçlamalarını da kabul etmiyorum. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı beni çağırana kadar da flaş diskin kaybolduğunu bilmiyordum" diye konuştu.
Şakir, flaş diskin kaybolduğunu öğrenmesinin ardından eski makamında, kendi dönemine ilişkin evrakın aranmasını istediğini söyledi, ancak flaş diskin bulunamadığını belirtti.
Hüseyin Başbilen'in babası Vehbi Başbilen de sanıklardan şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini bildirdi.
Vehbi Başbilen, "Her şeyin aydınlığa çıkmasını istiyorum. Bir babayım. Ciğerim yanıyor. Hepsi yalan, hepsini uyduruyorlar. Oğlum, milli tank projesini sunacağı gün kaybedildi. 7 sene oldu, 4 savcı değişti" diye konuştu.
Duruşmada daha sonra, o dönemde sanıklarla birlikte çalışan Astsubay Mustafa Çelik tanık olarak dinlendi.
Çelik, flaş disk konusundan Erkan Şakir kendisini arayınca haberdar olduğunu kaydederek, "Telefonda bana Hüseyin Başbilen ile ilgili dosyanın tekrar ele alındığını ve flaş diskin bulunamadığını söyleyip, 'Flaş diskin yerini biliyor musun' diye sordu" dedi.
Çelik, bir soru üzerine, "Erkan Şakir komutanımız beni aradığında, Şükrü Karakuş'tan teslim aldığı flaş diski kaybettiğini ve bulamadığını söyledi. Benim, flaş diskin yerini bilip bilmediğimi sordu. Bilmediğimi söyledim. Sonraki arayışında da arkadaşlarla görüşüp görüşmediğimi ve flaş diskle ilgili bilgiye ulaşılıp ulaşılmadığını sordu. Ben de bilgelerinin olmadığını belirttim" ifadelerini kullandı.
Hakim Oğuz Korkmaz, Vehbi Başbilen'in müdahilliğini kabulüne karar verdi.
Gizlilik kararı bulunmuyorsa, Hüseyin Başbilen'in ölümüyle ilgili soruşturma dosyasının suretinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından istenmesini de kararlaştıran Korkmaz, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
-Olayı geçmişi
Başbilen, 4 Ağustos 2006'da sabah saatlerinde, 06 ET 2068 plakalı otomobiliyle işine gitmek üzere evinden ayrılmış, ancak ASELSAN'a gitmediği anlaşılınca eşi tarafından aynı gün Yenimahalle Merkez Karakoluna kayıp olduğu bildirilmişti.
Başbilen, bir gün sonra akşam saatlerinde Ankara'nın Kavaklı köyü Aydıncık Mahallesi Mezarlık Üstü mevkisinde tarla içinde, park halindeki otomobilinde, boynu ve sol bileği kesilmiş şekilde ölü olarak bulunmuştu.
İddianamede, sanıkların, Başbilen'in yazdığı iddia edilen intihar mektubunun yer aldığı flaş belleği kaybederek, "adli görevi ihmal" suçunu işledikleri öne sürülüyor.
Flaş belleğin kaybolması nedeniyle intihar mektubunun oluşturulma tarihinin tespit edilemediği de iddianamede belirtiliyor.