Elindeki evrakları incelediklerinde, birçok kez eşi tarafından şiddete maruz kaldığını öğrendikleri müvekkillerinin yanında olmaya karar verdiklerini vurgulayan Çatıkkaş, şöyle devam etti: ''Neslihan bize, özellikle Özgecan olayından sonra artık hayatına bu şekilde devam edemeyeceğini, ortak çocuklarının okula başlayacağını ve aynı soyadı kullanmak istemediğini söyledi. Komisyon adına vekalet alamadığımız için başkan olarak sadece ben vekalet aldım.
İlk aşamada davalıya, anlaşmalı boşanma protokolü götürdük fakat görüşme talebimizi reddetti. Neslihan da kocası için 'Boşanmak istemiyor çünkü eğer boşanırsam yeni bir hayat kuracağım, başkasıyla evleneceğimden beni şiddete maruz bırakacaktı' demişti."
Çatıkkaş, davalının bu tutumu nedeniyle "şiddetli geçimsizlikten'' dava açtıklarını ve davalıya resmi yollardan tebligat yapıldığını ifade etti. Adana'da, 9 Haziran'da görülecek ön inceleme duruşması öncesi faili meçhul biri tarafından telefonda ölüm tehdidi aldığını öne süren Çatıkkaş, şu ifadeleri kullandı:
''Akşam evdeyken telefon çaldı. 8 yaşındaki oğlum telefonu açar açmaz hoparlörü de açık konuma getirdi. Karşıdaki kişi, 'Avukat sen misin?' dedi. Ben de 'Buyurun, siz kimsiniz?' dedim. 'Avukat Ebru sen misin?' diye sordu. 'Evet, buyurun siz kimsiniz?' dedim. Hoparlör açık olduğu için konuşmaları evdekiler de duydu.
O ana kadar normal bir konuşma diye çok önemsemedim. 'Sen benim kim olduğumu ne yapacaksın' deyince hepimiz sustuk. 'Salı günkü davadan çekileceksin, eğer davaya devam edersen sonun Özgecan gibi olur. Kimsenin yuvasını yıkma' dedi ve telefonu kapattı. Tedirgin oldum. Ailem de duydu. Özellikle çocuğum, 'Anne, sana bir şey mi olacak?' diye korktu. Çünkü Özgecan olayı, Türkiye'ye mal olmuş bir dava. Bunlardan korktuğumuz için değil.''
Telefon eden kişi için Adana Barosu olarak suç duyurusunda bulunduklarını anlatan Çatıkkaş, Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık ve Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan ile gerekli başvuruları yaptıklarını, komisyon üyeleriyle de bu durumu değerlendirdiklerini söyledi.
Çatıkkaş, ''Kim, ne yapacaksa ben buradayım, kimse bizi öldüremez artık. Bence biz iyi bir şey yaptık, gerçekten mağdur olan birisinin yanında durduk ki bu şekilde tepki alıyoruz. Kesinlikle bu davadan çekilmiyorum. Suç duyurusunda bulunduk. Kimse fail, mutlaka bunun üzerinde hassasiyetle duracaklardır.
Faile de kısa zamanda ulaşılacağını tahmin ediyoruz'' diye konuştu.
Mersin'in Tarsus ilçesinde üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın öldürülmesiyle ilgili Ahmet Suphi Altındöken, babası Necmettin Altındöken ve arkadaşı Fatih Gökçe tutuklanmıştı. Haklarında hazırlanan iddianamede ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen sanıklar, 12 Haziran'da Tarsus 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.