Askerlik yükümlülerinin, psiko-sosyal özelliklerinin farklılık arz ettiği ve bir kısmının da sivil yaşantısındaki madde bağımlılığı, aile içi ve ekonomik sorunlar gibi meselelerini kışlalarına taşımak durumunda kaldıklarına işaret edilerek, bu yükümlülerin, askeri birliklerine katılışlarından itibaren tasnif edilmesi ve risk grubu içerisinde olanların belirlenmesinin özel önem arz ettiği vurgulandı.
Birliğine katılan personelin, askerlik şubelerinde son yoklamada yapılan sağlık muayenelerinden itibaren takibe alındığı ve sorunları tespit edilenlerden, ilk aşamada, ''Askerliğe Elverişli Değildir Raporu'' alanların askerlik hizmetine alınmadığı, tedavi edilebilecek olanların ise askerliğinin tedavi süresince ertelendiği bildirildi.
Askerlik Şubesi'nden eğitim merkezlerine sevk edilenlere de eğitim birliklerine katılışlarında ''Psikolojik Risk Faktörü Tarama Anketi'' uygulandığına ve uzman personel tarafından her yükümlü ile tek tek görüşüldüğüne dikkat çekildi.
Anketten elde edilen sonuçlar ve bire bir yapılan görüşmelerde, sorunlu olduğu belirlenen personel RDM'lerde yüz yüze görüşmeye alındığı belirtilerek, durumuna göre, RDM görüşmeleri ile kontrol altında tutulduğu ya da tedaviye ihtiyacı olduğu tespit edilenlerin birlik komutanı tarafından önce birlik tabibine daha sonra da hastanelerdeki psikiyatri servislerine sevk edilerek tedavilerinin sağlandığı kaydedildi.
Yatarak tedavi ihtiyacı duyulmayan ve psikiyatri servisi tarafından ilaçla tedavi edilmesi uygun görülen personelin ise birlik komutanı, RDM ve sağlık kuruluşlarının gözetiminde takip edildiği ifade edilerek, bu yıl Eylül ayına kadar 140 bine yakın personelle görüşme yapıldığı, bunlardan yaklaşık 53 bininin hastanelere sevk edildiği bildirildi.
Daha sonra, sorunları olduğu belirlenen personelin bilgileri, eğitim birliğinden dağıtım olduğu ve yükümlülüğünü sürdüreceği birliğe katılmadan yeni birliğine aktarıldığı, personel kışlaya geldiği andan itibaren durumunun takip edildiği vurgulandı.
-Mehmetçik 24 saat sorununu anlatıyor-
TSK personelinin, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanlığı bünyesindeki uzman psikiyatrist, psikolog, sosyal hizmet uzmanları gözetiminde faaliyetlerini sürdüren ''TELE-NET Telefonla Danışma Hattı'' yanında, birlik seviyesinde RDM personeli kontrolünde faaliyet gösteren ''Alo Mehmetçik Telefon Hattı''nı arayarak 7 gün 24 saat psikolojik destek talebinde bulunabildiği belirtildi.
Bilgilendirmede, koruyucu ruh sağlığı hizmetleri kapsamında rütbeli personelin de rehberlik ve danışma hizmetlerine tabi tutulduğu ifade edildi.
Personelin birliğe katılımını müteakip birlik komutanlarınca, ailelerle mektup ve telefon ile iletişim kurularak, askerlik hizmeti boyunca çocukları hakkında bilgi alabilmeleri amacıyla irtibat numaraları verilerek, vatani hizmetini yapmakta olan evlatlarının, her türlü durumu hakkında (ödül, ceza, hastalık, vb.) telefon ve posta ile devamlı olarak bilgi sahibi olmalarının sağlandığı bildirildi. ''Aile İletişim Merkezleri''nin bu amaçla haftanın her günü 24 saat boyunca faaliyet gösterdiği anımsatıldı.
Kötü muameleyle ilgili şikayetlere derhal işlem yapılırken, maddi durumu yetersiz olan personele yönelik olarak kısıtlı da olsa birlik kantinlerinden maddi yardımlar yapıldığı dile getirildi.
TSK bünyesinde intihar riski taşıdığı tespit edilebilen personele silah verilmezken, meydana gelen olayların hem adli hem de idari soruşturmaya tabi tutulduğu vurgulandı. Ayrıca, tespit edilen aksaklıklar ''alınan dersler'' olarak tüm birliklere yayımlandığına işaret edildi.
''Özellikle son yıllarda alınan tedbirlerin de katkısıyla 2002 yılında intihar vakası yüz binde 32 iken, 2011 yılında yüz binde 15'e düşürüldüğü, bir başka deyişle son on yılda intiharların yarı yarıya azaldığı'' ifade edildi.
''Yaş grubu, eğitim seviyesi ve diğer özellikler açısından dikkate alındığında, ülke genelindeki intihar eğilimi ve davranışların, askere alınma ile birlikte Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nde, görev yaptığı süreye taşındığı'' vurgulandı.
TSK'da intihar olaylarının başlıca sebepleri arasında, uyuşturucu bağımlılığı, ailevi sorunlar (sevgisizlik, bölünmüş aile yapısı, gönül ilişkisi vb.), aşırı borçlanma, yüz kızartıcı olaylar (ahlak dışı davranışlar), uyumsuzluk ve kötü muamele gibi faktörlerin yer alabildiği, kişiyi intihara sürükleyebilen davranış biçimleri içinde ''kötü muamele''nin sebeplerden sadece birisi olduğuna işaret edildi.
''İntihar nedeni belirlenmeden, adli ve idari soruşturma sonuçları resmen ortaya çıkmadan yorum ve değerlendirmeler yapılarak kamuoyunda infial yaratılması ve bir kurumun zan altında bırakılmasının doğru olmayacağı'' ifade edildi.
Ayrıca teröristle mücadeledeki şehit sayısı ile intihar eden personel arasında yapılan mukayeselerin son derece üzücü olduğu kaydedilerek, son 3 yıldaki şehit ve intihar sayılarına ilişkin şu bilgiler verildi:
Son Üç Yılda Teröristle Mücadelede Şehit Olan ve İntihar Eden Personel Sayısı
Yıllar Şehit Sayısı İntihar Sayısı
2010 88 85
2011 102 70
2012 133 75
Toplam 323 230
-''Zihinlerde şüphe kalmamasına özen gösteriliyor''-
TSK'da ölümle sonuçlanan tüm olaylarda adli soruşturmanın yanı sıra idari soruşturma da yapılırken, her olay kayıt altına alınıyor ve varsa sorumlular hakkında yasal işlem yapıldığı anımsatıldı.
Vefat eden personelin ailesine Garnizon Komutanlıkları vasıtasıyla bilgi verildiği ve ailenin talep etmesi durumunda, zihinlerde herhangi bir şüphe kalmaması için olayın gerçekleştiği birliğe davet edilerek kaza/olayın oluş şeklinin ilk ağızdan dinlemelerinin sağlandığı bildirildi.
TSK'nın, intihar sorunuyla ilgili kurumsal farkındalığı arttırmada, risk gruplarını bilimsel esaslara göre tespit etmede, meydana gelen olay ve durumları inceleyerek, bunlardan kurumsal anlamda dersler çıkarmada önemli mesafeler aldığına işaret edilerek, toplumsal bir sorun olan intiharlarla ilgili olarak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, sorunun çözümüne katkı sağlayacak her türlü iş birliğine açık olduğu vurgulandı.