Fotoğrafların, aynı zamanda Türkiye'de parsın doğal ortamda çekilen ilk fotoğrafları olduğunu vurgulayan Başkaya, şöyle devam etti:
"Parsın Türkiye'de halen yaşadığını ısrarla yaklaşık 20 yıldır söylüyoruz. İlk olarak 1994 yılında konuyla ilgili çalışmalara başladık. Aradan geçen sürede parsın önce ayak izlerine ve dışkısını ve nerelerde olabileceğini belirledik. Türün dağınık ancak birçok yerde hayatta olduğunu tespit ettik. Türkiye'de yaklaşık 30 ilde yaşadığını tahmin ediyoruz. Bundan sonra pars ile ilgili çalışmalarımız aralıksız devam edecek."
Parsın ilk fotoğraflarını 5 Temmuz 2013 tarihinde foto kapan ile çektiklerini belirten Başkaya, "Bugüne kadar parsa ait toplam 25 kadar fotoğraf çektik ve çekmeye de devam ediyoruz. Elimizdeki foto kapanlar az sayıda ve eski teknoloji olması nedeniyle çektiğimiz fotoğrafların çoğu siyah beyaz ve röntgen filmi gibi. Ancak yakında yeni foto kapanlarla türe ait renkli görüntüleri de elde edeceğiz" dedi.
Koruma alanı ilan edilmesi için taslak sınırlar belirlendi
Başkaya, parsın fotoğraflarının çekildiği alan ve civarının korunan alan ilan edilmesi için taslak sınırları belirlemek amacıyla KTÜ Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü öğretim elemanlarından oluşan ekiple 3 aydır arazide çalışma yürüttüklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Fotoğrafları çektiğimiz yerin nerede olduğunu, parsların güvenliği açısından şimdilik açıklamıyoruz. Çünkü bu yeri söylersek, herkes oraya gidip parsın görüntüsünü almaya çalışabilir ya da kötü niyetliler bu hayvanlara zarar verebilir. Bu bilgilerin, sahanın hızlı bir şekilde koruma alanı ilan edilmesi, en az iki daimi bekçi ve kamera sistemi ile korunmaya başlamasından sonra kamuoyuna açıklanmasını daha doğru buluyoruz. Fakat alan ile ilgili taslak sınırları Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'ne sunduk. Türün korunması konusunda TÜBİTAK'a sunmak üzere bir araştırma projesi hazırladık ve yakın gelecekte türle ilgili daha fazla detaylı bilgileri elde etmeyi planlıyoruz."