Bilici, internet yasasındaki değişikliklerin ülkenin en önemli gündemlerinden biri haline geldiğini ancak konunun, gereklilik boyutu yerine taraf olunan siyasi görüşlere göre tartışıldığını söyledi.
Dünyanın her yerinde internetin açıktan ya da gizli yöntemlerle denetlendiğini ifade eden Bilici, "Geçen yıl yapılan araştırmalarda içerik çıkarma konusunda Google'a en fazla başvurunun ülkemizden olması da Türkiye'de üretilen içerikler konusunda insanımızın ciddi rahatsızlık duyduğunu göstermektedir.
Yine Facebook'a göre dünyanın en çok sahte profil üreten ülkesi olarak Türkiye'nin gösterilmesi de içerikler konusunda farklı arka planların olduğunun ciddi göstergesidir" değerlendirmesinde bulundu.
Yine Facebook'a göre dünyanın en çok sahte profil üreten ülkesi olarak Türkiye'nin gösterilmesi de içerikler konusunda farklı arka planların olduğunun ciddi göstergesidir" değerlendirmesinde bulundu.
"Birçok kişi ve kurumun zarar görmesine sebep oluyor"
"Daha önceki yasada yer alan teknik ve hukuki boşluğu giderme noktasında yeni internet yasası başarılı gibi görünmektedir" diyen Bilici, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bununla beraber birçok boşluğun olduğu ve uygulama konusunda tereddüt oluşturan birçok maddeyi de barındırdığı muhakkaktır. Özel hayatın gizliliği konusunda hassas olmayan internet kültürümüz birçok ihlali normal gibi uygulamakta sakınca görmemektedir. Bu durum pek çok kişi ve kurumun zarar görmesine sebep olmaktadır. Gerek suç sahibine ulaşmak gerekse içerik çıkarma talebinin yerine getirilmesi çoğu zaman mümkün olamamaktadır. Tasarıda yer alan 2 konunun ivedilikle değiştirilmesi de önemli bir adımdır. Özellikle trafik bilgilerinin mahkeme kararı olmadan alınabiliyor olması tasarının en problemli konularından idi. Bu madde bizim de en çok eleştirdiğimiz maddelerden. Ancak yürütme, bu konunun yanlışlığını fark ederek trafik bilgilerinin istenmesini mahkeme kararına bağladı."
"Yasanın sonuçlarını süreç içinde göreceğiz"
İhlal edilen her gizliliğin birey açısından önemli olduğunu belirten Bilici, "İsteriz ki internet ortamındaki yayınlarda yer alan özel hayatın gizliliği ihlalleri hiç oluşmasın, oluştuğunda da en kısa sürede ortadan kalksın. Bazen 24 saat veya 4 saat bile bu ihlallerin olumsuzlukları bakımından son derece ciddi sonuçlar doğurabilecektir" değerlendirmesinde bulundu.
Bilici, tasarıda dikkat çekilmesi gereken bir diğer konunun ise Erişim Sağlayıcı Birliği olduğunu belirterek, "İlla birlik oluşturulacaksa bu birlik oluşumunun erişim sağlayıcılara veya kullanıcılara ek maliyet getirmemesi konusuna dikkat edilmelidir. Bu düzenlemeler ciddi ve hızlı bir hukuki mekanizma mahareti ile yerine getirilmelidir. Ancak yasanın uygulamasına bakarak esas sonuçlarını süreç içinde göreceğiz. Kanaatimiz odur ki bu yasa süreç içerisinde ve çağın gereklerine uygun olarak yeniden geniş bir katılımla ele alınacak ve gerekli düzenlemeler yapılacaktır" diye konuştu.
" Milli yazılımlar ve donanımlar üretilmeli"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Facebook ve Youtube'un kapatılabileceği" yönündeki açıklamalarına da değinen Bilici, şunları kaydetti:
"Bu tip açıklamalar birçok ülke yöneticisi tarafından dönem dönem yapılmaktadır. Ancak Sayın Başbakan'ın da bu açıklamayı sansür amacı ile yaptığı kanaatinde değiliz. Kaldı ki yasalarla internet erişimini engellemek pek mümkün görünmüyor, bunu yaşanan olaylardan anlamak zor değil. Esas yapılması gereken çağın gereklerine uygun, adil yasal düzenlemelerin yapılması ve insanların bu gibi konularda sürekli eğitilmesi için gerekli yapıların kurulması. İnternetin ulusal güvenliğimiz için risk oluşturduğunu düşünen karar vericilerin, bunu sağlamak için milli yazılımlar, hatta milli donanımlar üretmesi daha gerçekçi çabalar olacaktır."