10 yıl önce yapılan söyleşide Dink, Türkiye’nin geleceğinden çok umutlu olduğunu söylemiş, fakat umduğu güzel şeyler olurken kendisinin Türkiye’de olup olmayacağını bilemediğini…” belirtmiş...
İlk kez Bianet'te yayımlanan söyleşi, Anadolu Üniversitesi’nde Basın-Yayın bölümünde okuyan Mahmut Çınar imzası taşıyor. Çınar, söyleşi talebine Dink’ten, “Sevgili Mahmut; Seninle görüşmek benim görevim. Yolun İstanbul’a ne zaman düşecekse o zaman konuşuruz” yanıtını almış.
İşte o söyleşiden çarpıcı satırbaşları:
"ERMENİ NÜFUSU NEDEN GİDEREK AZALIYOR?"
Hayat sadece koruma, kollamayla yaşanacak bir şey değil. Hayat yaşanması gereken şey. Hayat kimliğini yaşamak, çoğalmak demek. Ama kimse sizin çoğalmanızı istemiyor ki. Cumhuriyetin kuruluşunda 300 bin olan Ermeni nüfusu bugün 60 bin, neden? 13 milyon Türk nüfusu neden 70 milyon oluyor da Ermeni nüfusu neden giderek azalıyor? Biz istemediğimiz için mi, yoksa birileri bizim çoğalmamızı istemediği için mi?
"BİZİM İÇİN EN ÖNEMLİ KAVRAM..."
Bizim için en önemli kavram ‘Türkiyelilik’ kavramı. Yani Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olma kavramı. Bakmayın siz bana, benim gibi birkaç kişi vardır Ermeni toplumunda ‘Türkiyelilik‘ kavramından hareket eden. Ermeni toplumunun büyük çoğunluğuna sorarsanız Türkiyeli demezler kendilerine ‘Türk’ derler. Yani o kadar bu ülkenin yurttaşlarıdır Ermeniler. Ancak buna rağmen unutulurlar, haklarından edilirler.
DİASPORA'YA YAKLAŞIMI
Onlara (Ermeni Diasporası) “Soykırımla ilgili sorunun çözülmesini istiyorsanız Türkiye’ye dışarıdan baskı yapmak yerine Türkiye toplumuyla diyaloga girmemiz lazım. Bunun için de gidip Türkiye’deki tartışmalara katılmanız gerekiyor” diyorum. Çünkü gelmiyorlar tartışmalara, katılmıyorlar.
"BEN DİASPORANIN KAFASINI KARIŞTIRIYORUM"
Ben diasporanın kafasını karıştırıyorum ama öte yandan Türklerin de kafasını karıştırıyorum. Türklerin resmi söylemi de çöküyor, Ermenilerin resmi söylemi de. Tabii resmi söylemler çöktükçe benim gibilere saldırılmaya devam edilecek.
"TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ AÇISINDAN ÇOK UMUTLUYUM"
Türkiye’nin geleceği açısından çok umutluyum. Türkiye’nin önünün açılacağını, demokrasimizin gelişeceğini düşünüyorum. Türkiye dünyada Doğu-Batı zıtlaşmasını ortadan kaldıracak bir örnek olacak. Kıraç, sığ tartışmaların ortadan kalkacağına inanıyorum. Kültürel kimliklerin özgürce yaşanacağı, barış içinde bir toplum olacağız.
HRANT DİNK KİMDİR?
Hrant Dink (15 Eylül 1954, Malatya - 19 Ocak 2007, İstanbul), Türkiye Ermenisi gazeteci. 19 Ocak 2007 tarihinde saat 15:00 sıralarında, genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesinin ŞişliHalaskârgazi Caddesi üzerindeki binası önünde uğradığı silahlı saldırı neticesinde hayatını kaybetti
Hrant Dink, 1954 yılında Malatya’da dünyaya geldi. Babası Sivas'ın Gürün ilçesinde, annesi Gülvart ise Sivas'ın Kangal ilçesinde doğup büyümüştü. Anne ve babası 1961 yılında İstanbul'a taşınmalarının ardından boşandı. Hrant ve iki kardeşi Gedikpaşa’daki Ermeni Yetimhanesi'ne yerleştirildi.
Dink bu sırada Türkiye'de gelişmekte olan sol siyasetten etkilendi ve Türkiye Komünist Partisi / Marksist-Leninist çizgisinde siyaset yapmaya başladı. O yıllarda, örgüt ile Ermeni cemaatinin ilişkilendirilmesini önlemek amacıyla ismini mahkeme kararı ile Fırat olarak değiştirdi.
Liseyi bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde Zooloji eğitimi aldı. Bir süre sonra yetimhanede birlikte büyüdükleri Rakel ile evlendi.
Kardeşleriyle birlikte açtığı yayınevi ve kırtasiye işlerini sürdürürken, eşi Rakel’le kendileri gibi Anadolu’dan gelen kimsesiz ve yoksul çocukların yetiştiği Tuzla Ermeni Çocuk Kampı’nı yönetmeye başladı. Açılışından 21 yıl sonra kampa devlet el koydu. Askerliğini DenizliPiyade Alayı'nda sekiz ay kısa dönem er olarak yaptı.
Bazı gazetelerde kitap eleştirileri ile yazı hayatına başladı. Basında çıkan yanlış haberlere gönderdiği düzeltmeler ile adı duyulmaya başladı. İstanbul Ermeni Patrikhanesi’ne, "Ermeni toplumu çok kapalı yaşıyor, kendimizi iyi anlatırsak önyargılar kırılır"[2] diyerek bu amaçlaTürkçe ve Ermenice bir gazete çıkarmayı önerdi. 5 Nisan 1996 tarihinde ilk sayısı yayınlanan Agos Gazetesi'nin kuruculuğunu, yayın yönetmenliğini ve başyazarlığını üstlendi.
Agos dışında Zaman Gazetesinde ve Birgün Gazetesinde yazdı. Yazılarında Türkiye'deki her etnik topluluğun barış içinde yaşaması gerektiğinin altını çizen Dink, aynı zamanda Ermeni cemaatinin patrikhane dışında sivil bir merkezi olması gerektiğini de söylüyordu.
Agos dışında Zaman Gazetesinde ve Birgün Gazetesinde yazdı. Yazılarında Türkiye'deki her etnik topluluğun barış içinde yaşaması gerektiğinin altını çizen Dink, aynı zamanda Ermeni cemaatinin patrikhane dışında sivil bir merkezi olması gerektiğini de söylüyordu.