Coğrafi olarak yanıbaşımızda yaşanan bu vahşet Türkiye'ye sıçrar mı? Habertürk'ten Ruşen Çakır bugünkü yazısında Türkiye'yi yakından ilgilendiren IŞİD dehşetinin ülkeye sıçrama ihtimallerini ve IŞİD'in Türkiye'ye saldırma durumunda öne sürebileceği gerekçeleri sıraladı.
Çakır'a göre Türkiye'de IŞİD'in saldırı ihtimaline karşı tehlikeli bir ilgisizlik ve duyarsızlık yaşanıyor, zira IŞİD 'kısa bir süre içinde yok olmazsa, ki böyle bir ihtimal kesinlikle gözükmüyor, (IŞ)İD, er ya da geç Türkiye topraklarında saldırılar düzenleyecektir.'
İşte Çakır'a göre IŞİD'in Türkiye'ye saldrımak için öne sürebileceği gerekçeler:
1. Kobani başta olmak üzere Irak ve Suriye’de savaştığı ve genellikle yenik düştüğü PKK’ya (ve onun destekçilerine) yönelik misillemeler yapmak isteyebilir.
2. Son Charlie Hebdo olayından sonra oluşan atmosferden, kendi kitle tabanını genişletmek için yararlanmak isteyebilir.
3. Ankara’nın uluslararası koalisyonla işbirliğini ciddi bir şekilde hayata geçirmesi halinde yaşayacağı sıkıntılara cevap vermek isteyebilir.
"İLK 2 SEÇENEĞE DEMİRTAŞ DA KATILIYOR"
Çakır'a göre, ilk iki seçenek HDP çevreleri tarafından da ciddiye alınıyor. HDP Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş’ın Milliyet’ten Serpil Çevikcan’a “Eğer bir IŞİD provokasyonu olursa herkes sağduyulu olmalı ve saldırı kime olursa olsun mağdurun etrafında kenetlenmeli.
Bu tür provokasyonlardan ancak böyle çıkarız” sözlerinin altını çizmek lazım. Çünkü (IŞ)İD gibi yapılanmalar, örneğin laiklik yanlılarına saldırarak dindarların, Kürt siyasetçilere saldırarak Türk milliyetçilerinin, devlete saldırarak muhalefetin desteğini veya en azından kayıtsızlığını hesaba katarlar. Eğer bu tür bir saldırıda hedef kim olursa olsun Türkiye toplumu birlikte hareket edebilirse, işte o zaman (IŞ)İD ve benzerleri ava giderken avlanmış olurlar." sözlerinden de bu anlam çıkıyor.
Bu tür provokasyonlardan ancak böyle çıkarız” sözlerinin altını çizmek lazım. Çünkü (IŞ)İD gibi yapılanmalar, örneğin laiklik yanlılarına saldırarak dindarların, Kürt siyasetçilere saldırarak Türk milliyetçilerinin, devlete saldırarak muhalefetin desteğini veya en azından kayıtsızlığını hesaba katarlar. Eğer bu tür bir saldırıda hedef kim olursa olsun Türkiye toplumu birlikte hareket edebilirse, işte o zaman (IŞ)İD ve benzerleri ava giderken avlanmış olurlar." sözlerinden de bu anlam çıkıyor.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
IŞİD TASFİYE OLURSA
Her geçen gün savaşını, başta Irak ve Suriye’nin komşuları olmak üzere başka ülkelere taşıyan (IŞ)İD’in Türkiye’yi hedef almayı düşünmediğini sanmak saflık olur. Yani Türkiye’nin (IŞ)İD’in kapsama alanına girmesi, esas olarak bir zamanlama sorunudur ve bunun kararını da (IŞ)İD’i yönetenler verecektir.
"ASKERİ OLARAK YENİLSELER BİLE..."
Öte yandan (IŞ)İD’in bir şekilde tasfiye olması durumunda da Türkiye örgüt artıklarının saldırılarına sonuna kadar açık bir ülke olacaktır. Öncelikle sağda solda çıkan haberlerden, (IŞ)İD saflarına Türkiye’den ve Avrupa’da yaşayan Türkiyelilerden çok sayıda katılımlar olduğunu öğreniyoruz.
Resmi rakamlar yüzlerce kişiden söz ediyor ki bunun daha fazla olduğunu tahmin ediyorum.
Resmi rakamlar yüzlerce kişiden söz ediyor ki bunun daha fazla olduğunu tahmin ediyorum.
Suriye ve Irak’ta iyice profesyonelleşen ve vahşeti içselleştiren bu kişilerin ne kadarının “normal hayat”a döneceği, ne kadarının kaldığı yerden devam etmek isteyeceği ciddi bir soru ve sorundur. Şunu akılda tutmakta yarar var: (IŞ)İD, El Kaide gibi örgütler askeri olarak yenilseler bile (ki o da epey zor) ideolojik-politik olarak varlıklarını başka isim ve şekillerde sürdürebiliyorlar ve genellikle gelen gideni aratıyor.
VAHŞET GÖRÜNTÜLERİ
Son olarak (IŞ)İD ile mücadeleyi, vahşet görüntülerinin kayıtlarını dolaşıma sokmaktan ibaret görenlere dikkat çekmek ve kendilerini uyarmak şart. Tekrar olacak ama bunları dolaşıma sokmak sadece ve sadece (IŞ)İD’e yarar. Çünkü bunların çoğunu zaten (IŞ)İD üretip dolaşıma sokuyor.
Kendilerine zarar verecek olsa herhalde bunları kaydedip yaymazlardı. Bir gazetecinin kafasının kesilmesini, bir pilotun canlı canlı yakılmasını, onlarca kişinin topluca infaz edilmesini izleyen insanlardan, öfkelenip (IŞ)İD’e karşı savaşmaya koyulan hiç var mıdır, emin değilim, ama bunların cazibesine kapılıp dünyanın dört bir tarafından (IŞ)İD’e katılan veya kendi ülkelerinde bu sahneleri tekrarlamak isteyen epey kişi olduğunu biliyoruz.
Kendilerine zarar verecek olsa herhalde bunları kaydedip yaymazlardı. Bir gazetecinin kafasının kesilmesini, bir pilotun canlı canlı yakılmasını, onlarca kişinin topluca infaz edilmesini izleyen insanlardan, öfkelenip (IŞ)İD’e karşı savaşmaya koyulan hiç var mıdır, emin değilim, ama bunların cazibesine kapılıp dünyanın dört bir tarafından (IŞ)İD’e katılan veya kendi ülkelerinde bu sahneleri tekrarlamak isteyen epey kişi olduğunu biliyoruz.