Kendi elimizle kendi dinimizin, kendi kültürümüzün düşmanlarını yetiştirmemeliyiz" dedi.
Bağış, Haliç Kongre Merkezi'nde, AB Bakanlığı'na bağlı Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) ev sahipliğinde düzenlenen Uluslararası Helal Akreditasyon Forumu'nun (IHAF 2013) açılışında yaptığı konuşmada, "helal akreditasyon"un sadece İslam ülkelerinin değil, dünyanın da önemli gündem maddelerinden biri olduğunu söyledi.
TÜRKAK'ın, 2007'den beri Dünya Helal Forumu'na, 2012'den beri de "Halal Congress Middle East"a Türkiye adına katılımını sağladıklarını kaydeden Bağış, bu forumun İstanbul'da yapılmasının da kendileri için ayrı bir mutluluk kaynağı olduğunu ifade etti. Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün bu toplantıyı ülkemizin birbirinden güzel birçok şehrinde düzenleyebilirdik ama takdir edersiniz ki İstanbul'da düzenlenen organizasyonların ayrı bir anlamı vardır. İstanbul'da verilen bir mesaj, alınan bir karar, hem doğuyu hem batıyı, hem geçmişi hem geleceği kapsayan bir ferman hükmündedir.
Çünkü İstanbul, doğunun en batılı, batının en doğulu, Avrupa'nın en Asyalı, Asya'nın en Avrupalı şehridir. İstanbul, dünya medeniyetine şekil vermiş 3 ayrı imparatorluğa başkentlik yapmış bir şehirdir.
Roma İmparatorluğu'na, Bizans İmparatorluğu'na ve Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapmış bir şehirdir. Bütün bu özelliklerinden daha önemli ve bizler için değerli ve anlamlı bir özelliği vardır ki, İstanbul bize Peygamber Efendimizin emanetidir, müjdesidir. Geçmişte nasıl imparatorların, padişahların, bir şanlı tarihin başkenti olduysa bugün de ümmeti Muhammed için bir kardeşlik dirilişini temsil etmektedir.
Biz 500 sene önce buraya gelmeden evvel bu şehirde başka kavimler, başka inançlar, başka kültürler yaşıyordu. Biz kin yerine kardeşliği, savaş yerine sevgiyi, husumet yerine hoşgörüyü seçtik. Çünkü İstanbul bize bunları öğretir, bunları telkin eder. Hamdolsun bugün de bu salona İstanbul’un bu manevi kardeşlik havasının işlediğini görebiliyor, bu toplantının çok güzel gelişmelere gebe olacağını şimdiden sezebiliyorum."
Forumun, "Helal yaşam için tek standart, tek sertifika ve tanınmış bir akreditasyon ile kesintisiz ticaret" hedefinin ilk adımlarından biri olduğunu kaydeden Bağış, "İnanıyorum ki bu forum, helal akreditasyonda özellikle İslam ülkeleri arasında ticareti kolaylaştıracak mekanizmaların hayata geçirilmesi bakımından bir milat olacaktır" diye konuştu.
Helal lokmanın, "toprağa atılmış bir tohum" gibi olduğunu kaydeden Bağış, şöyle devam etti:
"Bu tohumun meyvesi güzel fikir, kardeşlik ve hoşgörüdür. Haram lokma ise afyon gibidir. İnsanı kine, husumete ve isyana sürükler. Kur'an-ı Kerim'de, Maide suresinde çok açık bir şeklide ifade edildiği üzere, 'Allah'ın size verdiği rızıklardan helal ve temiz olarak yiyin ve inandığınız Allah'tan korkun!' diye uyarılıyoruz.
Buna, apaçık emre rağmen hala yediklerimize içtiklerimize, çocuklarımıza yedirdiklerimize dikkat etmeyecek miyiz? Helal kesim, üretim ve denetim konularındaki cehalet bugün İslam aleminin kanayan yaralarından biridir.
Helal-haram dengesi, davranışlarımızdan iş yapma kapasitemize kadar hayatımızın her alanını etkiliyor. Hazreti Mevlana diyor ki; 'Hizmete meyletmek ve o cihana gitmek azmi, ağza alınan lokmanın helal olmasından doğar'. Unutmamalıyız ki helal ile haram arasındaki farkın bilinmesi sadece bizim adımıza değil, gelecek nesillerimizin selameti adına da çok önemlidir.
Kendi elimizle kendi dinimizin, kendi kültürümüzün düşmanlarını yetiştirmemeliyiz. Necip Fazıl şu çok doğru tespitle bizi ikaz ediyor, 'Helal ile beslersen çocuğunu hürmet ile öder borcunu, haram ile beslersen onu hakaret ile öder borcunu.'"
Çoğunluğu Müslüman olan ülkeler veya Müslüman nüfusa sahip ülkelerde verilen helal belgelerinin tanınması noktasında bir birlikteliğin olmadığını kaydeden Bağış, "İslam dünyasının arasına sızmış olan tefrika ve parçalanmışlık hali bugün 'helal belgelendirme' alanında da kendini açıkça göstermektedir.
Kur'an'da 'Müslümanlar ancak kardeştir' diye buyrulurken, biz acaba gerçekten kardeş gibi davranıyor muyuz? Birimizin yediğini başkası kabul etmezken, birimizin kestiğini başkası reddederken hangi kardeşlikten bahsedebiliriz? Bugün Suriye'de, Mısır'da, Arakan'da, Somali'de insanlar inlerken biz hala kendi aramızda bölünmüşlük yaşıyorsak, kendi aramızda bazı noktalarda buluşamıyorsak bunda hepimizin vebalinin olduğunu da unutmamamız gerekir" diye konuştu.
Bağış, Müslüman ülkeler veya cemiyetler arasındaki anlaşmazlıklar yüzünden akreditasyon belgelerinin tanınmadığını ve bu nedenle de ortak ticaretin ciddi zarar gördüğünü belirterek, şunları söyledi:
"Peki, buna karşılık ne yapabiliriz? Bugün burada Haliç Kongre Merkezi’nde, Eyüp Sultan Hazretleri'nin dizinin dibinde, işte bunları birlikte konuşmalıyız, istişare etmeliyiz ve bu kardeşlik havasını soluyarak bu sorunlara hep beraber esaslı bir darbe vurmalıyız ama yetmez. Bu sorunların bertaraf edilmesi kapsamında bütün Müslüman devletlerin ortak hareket etmesi, İslam aleminin ittifakı adına hayati önem taşımaktadır.
Helal akreditasyon konusunda İslam aleminde birlikteliğin sağlanması, Müslüman ülkeler arasında ticaretin geliştirilmesi ve yeni iş sahalarının doğması için bir sıçrama tahtası olacaktır. Biz diyoruz ki, gelin bu forumu geleceğe, kardeşliğe ve insanlığın selameti için bir sıçrama tahtasına hep birlikte dönüştürelim."