Piramit Haber

Mahkeme kararını verdi!

Türkiye

Sakarya'da go-kart pistinde kaşkolu karting aracının aksına dolanması sonucu başı koparak ölen 23 yaşındaki üniversite öğrencisi Tuğba Erdoğan'ın ölümüyle ilgili, mahkeme kararını verdi.

Pistin işletmecisi ve kardeşini 2'şer yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptıran mahkeme, bunu, 18 bin 200 lira para cezasına çevirdi. Sanığın parayı 24 taksitle ödemesine hükmeden mahkeme, belediye görevlilerinin ise beraatine karar verdi. Karar sonrası konuşan acılı baba Süleyman Erdoğan, "634 gün önce ölüm haberini almıştım.
Ondan daha ağır bir haber aldım. Sadece kızım suçlu demedekileri kaldı" diyerek tepkisini dile getirdi.
Adapazarı ilçesinde, geçen yıl 7 Şubat'ta bir alışveriş merkezinin otoparkında bulunan go-kart pistinde, kaşkolunun karting aracının aksına dolanması sonucu başı kopan Tuğba Erdoğan'ın ölümüyle ilgili, pistin işletmecisi Y.M., kardeşi Ö.M. ile Adapazarı Belediyesi yetkilileri H.Ş., Y.E., A.T., Ö.T., A.K. ve M.İ.'nin yargılandığı davanın karar duruşması, Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşmaya, tutuksuz yargılanan pistin işletmecisi Y.M., kardeşi Ö.M. ve tarafların avukatları katıldı.

Maktul Erdoğan'ın ailesinin avukatı Hasan Hilmi Yavuz, dosyadaki bilirkişi raporundaki eksik hususlar doğrultusunda tazminat davasının görüldüğü Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından aldırılan bilirkişi raporunu dosyaya sunduklarını ve bilirkişi raporları arasında çelişki olduğunu savundu. Çelişkinin giderilmesi ve gerçeğin ortaya çıkarılması adına yeni bir bilirkişi raporu alınması talebinde bulunan Yavuz, sanıkların üst sınırdan ya da alt sınırdan uzaklaştırılarak cezalandırılmasını istedi.

Belediye görevlilerinin avukatı Nurullah Sayar ise müvekkillerinin bilirkişi raporunda kusursuz olduklarının sabit olduğunu ifade etti. Kazanın oluşumu ile müvekkillerinin görevleri arasında ililiyet bağının bulunmadığını belirten Sayar, müvekkillerinin beraatini talep etti. Olay sırasında pisti çalıştıran sanık Ö.M. de vicdanen rahat olduğunu söyledi. Maktulü uyardığını öne süren Ö.M, "Kaza şanssız bir kaza. Kaza öncesinde kendisini uyardım. Tanığın da bu şekilde uyardığı hususu sabit. Dünyada böyle bir kaza olmadı. Bu olayın hiç meydana gelmemesini dilerdim. Ancak kazayı engellemek gibi bir şansımız yoktu. Hayatım alt üst oldu." dedi.

Pistin işletmecisi Y.M., işletmenin ortağı olduğunu, olay sırasında pistte olmadığını, iş yerinde gerekli güvenlik önlemlerinin alındığını iddia ederek, suçsuz olduğunu ve beraatini istedi. Sanıkların avukatı Yüksel Genç ise kazayla ilgili alınan üç bilirkişi raporu arasında çelişkiler bulunduğunu dile getirdi. Kazanın yaşandığı araçta kusurun bulunduğunu ileri süren Genç, savunmasında şunları kaydetti: "Çelişkilerin giderilmesi için yeni bir bilirkişi raporu talep ediyoruz. Kaza sırasında kullanılan aracın motor gücü itibariyle bu şekilde kazanın oluşumuna sebebiyet vermesi mümkün değil. Kazadan sonra araçların satışını yapan firma TSE'den uygunluk belgesi istemiş. TSE uygunluk vermemiş. Müteveffanın içinde bulunduğu araca arkadan kendisini takip eden ve arkadaşı tarafından kullanılan aracın çarpması neticesi kaza meydana gelmiştir."

Kısa bir ara sonrası kararı açıklayan mahkeme, pistin işletmecisi Y.M.'yi 'taksirle ölüme sebebiyet vermek' suçundan 3 yıl hapis cezasına çarptırdı. Cezanın, sanığın geleceği üzerindeki etkisini dikkate alan mahkeme, sanığın cezasını 2 yıl 6 aya düşürdü. Sanığın kişiliğini ve ekonomik durumunu gözönüne alan mahkeme, hapis cezasını 18 bin 200 lira adli para cezasına çevirdi. Sanığın parayı 24 taksitle ödemesi kararlaştırıldı.

Diğer sanık Ö.M. ise 'taksirle ölüme sebebiyet vermek' suçundan 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezanın, sanığın geleceği üzerindeki etkisini dikkate alan mahkeme, cezada indirim yaparak 2 yıl 6 aya düşürdü. Ö.M.'nin cezası paraya çevrilmedi. Mahkeme, belediye görevlilerinin de beraatine karar verdi.

ACILI BABADAN SERT TEPKİ

Tuğba Erdoğan'ın babası, mahkemenin verdiği karara tepki gösterdi. Karar duruşmasına katılmayan ve sonucu avukatından öğrenen acılı baba Süleyman Erdoğan, "634 gün önce ölüm haberini almıştım. Ondan daha ağır bir haber aldım. Sadece kızım suçlu demedekileri kaldı" diyerek tepkisini dile getirdi.
Kızının öldüğü kazayla ilgili görülen davada alınan kararı değerlendiren acılı baba Erdoğan, kararı ölümlerin önünü açan bir karar olarak değerlendirdi. Kararı kabul etmediğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: "634 gün önce ölüm haberini almıştım. Ondan daha ağır bir haber aldım. Mahkeme başlangıcında 'hukuka güveniyorum' demiştim. Bugün o kanaatte değilim.

Ölümlerin önünü açan bir karar. Türkiye'de ölümlerin arkası kesilmez. Taksirli suç affet. Ruhsat veren belediyeye hiç ceza gelmemiş. Maden kazaları, trafik kazalarının sonu gelmez. Karar veren hakim, kendi çocuğu gibi karar vermiyorsa bu işin sonu gelmez. 634 gün oldu. Sadece 'kızım suçlu' demedikleri kaldı. Bir 'bu işletmeye tazminat ödesin dememişler'. İki kardeşine her gün 'yargı en ağır cezayı verecek' diye anlatıyordum. Şimdi bu kararı çocuklara nasıl anlatacağım?"

"BİLİRKİŞİ RAPORU, ÖLEN KİŞİYE 'BU KAZANIN ASIL SORUMLUSU SENSİN' DEMİŞTİR"

Ailenin avukatı Hasan Hilmi Yavuz ise adliye çıkışında mahkemenin kararını değerlendirdi. Mahkemenin eksik ve hatalı bilirkişi raporuyla karar verdiğini savunan Yavuz, "Bilirkişi açıkça hem soruşturma dosyasında hem hukuk davasında ölen Tuğba Erdoğan'a hiç bir kusur atfetmemesine rağmen dosyadaki bilirkişi de maktulün atkı takmaması sebebiyle kusurlu bulunduğuna, savcılık ve hakim de bu sebeple cezada indirim yapmışlardır. Bu bilirkişi raporu gerçekten açıkça ölen kişiye 'bu kazanın asıl sorumlusu sensin. Sana herhangi bir uyarı, ikaz yapılmasa da işletmede güvenlik tedbirleri alınmasa da sen devlete güvenmekle, belediye tedbirleri almıştır. İşletmeciye güvenmekle hata ettin. Kusurlusun' demiştir." ifadesini kullandı.
Son aylarda ülkede bir çok ölümlü iş kazası meydana geldiğini anlatan Yavuz, kamuoyunda sürekli gerekli denetim ve tedbirlerin alınıp alınmadığıyla ilgili tartışmaların yapıldığını söyledi. Yavuz, şöyle konuştu: "Bundan sonra vatandaşlarımız şunu bilmelidirler ki devletimiz güvenlik tedbirleri konusunda gerekli kontrolleri, denetlemeleri eksik yapıyorlar. Devlete güvenmesinler. Kendileri bu araştırmaları yapsınlar. Yoksa kusurlu sayılacaklardır. Vefat edip yaralansalar bile kusurlu sayılacaklardır.

Biz açıkçası bunun gerekçeli kararının yazılmasını bekliyoruz. Son aylarda ülkemizde gerek maden, gerek trafik kazaları meydana gelmekte. Kamuoyunda sürekli gerekli denetim ve tedbirlerin alınıp alınmadığıyla ilgili tartışmalar var.

"KARARIN YARGITAY'CA BOZULACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM"

Bence bu mahkeme kararından sonra asıl tartışılması gereken husus, yargı denetim ve güvenlik tedbirlerini almayan, insan hayatını hiçe sayan işletmelere devletin gerekli tedbirleri alıp almayan görevlileri hakkında gerekli cezaları veriyor mu? İşletme sahiplerine gerekli cezaları veriyor mu? Bu tartışılmalı. Ne yazık ki yargımız bu kazaların oluşumunda en az işletmeler ve denetimleri yapmayan idare kadar sorumlu durumuna düşmektedir. Ben umuyorum ki bu karar Yargıtay tarafından bozulacak. Zira bu haliyle karar kesinleşirse ülkemizde insan hayatına gerekli önemin verilmediği, devletin güvenlik tedbiri almadığı, vatandaşının sağlık ve hayatını korumakla yükümlü olduğu anayasal görevi ortadan kalkmış olacaktır. Bu sebeple kararın Yargıtay'dan bozulacağını düşünüyorum."

Özellikle mahkemenin maktulü kusurlu sayması sebebiyle cezada indirime gitmesi, alt sınıra yakın bir ceza vermesi ve işletmecilerden bir tanesinin cezasını para cezasına çevirmesini büyük üzüntüyle karşıladığını belirten Yavuz, "Umarım yargı da bu hatalı kararından dönecektir. Bundan sonra bu kazaların meydana gelmemesi için yargıya büyük görev düşmektedir. Zira asıl sorumlular hala yargılanmamakta ve ceza almamaktadır. Bu durum devam ederse bu kazaları duymaya devam edeceğiz." dedi.

Go-kart pistinde kaşkolunun karting aracının aksına dolanması sonucu başı koparak ölen üniversite öğrencisi Tuğba Erdoğan'ın ölümüyle ilgili davada, pistin işletmecisi ve kardeşini 2'şer yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptıran mahkeme, pistin işletmecisine verilen hapis cezasını 18 bin 200 lira para cezasına çevirdi. Sanığın, parayı 24 taksitle ödemesine hükmeden mahkeme, belediye görevlilerinin ise beraatine karar vermişti.
Sıradaki Haber
Mobil Sayfaya Dön
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.