Tutanaklar çözüm sürecinin "cicim aylarında" sızdırılınca, içerik yeterince tartışılmamış, muhabir Namık Durukan hedefe konulmuştu.
İYİMSERLİK RÜZGARLARI
Çözüm sürecini takip eden yazarların yansıttığı "iyimser yol haritalarına" sarılmak için aslında pek çok neden vardı.
30 yıldır terör belasından bunalan halk için yeni gelişme, "çıkış kapısının aralanması" anlamına geliyordu. Şehit cenazelerinin tarihe karıştığı günler, yediden yetmişe herkesin ortak rüyasıydı kuşkusuz.
Doğal olarak bardağın dolu tarafı ağır basıyor, boş tarafına bakanlara dudak bükülüyordu. Kamuoyunda "bahar havasının" estirilmesinin arkasında yukarıda bahsedilenler vardı.
"KERVAN YOLDA DÜZÜLMEYE ÇALIŞILDI
"Kervan yolda düzülür" mantığıyla başlayan süreci bozmanın bir anlamı yoktu düşüncesi hakimdi. İtirazlar, çekinceler, "o zaman analar ağlasın mı?" denilerek etkisiz hale getiriliyordu. Peki sokaktaki insana ne söylenmişti?
Buna göre bölünme yoktu. Bağımsız Kürdistan anlamına gelecek herhangi bir toprak pazarlığı da masaya gelmemişti. Ne federasyon ne de alternatif yönetim biçimi de yoktu. Demokratik Özerklik de üstü çizilen başlıklar arasındaydı.
Sürecin başında yapılan bu mutakabatın MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Abdullah Öcalan arasında yapıldığı söylenmişti.
3.5 yıl sonra gelinen nokta ise bambaşka oldu. Yaşanan gel-gitler, PKK'nın tutmadığı sözler, ilerleyen dönemde PKK'nın sertleşen tutumu, Gezi olayları, Suriye krizi, HDP-Kandil çizgisinde yeşeren "keskin AK Parti karşıtlığı" ve daha nice başlıklar sürecin engellleri olarak sıralandı. PKK'nın askeri kanadı HPG'nin başındaki Murat Karayılan, 1 Haziran 2016’da ANF’ye yaptığı açıklamada söylüyordu:
EN SON AÇIKLAMA: "ÇÖZÜM BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN"
"Madem bugün Erdoğan öncülüğündeki AKP devleti çözümü reddediyor ve zorla Kürt halkının bütün değerlerini ortadan kaldırmak istiyor; o zaman önümüzde ikinci seçenek olarak, Devrimci Halk Savaşı’yla kendi çözümümüzü geliştirerek Bağımsız Kürdistan’ı hedeflemek kalıyor… Demokratik Konfederalizm, halkların eşit-özgür bir biçimde bir arada yaşadığı, kadın özgürlüğüne dayalı demokratik-ekolojik bir çözüm biçimidir. Biz esas olarak bunu hedefliyoruz… Bu temelde Kürdistan Özgürlük Mücadelesi olarak özü itibarıyla bir savunma savaşı olan Devrimci Halk Savaşı’nı çok daha ciddi bir şekilde ele almalıyız... Yeni bir dönem daha başlar, ateşkes gündeme girer’ beklentisinde olmamalıyız..."
"SAVAŞ ARTIK HER YERDE OLACAK"
Yine KCK'nın tepesindeki isim Cemil Bayık, bu yılın mart ayında İngiliz Times gazetesine verdiği röportajda "Kısa bir süre öncesine dek Türk ordusu ile savaş sadece dağlardaydı. Daha sonra kasabalara ve kentlere de taştı. Artık her yerde olacak." diyordu.
Peki Öcalan 2013'te neler söylemişti? Lafı daha fazla uzatmadan tutanaklarda Öcalan'ın sözlerine kulak verelim:
"ŞİMDİYE KADAR YAŞADIKLARIMIZ DEVEDE KULAK KALIR"
- Öcalan: Kandil’e BDP’ye ve Avrupa’ya üç nüsha mektup yazdım. Heyet ile dünden beri yoğun olarak tartışıyoruz. Özal’dan beri teşebbüs içerisindeyim, akim (akamete uğradı, kesintiye uğradı) kaldı. Şimdi akamete uğramaması lazım. Uğrarsa, tırnak kesilirse felaket olur.
Türklerde bunu bilmeli; başarısızlık orta ve üst düzey savaş, isyan, kaos hepimizin hayatı söz konusudur. Şimdiye kadar yaşadıklarımız devede kulak kalır. Kesin başarı hedefi ile sonuçlanması lazım. Yeni diyalog sürecine yükleniyorum. Dostlarımızın ve halkımızın eski kalıp mücadeleleri bir kenara atmaları lazım.
- Öcalan: Komisyonlar kurulacak. Hakikat komisyonu da kurulacak. Akil adamlar denetiminde olacak. Çekilme o zaman olacak. Köylere geri dönüş olacak. Bunları yapmazlarsa geri çekilme olmaz. Çekildiğimiz alanda gerillayı daha da büyüteceğiz. Çekilirsek gerilla biter görüşüne katılmıyorum. Suriye var, İran var. Şu an Suriye’de 50 bin, Kandil’de 10 bin, İran’da 40 bin var.
"50 BİN KİŞİYLE HALK SAVAŞI OLACAK"
- Sırrı: Sizin konumunuz ne olacak?
- Öcalan: (Gülerek) Ne ev hapsi, ne de af bunlara gerek kalmayacak. Herkes, hepimiz özgür olacağız. Şunu bilin ki bu hamlem komployu boşa çıkaracaktır. Ben komployu aşıyorum. Başarılı olursam, Ne KCK tutuklusu kalır ne başkası. Bu olmazsa 50 bin kişiyle halk savaşı olacak. Ölen ölecek, ben karışmıyorum. Yalnız, herkes bilmeli ki, ‘Ne eskisi gibi yaşayacağız, ne de eskisi gibi savaşacağız’. Kendime güveniyorum. Şunu iyi bilin devlet de ben de vazgeçemeyiz. Tarihi bir barış ve demokratik yaşama geçiş.
Meğer 3 yıl önce söylemiş!
Meğer 3 yıl önce söylemiş!
Piramit Haber Piramit Haber
Türkiye
Çok değil 28 Şubat 2013'te Milliyet'in manşetine taşınan İmralı tutanaklarında Öcalan, bugünleri işaret etmiş meğerse.
Paylaş: