Kılıçdaroğlu, KanalTürk televizyonunun canlı yayınına katılarak, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün ihraç kararının kaldırılarak CHP'ye üyeliğinin kabul edilmesi sürecinde bazı pazarlıkların yapılıp yapılmadığı sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hayır, hiçbir pazarlık söz konusu değil. Zaten neyin pazarlığını yapacaksınızki?" yanıtını verdi.
CHP'nin belediye başkan adaylarını belirleme yöntemini açıkladığını, bu konuda beş kişilik bir komisyonun çalışma yaptığını ifade eden Kılıçdaroğlu, her seçim çevresiyle ilgili bağımsız karar verildiğini söyledi.
"İstanbul için henüz anket yaptırmadık"
Sarıgül'ün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı olması halinde bu talebin beş kişilik ilgili komisyonda değerlendirildikten sonra Merkez Yönetim Kurulu'na geleceğini, burada görüşülmesinin ardından Parti Meclisi'nde karara bağlanacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, ancak bu süreçlerin sonunda adaylığın kesinleşebileceğine işaret etti.
Kılıçdaroğlu, anketlerin İstanbul için hangi ismi öne çıkardığı sorusuna karşılık olarak da henüz bir anket yaptırmadıklarını, bu il için bir eğilim yoklamasının da gerçekleştirilebileceğini belirtti.
Kılıçdaroğlu, Mustafa Sarıgül'ün CHP'nin başına geçeceği iddiaları hatırlatılarak, endişe duyup duymadığı sorusu üzerine, siyasetin koltuk hesabı üzerinden yapılmayacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu, bir başka soru üzerine de Sarıgül'ün CHP'ye katılma sürecinde eski genel başkan Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile herhangi bir görüşme yapmadığını söyledi.
"Bütün dünyaya bizi rezil ediyor"
Kılıçdaroğlu, kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalmalarına ilişkin tartışmalar ve bu konuda yapılabilecek düzenlemeler hakkındaki soruyu da yanıtladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, başörtülü milletvekillerinin TBMM Genel Kuruluna gelmesinin ardından CHP'nin tavrı karşısında ezberinin bozulduğunu, bunun üzerine de yeni bir tartışma konusu olarak kız ve erkek öğrencilerin birlikte kaldığı evleri gündeme getirdiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, bunun aklın ve mantığın kabul edemeyeceği bir tartışma, saçma bir düşünce olduğunu söyledi.
"Bir başbakan bizim gençlerimizin tümünü töhmet altında bırakamaz. Anne ve babaları, üniversiteye gönderdiği gençler dolayısıyla böyle ağır bir suçlama ile karşı karşıya bırakamaz" diyen Kılıçdaroğlu, zinayı suç olmaktan çıkaran bir hükümetin şimdi neyin hesabını yaparak böyle bir yaklaşım içine girdiğini anlamanın mümkün olmadığını vurguladı.
Aynı evlerde yaşayan kız ve erkeklerin hangi hukuka göre, neyle suçlanacağını soran Kılıçdaroğlu, "Gençlerin namus bekçiliğini yapmak ne zamandan beri siyasetçilerin işi oldu. Siz, o gençleri nasıl bu kadar ağır suçlarsınız. Yazık, günah değil mi? Anlamakta güçlük çekiyorum. Ruh hali sağlıklı birinin yapacağı bir şey değildir bu. Bütün dünyaya bizi rezil ediyor" değrlendirmesinde bulundu.
"Gencecik çocuklar üzerinden siyaset yapmaya kimsenin hakkı yoktur"
Hükümetin asıl görevinin üniversite gençlerinin barınma sorununu çözmek, yurt yapmak olduğuna dikkati çeken Kemal Kılıçdaroğlu, "Bütün bunları 'mütedeyyin insanları nasıl aldatırım, oy nasıl devşiririm' hesabı üzerinden yapıyor. Türbanda ezberi bozuldu, şimdi buradan yeni oy devşirme mekanizmaları yaratmaya çalışıyor. Yazık, günahtır. Gencecik çocuklar üzerinden siyaset yapmaya kimsenin hakkı yoktur" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, yerel seçimlerde başörtülü aday gösterip göstermeyeceklerine ilişkin, "Başvuru olursa bakarız tabii. Kurallar vardır, başvurusunu yapar değerlendiririz, aday olacaksa olur tabii, niye olmasın. İnsanlara giyimi dolayısıyla 'sana siyaset yasağı getirdim' deme hakkımız var mı bizim? Yok tabii" dedi.
Üniversitede öğrenim gören gençlerin çoğunun evlerde kaldığını belirten Kılıçdaroğlu, Tunceli başta olmak üzere yeni açılan üniversitelerin tamamında ise yurt sorunu olduğunu savundu.
Kılıçdaroğlu, ülkedeki yurt sorunun iki yıl içerisinde çözüleceğini ifade ederek, "11 yıldır çözemediler. Yazıktır. Şimdi kalkıp bu çocukları suçlayarak oy devşirmeye çalışıyorsunuz, yazıktır" değerlendirmesinde bulundu.
Çözüm süreci
Çözüm süreciyle ilgili bir soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, sürecin ne olduğunu bilmediklerini söyledi. Sağlıklı işleyen demokrasilerde iktidarın temel konularda anamuhalefet partisine bilgi vermesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'de bunun yaşanmadığını kaydetti.
Başbakanla tokalaşmaması
Kılıçdaroğlu, 29 Ekim kutlamaları sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la tokalaşmamasının dikkati çektiğinin hatırlatılması üzerine ise bir yere sonra gelenin, önce gelenin elini sıkması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "O sizin elinizi sıkmıyorsa, siz koşa koşa gidip onun elini sıkar mısınız? Sonra gelen sizi görmemezlikten gelirse, asıl ayıplanması gereken kişi odur, ben değilim" değerlendirmesini yaptı.